I wasn't going to say anything translate Turkish
60 parallel translation
Because you hate it so much, I wasn't going to say anything.
Nefret ettiğin için hiçbir şey söyleyemedim.
I wasn't going to say anything!
Hiçbir şey söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything.
Bir şey söylemeyecektim.
No, I wasn't going to say anything.
- Hayır, yok bir şey.
Well, I wasn't going to say anything but if you really think....
Ben bir şey demeyecektim ama öyle düşünüyorsanız...
I wasn't going to say anything scandalous.
Ama kötü bir şey söylemeyecektim ki. Baban senden daha sevimli.
- I wasn't going to say anything...
- Bir şey söylemeyecektim ama...
- I wasn't going to say anything.
- Hiçbir şey söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything, but you've proved you're open-minded. There are two homosexual gentlemen in this bar at this moment.
Aslında söylemeyecektim ama madem sen açık fikirliliğini ispatlamak için bu kadar zahmete girdin Norman şu anda bu barda iki homoseksüel beyefendi var.
- I wasn't going to say anything.
- Ne?
All right. I wasn't going to say anything,
Hiçbir şey söylemeyecektim ama aslında.
I wasn't going to say anything, but, yeah.
- Bir şey söylemeyecektim ama evet. - Evet.
I wasn't going to say anything, but it was crazy energy between you guys.
Bir şey demeyecektim, ama ikiniz arasında manyak bir elektrik vardı.
Well, I wasn't going to say anything... but they're too big.
Birşey söylemek niyetinde değildim... ama çok büyükler.
I wasn't going to say anything.
- Bir şey demeyecektim.
- Well, I wasn't going to say anything.
Sana bir şey demeyecektim.
I wasn't even going to say anything.
Bir şey söylemeyecektim bile.
And I wasn't going to say anything, but waxing your chest is... like the gayest thing you could possibly do, okay?
Bir şey söylemeyecektim, ama göğsüne ağda yaptırmak yapabileceğin en eşcinselce hareketti, anladın mı?
I want you to know that I'm really sorry I talked to Julie, but she did promise me that she wasn't going to say anything to her mom.
Julie ile konuştuğum için çok üzgünüm, ama bana annesine birşey söylemeyeceğine dair söz verdi. Tamam.
Well, I wasn't going to say anything but you...
- Ne? Bir şey söylemeyecektim aslında.
I said I wasn't going to say anything but he's lying through his teeth.
Bir şey demeyecektim ama o yalan söylüyor.
I wasn't going to say anything'cause it's so gay to talk about feelings, but I used to feel bad that we don't spend any time together.
Hisler hakkında konuşmak eş cinsellik olduğundan ben bir şey söylemeyecektim ama Ne haber zaman geçirmediğimiz için eskiden kendimi kötü hissederdim.
I really wasn't going to say anything.
Aslında bunu söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything.
Hiç bir şey söylemeyecektim ki.
I wasn't going to say anything.
Bu konuda yorum yapmayacaktım.
I wasn't going to say anything, but now I want you to suffer.
Bir şey söylemeyecektim ama şimdi acı çekmeni istiyorum.
I'm not going to apologize- - I didn't say anything that wasn't true.
Özür falan dilemeyeceğim ; gerçek olmayan hiçbir şey söylemedim.
Besides, I wasn't going to say anything, but I had a vision of us being married.
Ayrıca, bir şey demeyecektim ama evlendiğimize dair bir görüntü aldım.
Hey, man, I wasn't going to say anything, but, uh, last night, I was looking for my playing cards and guess what?
Bir şey demeyecektim ama dün akşam oyun kartlarımı ararken, bak ne buldum?
I wasn't going to say anything, but my mum insisted and...
Ben bir şey söylemeyecektim, ama annem ısrar etti...
- I wasn't going to say anything.
Bir şey demeyecektim ki.
I wasn't going to say anything.
- Hiç bir şey söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything,'cause I know how you get your hopes up, but then you noticed the money and... I should talk to that travel agent, get our deposit back.
Hiçbir şey söylemeyecektim, zira umutlarını biliyorum ama sonra, parayı fark ettin ve... Seyahat acentesiyle konuşup depozitoyu geri alsam iyi olacak.
I wasn't going to say anything.
- Söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything - because Janne is a good person and a great guy.
Bir şey demiyorum çünkü Janne çok iyi biri ve harika bir erkek.
I wasn't going to say anything, and I already spoke to Ari about it.
Zaten bir şey demeyecektim daha Ari ile yeni konuştum.
I wasn't going to say anything.
Birşey demeyecektim.
I told her I wasn't going to say anything to you.
Ona, Sana bu konuda hiç birşey söylemeyeciğimi söyledim.
Look, I wasn't going to say anything, but do you notice when Beth is around, you were doing a lot of losing.
Birşey söylemeyeyim diyorum, ama Beth yanındayken, sürekli kaybettiğinin farkında mısın?
Uh, yeah. I wasn't going to say anything, but...
Evet, bir şey söylemeyecektim ama...
Now look, I know that I promised I wasn't going to say anything, but you two need to talk.
Bakın, bir şey demeyeceğime söz vermiştim ama siz ikinizin konuşmanız gerek.
I wasn't going to say anything, and I'm really offended that you think I would say...
Hiçbir şey demeyecektim ama söyleyeceğimi sandığın şey için gerçekten gücendim.
I wasn't going to say anything to anybody ever again.
Kimseye bir daha birşey anlatmayacaktım.
I wasn't going to say anything, but Shania's Nana said if I didn't, I'd burn in hell.
Bir şey söylemeyecektim ama Shania'nın ninesi, söylemezsem cehennemde yanacağımı söyledi.
ABB Y : I know you just got yourjob back, David, and I wasn't going to say anything, I swear... DAVID :
İşini daha yeni geri aldığını biliyorum David ve bir şey söylemeyecektim, yemin ederim.
I wasn't going to say anything so juvenile.
Öyle ergen bir şey söylemeyecektim.
Look, I know what you're getting at, but Mima wasn't going to say anything about Paul and me.
Nereye varmak istediğini anlıyorum ama Mima ben ve Paul hakkında konuşmayacaktı.
Because you hate it so much, I wasn't going to say anything.
bir şey söylemeyecektim.
I wasn't going to say anything because I didn't want To embarrass you.
Seni küçük duruma düşürmemek için hiçbir şey söylemeyecektim.
- I wasn't going to say anything.
Birşey söylemeyecektim.
Well, I wasn't going to say anything, but...
Aslında, ben birşey söylemedim, ama...