I want you to tell me the truth translate Turkish
128 parallel translation
Akama, I want you to tell me the truth.
Akama, doğruyu söylemeni istiyorum.
I want you to tell me the truth. I want you to tell me he's trying to steal it.
Gerçeği söylemeni, "Toprağı çalmaya çalışıyor" demeni istiyorum.
Rhoda, I want you to tell me the truth!
Bana gerçeği söylemeni istiyorum, Rhoda!
I want you to tell me the truth about the Maestro's illness.
Bunun ne hakkında olduğunu bilmeliyim, lütfen.
I wanna ask you something important, and I want you to tell me the truth.
Önemli bir şey sormak istiyorum, ama gerçeği söyleyeceksin.
I want you to tell me the truth.
Bana gerçeği söylemeni istiyorum.
I want you to tell me the truth, if you can.
Söyleyebilirsen, bana doğruyu söylemeni istiyorum.
Father, I want you to tell me the truth.
Peder, bana doğruyu söylemeni istiyorum.
I want you to tell me the truth.
Bana gercekleri anlatmani istiyorum.
But I want you to tell me the truth.
Ama bana doğru söyleyeceksin.
I want you to tell me the truth, mind you.
Seni uyarıyorum, doğru söyle.
And I want you to tell me the truth.
ve bana doğruyu söylemeni istiyorum.
I want you to tell me the truth all the time.
Bana her zaman gerçeği anlatmanı istiyorum.
I want you to tell me the truth, Shelly.
Bana gerçeği söylemeni istiyorum Shelly.
I want you to tell me the truth.
Doğruyu söyle.
- Joe, I wanna ask you something and I want you to tell me the truth.
Joe sana bir şey soracağım. Gerçeği söyleyeceksin.
So, before this tale of bloody revenge reaches its climax, I'm gonna ask you some questions, and I want you to tell me the truth.
Yani, bu kanlı intikam öyküsü zirveye ulaşmadan önce sana bazı sorular soracağım, sen de bana gerçeği anlatacaksın.
I want you to tell me the truth about something.
Bana bir konuda gerçeği söylemeni istiyorum.
Look Teddy, I'm gonna ask you a question and I want you to tell me the truth, okay?
Bak Teddy, sana bir soru soracağım ve bana doğruyu söylemeni istiyorum tamam mı?
I want you to tell me the truth!
Bana gercegi soylemeni istiyorum!
And I want you to tell me the truth.
Biliyorsun senden bana doğruyu anlatmanı istiyorum.
And I want you to tell me the truth... because whatever the truth... we're gonna take care of you.
Ama bana gerçeği söylemeni istiyorum çünkü ne olursa olsun gerçeği söylersen sana daima yardımcı olabiliriz.
I want you to tell me the truth.
Gerçeği söylemeni.
I need to ask you something, and I want you to tell me the truth, okay?
Sana bir şey sormam lazım, ve bana doğruyu söylemeni istiyorum, tamam mı?
I want you to tell me the whole truth.
Her şeyi anlatmanızı istiyorum.
I want to ask you one question. You tell me the truth, or so help me, I'll kill you.
Bana doğruyu söyle yoksa seni öldürürm.
Now I want you to tell me something, and I want the truth too.
Bana bir şeyi söylemeni istiyorum Gerçeği öğrenmek istiyorum.
If you're saying all this because you don't want to tell me the truth, because you're hiding something from me, then maybe I can understand.
Bana doğruyu söylemek istemediğin, bir şey sakladığın için böyle konuşuyorsan, seni anlayabilirim.
I just want you to tell me the whole truth for your own sake.
Kendi iyiliğin için bana tüm gerçeği anlatmanı istiyorum.
And the voice said to me, " I want you to tell the people the truth.
Ve ses bana dedi ki : " İnsanlara gerçeği anlatmanı istiyorum.
I just want you to tell me the truth.
Sadece bana gerçeği söylemeni istiyorum.
You might not want to tell me the truth and I don't want to hear lies, either
Nasıl olsa gerçeği söylemeyeceksiniz, ve bende yalan dinlemek istemem
Leon, I'm going to ask you a question, and I want you to tell me the complete truth.
Leon sana bir soru soracağım ve gerçeği söylemeni istiyorum.
I want you to tell the whole truth about what you did to me and to Sheridan.
Bana ve Sheridan'a yaptığın her şeyi anlatacaksın.
Before I go to this idiotic Crash Festival, I want to know everything. And if you don't tell me the truth right now... I'm gonna go to Valenti myself and tell him everything I know.
Bu salak festivale gitmeden önce herşeyi bilmek istiyorum ve eğer bana şimdi doğruyu söylemezsen Valenti'ye gidip bildiğim herşeyi anlatırım.
You got no reason to trust me and I know you don't want to hear any more promises so I'm just gonna tell you the truth.
Bana güvenmek için bir nedenin yok ve artık daha fazla vaat dinlemek istemediğini biliyorum. Bu yüzden gerçeği söyleyeceğim.
Clayton, I'm going to ask you something and I want you to tell me on your father's soul the absolute truth.
Clayton, sana bir şey soracağım ve bana, babanın ruhu için, tüm gerçeği anlatmanı istiyorum.
I just want you to tell me the truth.
Bana gerçeği söylemeni istiyorum.
I want you to think hard and tell me the truth.
İyi düşünmeni istiyorum. Bana doğruyu söyle.
You said you didn't tell us the truth because you were trying to protect me, because you didn't want to risk Sark finding out that I was a double agent.
- Beni koruduğun için gerçeği söylemediğini söyledin. Sark'ın benim çift taraflı ajan olduğumu öğrenme riski vardı.
I just want you to tell me the truth, Steve.
Bana sadece doğruyu söylemeni istiyorum, Steve.
I'll tell you what the matter is The truth is that the two of you have made a fool out of me All I want to know is why you did it?
ne olduğunu sana söyleyeceğim gerçek şu ki, siz ikiniz beni salak yaptınız bilmek istediğim, neden öyle yaptın?
I want to help you, Jules, but unless you tell me the truth, I can't.
Sana yardım etmek istiyorum, Jules Ama gerçeği söylemezsen, yapamam.
I'm glad he did,'cause to tell you the truth... there was a part of me that... didn't want you to recover.
Çünkü gerçeği söylemek gerekirse içimde bir parçam iyileşmeni istemiyordu.
I want to ask you something, and I just need you to tell me the truth.
Sana bir şey sormak istiyorum ve bana doğruyu söylemen gerekiyor.
To tell you the truth, I didn't even think you'd want me here.
Doğruyu söylemek gerekirse, beni burada istediğinizi sanmıyorum.
I want to give you three guys another opportunity to tell me the truth.
Size gerçeği anlatmanız için bir şans daha veriyorum.
And I have heard every excuse and half-truth so... you want to just tell me the real story?
Her bahaneyi ve beyaz yalanı duydum. Gerçek hikâyeyi anlatmak ister misin?
I want you to tell me the fucking truth.
Bana gerçeği söylemeni istiyorum.
But I want you to be brave enough to tell me the truth.
Fakat yeterince cesur olup bana gerçeği söylemenizi istiyorum.
I expect you to tell me the truth if you want help.
Eğer sana yardım edeceksem, bana gerçekleri söylemeni umuyorum.