I will never leave you translate Turkish
215 parallel translation
I will never leave you, Momma.
- Ben seni asla bırakmam, anne.
I belong to you and I will never leave you.
Sana aidim ve seni asla bırakmayacağım.
I will never leave you.
Asla seni bırakmayacağım.
I will never leave you.
Seni asla bırakmayacağım.
I will never leave you again, for the rest of my life!
Ömrümün sonuna kadar sizi bir daha terk etmeyeceğim! - Gerçekten mi?
I will never leave you!
Bir daha asla ayrılmayacağız.
I will never leave you!
Asla senden ayrılmayacağım!
I will never leave you alone.
Seni hiç bırakmayacağım.
I will never leave you
Seni asla terk etmeyeceğim.
Ziqing, I'm dying... I will never leave you again
Ziqing, ölüyorum... seni asla bırakmayacağım
You know I will never leave you.
Seni asla bırakmayacağımı biliyorsun.
I will never leave you!
Seni asla bırakmayacağım!
And if you come back with me to the hospital and fight for us... if you fight for us, I will never leave you, Victor.
Benimle hastaneye dönerssen ve bizim için savaşırssan bizim için savaşırsan, seni asla bırakmam, Victor.
I will never leave you again.
Seni bir daha asla terk etmeyeceğim.
I promise I will never leave you again. So, let's take our first caller.
Pekala, ilk dinleyicimizi alalım.
Look... I promise I will never leave you alone for that long again.
Bak... seni bir daha asla o kadar uzun yanlız bırakmayacağıma söz veriyorum.
Even in death, Gabrielle...,... I will never leave you.
Ölümde bile Gabrielle... asla seni terketmeyeceğim.
If you forgive me now and marry me, I promise I will never leave you again.
Eğer beni bağışlayıp şimdi evlenirsen sana söz veriyorum bir daha asla terk etmeyeceğim.
I will never leave you.
Seni asla bırakmayacağım ne bugün ne de yarın.
Even in death, Gabrielle...,... I will never leave you.
Ölümde bile Gabrielle, Seni asla bırakmayacağım.
Even in death, Gabrielle...,... I will never leave you.
Ölümde bile, Gabrielle. Seni asla bırakmayacağım.
If you forgive me now and marry me, I promise I will never leave you again.
Eğer beni affedip benimle evlenirsen, seni bir daha asla terk etmeyeceğim
I will never leave you again.
Seni bir daha asla bırakmayacağım.
I will never leave you.
Senden asla ayrılmayacağım.
- I will never leave you.
- Seni asla bırakmayacağım.
I will never leave you.
Seni hiçbir zaman terk etmeyeceğim.
I will protect you, I will advise you and I will never leave your side.
Sizi koruyacağım, size tavsiye vereceğim ve asla yanınızdan ayrılmayacağım.
I have something here that you may have traveled the world over and never have found its like. This will simply leave you breathless.
Dünyanın her tarafını gezsen bile böyle bir şeyi göremeyebilirsin.
If you make me leave you to his quiet whims, I will never forgive you.
Sizi onun eline bırakmaya beni mecbur ederseniz, sizi affetmem.
You will do as I say, or I will leave Mr. Valdemar exactly as he is and never, do you understand me, madam?
Dediğimi yapacaksınız. Yoksa Bay Valdemar'ı olduğu gibi bırakır ve asla gitmesine izin vermem, anladın mı?
If you let me stay until the purser's checked all the passengers... I'll leave your cabin and will never bother you again.
Kabin amirinin yolcuları denetlemesi bitene kadar kalmama müsaade ederseniz buradan ayrılacağım ve sizi asla bir daha rahatsız etmeyeceğim.
I'm going to send an inquiry to NVD headquarters. If their reply does not substantiate what you have told me, you will never leave this embassy alive.
NVD merkezinden bir tahkikat isteyeceğim eğer cevapları senin dediklerini doğrulamazsa bu elçilikten asla canlı çıkamazsın.
I'm beginning to think, you will never leave here.
Hiç gitmeyeceksin diye düşünmeye başlamıştım.
I will leave with my child and you will never hear from us again.
Çocuğumla seni terkedeceğim ve bizi asla bir daha göremeyeceksin.
Strapped to a seat that you will never leave alive is a situation that I still cannot justify.
Bir daha asla canlı kalkamayacağı sandalyeye bağlanır ki bu durumu hala onaylayamıyorum.
For as God is my judge, I believe you will never leave these islands.
Tanrı şahidim olsun, bu adalardan asla gidebileceğini sanmıyorum.
This is something I've never told anyone, so you've gotta swear to me what you hear will not leave this room.
Bunu daha önce hiç kimseye anlatmadım, o yüzden duyacaklarının asla bu odadan dışarı çıkmayacağına dair yemin etmelisin.
You better dance with me before you leave, or I will never forgive you.
Gitmeden önce benimle dans etmelisin, yoksa seni asla affetmem.
You're very pretty and I'm sure you do marvellous things to his dick, but believe me, they will never leave their wife and kids.
Çok tatlısın ve eminim onun penisiyle harika işler yapıyorsundur ama inan bana, asla eşlerini ve çocuklarını terk etmezler.
What I shall tell you will never leave this room?
Sana anlatacaklarım hiçbir zaman bu odadan ayrılmayacak.
I think you will never want to leave Netherfield, now you welcome here.
Şimdi buraya yerleştiğinize göre Netherfield'ı terk etmek istemeyeceksiniz.
I won't leave you. I never will.
Seni terketmeyeceğim.
If you ever leave me with a kid again... I will make sure that you never have one!
Bir daha beni o çocuklarla yalnız bırakırsan sana aklına gelemeyecek şeyler yaparım.
I just want you to know, I don't care how wealthy I get I will never leave the firm.
- Şunu bilmenizi istiyorum : Ne kadar zengin olacağım umurumda değil. Asla şirketten ayrılmayacağım.
Either I leave, or there will be a massacre you'll never fucking forget.
Ya giderim... Ya da hiç bir zaman unutamayacağınız bir katliam yaşanır.
If I should not come back, know that I will never truly leave you.
Geri dönmeyecek olursam, seni tam olarak bırakmayacağımı bil.
I'm telling you, she's got her foot in the door and she will never leave.
Bir kere ayaklarını kapıdan içeri soktu ve asla gitmeyecek.
We've never talked of where you and I will go once we leave here.
Buradan ayrıldığımızda nereye gideceğimiz hakkında hiç konuşmadık.
In two days I will leave. And I will never see you again.
İki güne kadar gideceğim ve seni bir daha asla göremeyeceğim.
I will leave you. I will take the kids, and I will walk out that door, and you will never see any of us again.
Çocukları da alırım, bu kapıdan çıkarım, ve bizi bir daha göremezsin.
Well, I want you to know that i will never be the iceberg to your titanic, and your secret will never, ever leave my lips,
Bilmeni isterim ki senin Titanik'ine asla buzdağı olmayacağım, sırrın asla ama asla benden çıkmayacak