I was just wondering if translate Turkish
953 parallel translation
Well, I was just wondering if he was all right.
Terk edemeyeceğini biliyordum.
I was just wondering if you had any instructions for me.
Benden istediğin bir şey var mı diye merak etmiştim.
I was just wondering if you meant what you said the other day... about showing me the run of things?
Sadece geçen gün bana işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğinizle ilgili söylediklerinizde ciddî olup olmadığınızı merak ediyordum.
I was just wondering if I couldn't sort of help you with the admiral?
Acaba size amiral konusunda yardïm edebilir miyim?
I was just wondering if...
Sadece merak ediyorum...
And I was just wondering if it might not be a good idea if I ran back there... and made a kind of a thorough examination of both of them...
Kötü bir fikir değilse gidip ikisini de baştan ayağa bir teftişte bulunabilirim.
I was just wondering if...
Merak ediyorum da...
I was just wondering if you were free for lunch.
- Yemek için müsait misiniz?
I was just wondering if there's much to be done.
Daha yapacak çok iş var mı?
I was just wondering if...
Ben sadece şeyi soracaktım...
I was just wondering if we could drive around for a while.
Biraz beraber gezelim mi diyordum.
I was just wondering if I left a book here.
Burada kitap bıraktım mı diye bakıyordum.
I've met the two maids, the cook and her husband, the gardener... and I was just wondering if there was someone I hadn't met.
İki hizmetçi, aşçıyla kocası ve bahçıvanla tanıştım... sadece merak ediyorum, başkası kaldı mı diye.
I was just wondering if you made up your mind and everything.
Yalnızca aklını başına toplayıp toplamadığını merak ediyorum.
I need a full-time job, and I was just wondering if maybe you could use me with the circus? .
Full-time işe ihtiyacım var, ve size sirkte yardım edebilirim diye düşündüm?
Well, uh, I wrote this novel, and I was just wondering if Charlie would read it and give me some notes, let me know if I'm on the right track.
Eğer Charlie okur ve bana fikrini söylerse... - doğru yolda olup olmadığımı bilebilirim. - Kaç yaşındasın sen?
I was just wondering if she wanted any advice, what with the fire and so on.
Yalnızca yangın ve sonrası için herhangi bir tavsiye isteyip istemediğini soracaktım.
Well, I was just wondering if you were going to hang around or not. We don't know one another, but my name is Black. Here's the thing.
Burada kalıp kalmayacağınızı öğrenmek istemiştim.
I was just wondering if you've seen anything interesting going on?
İlginç bir şey dikkatinizi çekti mi diye merak ettim.
I was just wondering if you have any books- -
Merak ediyorum da acaba sizde...
I was just wondering if I could ask you some questions?
Acaba size bir kaç soru sorabilir miyim?
No, no. I was just wondering if Emilia was going to be invited to the party.
- Hayır, sadece Emilia'nın partiye davet edilip edilmeyeceğini merak ettim.
I was just wondering if the Health Department should look at it.
Merak ediyordum da, sağlık departmanı ona bakmalı mı acaba.
I was just wondering if I could get, um... A drink now?
Şey alabilir miyim diye soracaktım... içki.
I was just wondering if you knew there was a guy over here serenading Kath.
Sadece burada Kath'e serenat yapan bir adam olduğunu bilmek istersin diye düşündüm.
Well, I was just wondering if these were shark-infested waters.
Gerçekten de çok konuşuyorsun. Acaba bu sularda köpekbalığı var mıdır?
I, I was just wondering if there's, um, any chance we might have our old jobs back, sir.
Ben, ben merak ediyordum da acaba, eski işlerimizi geri almak gibi bir şansımız var mı, efendim.
Uh-huh. I was just wondering if you could, um...
Acaba siz...
Because I was just wondering if you're free this Thursday night, maybe you'd like to go out on a date with me?
Çünkü, merak ettim bu Perşembe gecesi boşsan, dışarı çıkar mısın diye soracaktım, benimle?
I was just wondering if any of you had seen Mr. Robertson?
Aranızda Bay Robertson'ı gören oldu mu?
