I was looking for you translate Turkish

I was looking for you.

Seni arıyordum.

Actually, I was looking for you. Um...

- Aslında, ben sizi arıyordum.

- I was looking for you.

- Seni arıyordum.

I was looking for you, actually.

Seni arıyordum aslında.

I was looking for you to show up at Maxie's tonight.

Bu gece seni Maxies'de bekliyordum.

I was looking for you.

Ben de seni arıyordum.

- Oh, I was looking for you.

- Ben de seni arıyordum.

Hey, Dad. Oh, hey. I was looking for you.

Ve genelde kartların nasıl dağıtıldığını biliyorsan kart sayıcı olarak avantajlısındır, çünkü oyuncular istedikleri zaman bir kart daha isteyebilirler.

You're fine! I was looking for you How's Setsuko-chan?

Setsuko nasıl?

I was looking for you.

Sizi arıyordum.

I was looking for you earlier.

Seni daha erken bekliyordum.

I was looking for you. I have great news.

Harika haberlerim var.

I was looking for you.

Ben zaten seni arıyordum.

Sorry, I was looking for you.

Seni arıyordum.

I was wondering that hum maybe if it wasn't time for you to start looking for a new place...

Artık kalacak yeni bir yer aramanın vakti geldi mi diye merak ediyordum.

Remember I told you I was looking for a new apartment?

Hatırlıyor musun, yeni bir daire aradığımı söylemiştim?

Well, if I was really looking out for you, what do you think I'd say?

Gerçekten seninle ilgilendiysem, ne söylememi bekliyorsun?

I told Hermione to tell you that Seamus told me that Parvati told Dean that Hagrid was looking for you.

Hermione'ye sana Parvati'nin Dean'e Dean'in Seamus'a, Seaumus'un da bana dediğine göre Hagrid'in seni aradığını söylemesini istedim.

I keep looking for a picture of you and me, but I guess I was always taking the pictures.

İkimizin bir resmini arayıp duruyorum, ama resimleri çeken hep bendim galiba.

I was just telling Emma that a desperate guy is trying to cover a crime... and if he couldn't get to you, he might come looking for her.

Güzel. Emma "ya diyordum ki, çaresiz biri bir suçu örtbas etmek istiyor. Eğer seni bulamazsa, Emma" yı arayacaktır.

Hey hon, I know I've asked like a million times, but you happen to see that mask I was looking for, you know the wooden one- -

Hani tahta olan?

I don't think it was Lord John, Mr. D. He knows you'd come looking for him.

Lord John olduğunu sanmıyorum Bay D. Peşine düşeceğinizi bilir.

I grew up thinking somebody had it in for me'cause some of the cards I was dealt, and I ended up realizing somebody was looking out for me'cause I met you.

Hayatım boyunca dağıttığım kartlar için birilerinin bana zarar vereceğini sandım. En sonunda da birinin bana değer verdiğinin farkına vardım. Çünkü seninle tanıştım.

I was just looking for you.

Ben de sana gelecektim.

I was told you were looking for me Mr. Fernandez

Beni arıyormuşsunuz Bay Fernandez.

She came looking for you when I was writing.

Tam bir şeyler yazıyorken, seni sormaya geldi.

I was just looking for you.

Bende seni arıyordum.

I hope you all understand that I was always looking for the love that everybody speaks of.

Umarım beni anlarsınız tek isteğim dillere destan bir aşk yaşamaktı.

Yeah, I was looking for something you know, obvious.

Evet, dikkat çeken bir şey almak istedim. O yüzden bunu seçtim.

I was just looking for you.

Seni arıyordum.

I was told you might be looking for reporters.

Muhabir aradığınızı söylediler.

I was looking for Bowie's live performance, the BBC issue, you know...

David Bowie'nin canlı performansını aradım, şu BBC yayını olan...

I found this card in your pocket and brought you here. Turns out this doctor is the one who was looking for me so waited outside.

Ben bu kartı onun çantasında buldum ve buraya getirdim bu beni arayan doktor........ o yüzden seni dışarda bekledim

I was looking for the woman who stole the Shintaro, and then I saw you, and I knew... this wasn't about the sword.

Shintaro kılıcını çalan kadını arıyordum sonra seni gördüm, ve anladım ki mesele kılıç değildi.

I was looking all over for you.

Her yerde seni arıyordum.

Hey, I was just looking for you guys.

Hey, ben sadece sizi arıyordum.

I was looking for something of Elliman's for you to touch.

Dokunman için Elliman'a ait birşey arıyodum.

I was surprised to discover that you were looking for my son.

Oğlumu aramana şaşırdım.

You know, I got to say, I thought she was just some actress... looking for her 15 minutes of fame, but she's pretty sharp, you know.

Bilirsiniz, söylemeliyim, onun sadece bir 15 dakikalığına ünlü... olmak isteyen aktrislerden olduğunu sanıyordum, ama o gerçekten harika, bilirsiniz.

I know, but he was looking at losing you... and he didn't want to, and I give him credit for that.

Ama seni kaybetme riski vardı ve istemiyordu.

Yeah, you know, when I saw you at Joe's, I was just... looking for a replacement.

Evet, bilirsin, seni Joe'nun yerinde gördüğümde... Bir değişiklik arıyordum.

I was looking for it after I saw what you had for breakfast :

Kahvaltıda yediklerini gördükten sonra böyle bir şey bekliyordum.

I was looking for a close race, but, Hammy, you've really run away with this thing.

Şu anda böyle düşünebilirsin, ama sonrasında birinin sana bakmasına ihtiyacın olacak.

I guess we were disconnected. The Lieutenant was looking for you. May I connect?

Sanırım bağlantı kuramadık.Teğmen sizi arıyor.Bağlayayım mı?

You'd have to be looking for it like I was or be the author of the original accounting.

Ya benim gibi onu arıyor olmalıydın ya da orijinal hesabın sahibi olmalıydın.

Charlie, Marshall and I went to your office looking for you and kind of saw what was on the chalkboard.

Charlie, Marshall ve ben sana bakmak için ofisine gittik ve tahtandakileri gördük biraz.

Just because I think Summer may be looking for me. You know, if she was to come out here and see us talking :

Ve buraya gelir de bizi konuşurken görürse...

I was looking out for you.

Seni düşündüğüm için yaptım.

... what I was looking for, but thanks, guys. Thank you.

Aradığım şey bu değildi ama gene de sağolun.

You totally screwed me over when I was the only one looking out for you!

Ben seni kollamaya çalışırken sen beni rezil ettin!

Thanks to you, I found what I was looking for.

Senin sayende, aradığımı buldum.