English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I won't be a moment

I won't be a moment translate Turkish

52 parallel translation
And I must be near you so that no matter what happens, we won't be separated for a moment.
Yakınında olmalıyım ki, ne olursa olsun bir an bile ayrılmayalım.
I won't be a moment.
Uzun sürmez.
Go inside. I won't be a moment.
İçeri girin, bir dakika bile sürmez.
Excuse me, Philippe. I won * t be a moment.
Pardon Philippe. Uzun sürmeyecek.
I won't be a moment
Bana bir dakika izin ver.
I won't be a moment.
Ben de fazla oyalanmam.
I owe you a happy moment and hope it won't be the last.
Bu mutlu an için size minnettarım. Umarım bu son olmaz.
I won't be a moment.
- Sağol dadı. Biraz sonra.
I won't be a moment.
İşim fazla sürmez.
I've left my bag. I won't be a moment.
Çantamı bırakıp bir dakikaya dönüyorum.
I won't be a moment.
Hemen çıkacağım.
I won't be a moment.
Hemen geleceğim.
Oh, just, uh, leave it right there. I won't be a moment.
Böyle kalsın, şimdi dönerim.
She won't be a moment. - I'm sorry, I don't have time.
- Affedersiniz, zamanım yok.
Yes, I won't be a moment... darling.
Evet, bir dakika sürmez... sevgilim.
I won't be a moment.
Sadece bir dakika sürecek.
In a moment I won't be Er Mei's chief
Sadece 1-2 dakkalığına Er mei'nin lideriyim!
I won't be a moment.
Ben hemen geliyorum.
I won't be a moment.
Uzun sürmeyecek.
Now if you'll excuse me a moment, I won't be long.
Şimdi bana biraz izin verirseniz, uzun sürmez.
I won't be a moment.
Birazdan gelirim.
Please sit down, I won't be a moment.
Lütfen otur, fazla uzun sürmeyecek.
I won't be a moment. Excuse me.
Affedersiniz.
I won't be a moment.
Bana bir saniye ver.
Jenny, excuse me for a moment. I won't be long.
Jenny, bana biraz izin verir misin?
I won't be a moment.
Bir dakika bile sürmez.
I won't be a moment.
Hemen döneceğim.
I won't be a moment, Pearce.
Bir dakika sürmez, Pearce.
I won't be a moment.
Sen Jack'le ilgilen.
I won't be badgered by you a moment longer.
Lütfen. Bu duruma bir dakika daha katlanamam.
I won't be a moment. Send him the facts as soon as possible.
Ofisimde bekleyebilirsin Çok geç kalmam...
Ah, there's Mrs Summerlee. I won't be a moment.
Bayan Summerlee burada, hemen geleceğim
- Hello Michael. I won't be but a moment. ljust need to check my safety deposit box.
Merhaba Michael fazla uzun sürmez sadece emanet kasama bakmam gerekiyor.
Yes, I won't be a moment.
Bir dakika bekleteceğim.
- I won't be a moment.
Uzun sürmez.
- I won't be a moment.
- Hemen dönerim.
I won't be a moment.
- Tamam, birazdan gelecegim.
I won't be a moment.
Geliyorum...
It's all right, Gwen. I won't be a moment.
- Sorun yok, Gwen.Birazdan geliyorum.
I won't kiss you in the workplace,'cause... I'm also a professional, but let's just close our eyes and take a moment to think about how great it would be if we did kiss.
Seni iş yerinde öpmüyorum çünkü ben de profesyonelim ama gözlerimizi kapatıp, bir dakikalığına öpüşseydik ne kadar harika olacağını düşünebiliriz.
I felt that given the situation,... waiting a moment before leaving won't really matter. But on reflection, I can't be like this.
Burada kaldığım sürece buna bir hâl çare bulurum diye düşünüyordum ama etraflıca düşündüğümde bunun bir çözüm olmadığını anladım.
And there's going to be a moment when I want something again, when I won't allow myself to be seen in this condition.
Bir zaman gelecek, yeniden bir seyi isteyecegim ve kendimi bu hale düsürmeyecegim.
I won't be in a moment.
Birazdan olmayacağım.
Uh, I won't be a moment, Anna!
Ah, bir saniye, Anna!
I won't pretend for a moment that there aren't questions that need answering, but every piece of evidence that we have can be reviewed, every assumption we'd ever made can be reexamined.
Bir an için soruların cevaba ihtiyacı yok gibi davranacağım. Ama gözden geçirdiğimiz her parça kanıt, her varsayım yeniden gözden geçirilebilir.
A mate of mine was going out with this bird, yeah, and she wanted him to lie under a glass coffee table... ~ I'll just take this outside, I won't be a moment.
Bir arkadaşım bir kızla çıkıyordu, evet ve kız onun bir sehpanın altına yatmasını istedi... - Bunu dışarı götüreyim, hemen dönerim.
Uh, I won't be a moment, Ana!
Hemen geliyorum Ana!
- I won't be a moment, darling.
- Birazdan geleceğim canım.
If you hesitate for a moment, we won't be able to get Eren back.
Eren'i kurtaramayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]