I have errands to do in the next couple of days and I was just wondering if you would...
Önümüzdeki birkaç gün yapmam gereken işler var ve merak de ettim acaba sen...
Uh, nothing, I was just wondering if maybe you wanted to go have a cup of coffee.
Belki bir fincan kahve içmek istersin diye düşündüm.
I was just wondering... if you love me as much as I love you.
Senin de beni, benim seni sevdiğim kadar sevip sevmediğini merak ediyordum.
( STUTTERING ) Well, I was just wondering, if you don't need it, it would make a nice handy little wash basket and I'd be glad to give you a quarter for it.
Acaba... İhtiyacınız yoksa bundan çok güzel bir çamaşır sepeti yapabilirim. Onun için size memnuniyetle 25 sent veririm.
I was only just wondering... if there mightn't be a little mercy.
Onun için sadece biraz bağışlanma umuyordum.
Just before you come, my husband and I was wondering what would you do if you found something that was lost.
Siz gelmeden hemen önce kocam ve ben yitik bir şey bulunduğunda, ne yapılabileceğini merak ediyorduk.
I'd just be wondering if Pop was a good man and if Holly
İçinde bomba olduğunu bilmiyorduk. Bilseydik koya atardık.
I just couldn't stand him looking at me and wondering if I was going to be like her.
Bana bakmasına ve o kadın gibi olup olmayacağımı düşünmesine dayanamıyordum.
I was just wondering how I'd be feeling if I'd become a doctor.
Doktor olsaydım neler hissederdim diye düşünüyordum.
But I was wondering if you could give me just a little sign.
Ama acaba bana küçük bir işaret gönderebilir misin?
I was just wondering, if, uh... if he wanted something last night, why he didn't just ring for it.
Sadece merak ediyordum, acaba gece bir şey istediyse, niçin sadece zili çalmadı?
No, I guess I was just wondering... if you had a file here on Nora Chandler and, of course, I never asked to see it.
Hayır, sanırım sadece merak ediyordum, acaba sizde Nora Chandler'ın dosyası var mı ve, elbette, onu görmeyi sizden hiç istemedim.
No, I guess I was just wondering... if you had a file here on Nora Chandler and, of course, I never asked to see it.
Ben sadece merak ediyordum... Burada Nora Chandler ile ilgili bir dosya olsaydı, elbette bir mahkeme celbi olmadan bunu asla yapamam.
Yes, I was just wondering... if I would have been the first or the last... to impersonate... Howard Hughes.
Evet, yalnızca... bir filmde Howard Hughes'u ilk ve son kez... ilk ve son kez canlandıran... kişi ben olsaydım nasıl olurdu acaba.
No, I was just wondering... if Mr. Stafford was used to having you answer the phone in the office... why wasn't he surprised when you answered the phone in the house?
Günaydın, Komiser. Madam Buraya Bay Galesko'yu görmeğe geldiniz.
I was wondering if you could settle a little wager we just made.
Sadece girdiğimiz iddianın sonucunu belirler misin diyecektim.
I was just standing here right now, and I was wondering, if you weren't doing anything tomorrow maybe you might want to go out with....
Burada durmuş düşünüyordum da, acaba... eğer yarın yapacak bir işiniz yoksa... belki de benimle bir yerlere...
- I just was wondering if you wanted us to park it.
Park etmemizi ister misiniz diye soracaktım. - Hayır!
I can see that you're not going out with her anymore... and I was wondering if perhaps I could just be with her... go to the movies, have a soda.
Gördüğüm kadarıyla artık çıkmadığınıza göre... acaba ben onunla çıkabilir miyim... sinemaya gitmek ya da bir şeyler içmek için diye soracaktım.
I was just wondering how you'd feel if I took out Beth.
Sadece Beth'le çıkmam hakkında ne düşünürsün diye merak ettim.
Well, there's no problem, sir. I was just wondering though perhaps maybe if I could be excused tomorrow from being the drum major.
- Sorun yok efendim, sadece yarın askerî bando şefliği yapmasam olur mu diye sormak istemiştim.