English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I won't forget you

I won't forget you translate Turkish

338 parallel translation
I won't forget you, Polly.
Seni unutmayacağım, Polly.
You won't forget I want to phone the Consul?
Konsolosluğu aramam gerektiğini unutmuyorsunuz, değil mi?
I'll leave your things right up here, so you won't forget them.
Eşyalarını hemen buraya bırakacağım böylece giderken unutmazsın.
- You won't forget that I warned you?
Sizi uyradığımı unutmazsınız değil mi?
I won't forget you guys.
Ikinizi de unutmayacagim.
That's so you won't forget I'm your friend.
- Böylece, arkadaşın olduğumu unutmazsın.
Thanks for sticking by me. I won't forget you.
Beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.
Oh, I've got a million things to tell you, and this time I won't forget them. I made a list.
Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki hem bu sefer unutmayacağım da.
I am disappointed in you and this won't be easy to forget.
Beni çok kırdın ve bunu uzun süre unutmayacağım.
But she won't forget I stood up to her and that you cannot deceive God.
Ancak, onu ayağa kaldırdığımı ve Tanrı'nın aldatılamayacağını unutmayacaktır.
I hope you won't forget our party on Thursday, madame.
Perşembe günkü partiyi unutmayın, madame.
I won't forget you.
Seni unutmayacağım.
If you forget this, I won't ever do anything you don't want, I promise.
Eğer bunu unutursan her istediğini yaparım
When it comes to the part about your arrest, I'm sure you won't forget to give me the proper credit.
Konu tutuklanmana geldiğinde eminim bana iyi bir şekilde değineceksin.
I want you to forget this idea and promise me that you won't start anything on your own.
Bu fikri unutmanı istiyorum. Kendi başına bir iş yapmayacağına söz ver.
I won't forget this, you bloody camel!
Bunu unutmayacağım, seni hörgüçlü deve!
And I know you won't forget, "Judge not lest ye be judged"... because I explained that to you.
Ve Kral Süleyman'ın bütün o ihtişamına rağmen kırlardaki zambaklar kadar güzel olmadığını söylemişti. "Yargılanmamak için yargılama," sözlerinizi de hatırlayacağınıza eminim çünkü size açıklamıştım.
I've not put you down for a contribution but I'm sure you won't forget my needs
Seni bağış için küçümsemedim. ... ama eminim ki benim ihtiyaçlarımı unutmayacaksın.
I'll see to it that he gives you a Christmas you won't forget... five years in solitary!
Size unutamayacağınız bir Noel hediyesi verecek... hücrede beş yıl yiyeceksiniz!
Rosina, I won't forget you.
Rosina, seni unutmayacağım.
I won't let you forget the formula.
Unutmana izin vermeyeceğim.
Well, I won't forget about you, Mr. Parker.
Şey, seni unutmayacağım, Bay Parker.
You act hard with me and I'll give you a trip you won't soon forget.
Bana sert davranıyorsun ve ben sana bir çelme takarım ki, kısa zamanda unutmazsın.
I won't forget you.
Seni hiç unutmayacağım.
I'll teach you a lesson you won't forget!
Sana asla unutamayacağın bir ders vereceğim!
I won't forget you, you can be sure of that.
Seni unutmayacağım, emin olabilirsin.
You bet I won't forget!
Elbette unutmayacağım.
You can be sure I won't forget the way you smell as long as I live.
Yaşadığın sürece kokunu unutmayacağımdan emin olabilirsin.
I hope, my child, you won't forget my poor?
İyiliklerimi unutmayacağınızı umut ediyorum
I won't forget you, corporal.
Onbaşı, seni unutmayacağım.
You saved my life once more. I won't forget it.
Hayatımı bir kez daha kurtardın. Bunu unutmayacağım.
I'll give you something you won't forget!
Şimdi sana asla unutamayacağın bir şey vereceğim.
- You won't forget all the codewords I taught you?
Cihazını sonra alırsın. Sana öğrettiğim şifreleri sakın unutma, Franz.
I know you won't forget the Sword Elder Brother
Kılıcı unutmayacağını biliyordum düşündüğün gibi değil!
I'll teach you a lesson you won't forget in a hurry!
Sana iyi bir ders vereceğim. Bunu unutmam biliyorsun.
You won't forget? Ifthey need me, I'll come at once.
Bana ihtiyaçları olursa, hemen gelirim.
You won't forget what I told you?
Sana söylediğimi unutmayacaksın, değil mi?
Come book soon Claudio, I won't forget you.
Bir an önce dönün Bay Claudio, sizi unutmayacağız.
Yeah. You won't forget old Sal, will you?
Yaşlı Sal'i unutmazsın, değil mi?
No, I won't forget you, and you won't forget me.
Hayır, sizi unutmayacağım ve siz de beni unutmayacaksınız.
But if I achieve anything, I won't forget you guys.
Ama İstediğim yere geldiğimde, sizi iki can kardeşimim unutmayacağım.
Just forget that! I won't let you, I...
Sana asla...
I won't forget you!
Seni unutmayacağım!
I hope you won't forget it after you get married.
Bu dediğini evlendikten sonra unutmazsın, inşallah.
Forget what I've told you, and you won't be around...
Size ettiğim nasihatlere uyarsanız...
I won't forget you, but I can't marry you.
Seni unutmayacağım, ama seninle evlenemem.
Thank you, that's what was expected of me. I won't forget your orders.
Teşekkür ederim, sayenizde görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
I'm memorising your face. I want to memorise everything about you so no matter what happens, I won't forget you.
Senin herşeyini ezberlemek istiyorum ne olursa olsun, seni unutmayacağım.
You won't forget I did this?
Bu iyiliğimi unutma?
I'll get even. You won't know when or where, but I'll get you so bad you'll never forget it!
Ne zaman, nerede bilemeyeceksin, ama seni öyle fena yapacağım ki asla unutamayacaksın!
- I won't ever forget you, Sergeant.
- Seni unutmayacağım, Çavuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]