I wasn't asking you translate Turkish
127 parallel translation
You know I wouldn't be asking you no favors if it wasn't for my arm...
Kolum yüzünden olmasa senden iyilik istemezdim...
I wasn't asking you about your father.
Babanızdan bahsetmiyorum.
You know jolly well that wasn't what I was asking.
Bunu sormadığımı çok iyi biliyorsunuz.
I wasn't asking you.
Sana sormadım zaten.
( man ) I think it was generally understood that the combat tour was 25 missions, because you'd be dead by the end of that time, so there wasn't any point in asking you to stay around any longer.
Sanırım genel itibariyle anlaşılmıştı ki yaptığınız muharebe sayısı, 25'ten ibaretti. Çünkü bu süre sonunda ölüyordunuz. Bu nedenle daha fazla sayıda görev alma gibi bir durum sözkonusu değildi.
I wasn't asking you, I was asking the dogs.
Sana sormuyorum, köpeklere soruyorum.
I wasn't asking you.
Sana sormuyordum.
I wasn't asking you, Carducci.
Seni istemedim, Carducci.
- I wasn't asking you!
- Ben, sana sormuyordum!
I wasn't asking you on a date.
Sana çıkma teklifi etmiyordum.
I was thinking, if it wasn't serious, of asking you to dinner.
Düşünüyordum da, eğer ciddi değilse, seni yemeğe çıkarmayı teklif edebilirim
I wasn't asking you.
Bu bir soru değil.
You come in here and start asking me questions about SD-6. I just wasn't prepared.
Sen buraya gelip de bana SD-6 hakkında sorular sorunca, hazırlıksız yakalandım.
I wasn't asking you.
Sana sormadım.
- Young lady, when I asked you to leave it alone, I wasn't really asking you.
- Genç bayan, senden onu yalnız bırakmanı istediğimde, rica etmiyordum.
The thing is, you know, with Nancy losing her job and... with the mortgage, and now with me losing my book contract... things have gotten kinda desperate... and I wouldn't even be asking if it wasn't serious.
Biliyorsun işte, Nancy işini kaybetti ve... evin senetleri var ve benim kontratım da iptal oldu... ve işler çığırından çıktı. Ciddi olmasa sormazdım bile.
- Well, I wasn't asking you.
- Sana sormuyordum.
When I told you about my breast cancer, I wasn't asking you to watch me waste away and die, Robert.
Sana göğüs kanserimden bahsettiğimde, beni ölürken izlemeni istemedim Robert.
- I wasn't asking you, Blue.
Sana sormadım Blue.
- I wasn't asking you.
- Sana sormuyordum.
No, I wasn't, I was asking you if it's okay if I... had her to my place.
Hayır, yapmıyordum, sana şunu soruyordum eğer ben... onu benim yerime götürürsem sorun olmaz değil mi.
Um, I wasn't asking if you were asking, Earl.
Um, iznimi isteyip istememenden bahsemiyorum, Earl.
Well, i'm glad that you approve, but i wasn't really asking for your permission.
Onayladığına sevindim ama senin iznini istemiyordum.
- I wasn't asking you to be.
- Senden bunu istemedim.
You know how you were asking me how I knew Santa wasn't gonna show up?
Bugün Noel Babanın gelmeyeceğini nereden bildiğimi sormuştun.
I wasn't asking you, Wormboy.
Sana sormadım, Solucan Çocuk.
I wasn't saying I didn't know if you are a girl, I was just... asking about the name.
Kız olup olmadığını değil, sadece ismi sordum.
Yeah, I wasn't asking, and you ain't there yet.
Sana sormuyorum ve zaten şu anda o konumda değilsin.
I wasn't asking you.
Hayır.
- Yeah, but i wasn't asking you.
Evet, ama seni istemiyorum ki.
I wouldn't be asking you if it wasn't an emergency.
Eğer çok acil olmasaydı senden bunu istemezdim.
I always thought you'd be the one person that wasn't interested in my money. Or would be asking me for favors. Ethan.
Senin parama ilgi duymayan ya da benden bir iyilik istemeyecek nadir insanlardan biri olduğunu düşünmüştüm.
I wasn't one of those cool kids, if that's what you're asking.
Eğer sorduğun buysa bu harika çocuklardan biri değildim,
- I wasn't asking you, Major.
- Size sormadım, Binbaşı.
I wasn't asking you, I was asking me, because you've already proven that you're not here.
Sana sormuyordum, kendime soruyordum. Burada olmadığını zaten kanıtladın.
I wasn't until you started asking questions again.
Siz tekrar soru sormaya başlayıncaya kadar etmiyordum.
Harvey, I wasn't asking you.
Harvey, sana sormuyorum.
I wasn't asking you.
Sana sormuyorum.
I wasn't asking you out on a date, you know, if that's what you were thinking.
Seni randevuya falan çağırmıyordum, biliyorsun, eğer düşündüğün buysa.
I'm in enough trouble as it is. I wouldn't be asking you these questions if it wasn't a matter of life and death for someone.
Sana bu soruları sormakyı ben de istemezdim eğer ölüm kalım meselesi olmasaydı.
I wasn't asking you to come see the condo.
Gelip daireyi görmeni istememiştim.
- Well, I wasn't asking you.
- Bunu sorman çok komik! Sana sormuyordum.
I wasn't asking you, Marvin.
Sana sormuyordum, Marvin.
It's just that a lot of people have been asking me to do things and I thought it was okay because it wasn't real, you know?
İnsanlar gelip benden bir şeyler yapmamı istiyorlar bende yapabileceğimi söylüyorum çünkü hiç biri gerçek değil.
I wasn't asking you!
- Size sormamıştım!
I wasn't asking you out on a date.
Seni randevuya falan çağırmıyordum.
I wasn't actually asking. It's a polite way of saying I need you in my office in 20 minutes.
Neyse 20 dakikaya ofisime gel işte
Oh, I wasn't asking you.
İzin istemedim.
I wasn't asking you out.
Öyle bir şey teklif etmiyorum.
Do you think you'd be asking me to marry you tonight if I wasn't headed off to the City of Love tomorrow?
Yarın Aşıklar Şehri'ne gidiyor olmasaydım bu gece yine bana evlenme teklif eder miydin?
So, actually, anyone with a shred of understanding, or humanity, or simple feeling, who, frankly, wasn't suffering from some kind of Asperger's, would know that the last thing that I need is your bullying little phone call asking me to come into work so that you can update me on fish.
Yani asperger sendromundan muzdarip değilse ve birazcık anlayışı, insanlığı ya da az da olsa duyguları olan biri şu an en son ihtiyacım olan şeyin telefonda patronluk taslayarak bana balıklar konusunda yeni bilgiler iletmek için işe gelmemi istemek olduğunu bilirdi.
i wasn't listening 61
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't looking 38
i wasn't talking to you 127
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't looking 38
i wasn't talking to you 127
i wasn't there 230
i wasn't ready 79
i wasn't alone 27
i wasn't sure 126
i wasn't sleeping 39
i wasn't scared 51
i wasn't doing anything 47
i wasn't asking 33
i wasn't worried 33
i wasn't lying 51
i wasn't ready 79
i wasn't alone 27
i wasn't sure 126
i wasn't sleeping 39
i wasn't scared 51
i wasn't doing anything 47
i wasn't asking 33
i wasn't worried 33
i wasn't lying 51