English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I won't go back

I won't go back translate Turkish

338 parallel translation
I trust that my nephew won't go off the deep end... and he'll come back to his senses.
Çünkü yeğenimin sonuna kadar gitmeden aklını başına alacağından eminim.
I won't go back!
Geri dönmeyeceğim!
I won't have you go back to the stage.
Sahneye dönmeni kabul etmem.
Well, I won't go back on him.
Onun güvenini boşa çıkarmayacağım.
- I won't let you go back to her.
- Ona dönmene izin vermeyeceğim.
And I won't go back
Geri de dönmeyeceğim.
I'll go back to my room, get dressed and try and shake those fellows off... but I won't succeed.
Odama geri dönecek ve o adamlardan kurtulmaya çalışacağım ama başarısız olacağım.
I won't go. - I'll be back for dinner. Thank you.
- Akşam yemeğine dönmüş olurum, teşekkür ederim.
I won't go back there!
Oraya geri dönmem!
- Then I won't go back, either.
- O zaman ben de dönmeyeceğim.
I won't go back to being treated like a child.
Tekrar çocukmuşum gibi davranılmasını istemiyorum.
I won't let you go back.
Seni bırakmam.
I won't go back home.
- Marina.
Okay, I'll go, but I won't come back!
Peki, gidiyorum. Ama bir daha gelmem.!
But if I go back I won't get off. I'll be sticking my head in a rope.
Ben dönersem, boynuma yağlı bir ip geçirirler.
It won't feel lonely. I'll go back to it in a minute.
Birazdan yanına gideceğim.
I've got to go away now... and I won't be back.
Şimdi gitmek zorundayım... Ve geri dönmeyeceğim.
By the time this is over, I won't be able to go back home.
Bu konu kapandıktan sonra ülkeme dönemeyeceğim.
I won't go back there! I just can't!
Eve geri dönmem.
I won't go back to that day. Why?
- O güne geri dönmeyeceğim.
I give you my word, I won't go back to my ranch until your Colonel Rogers has cleared out.
Söz veriyorum, Albay Rogers gidene kadar çiftliğe dönmem.
If you like, I won't ever go back to the school and I'll stay with you all the time!
İstersen okula bir daha dönmem ve hep yanında olurum!
I won't, I don't wanna go back to that ol'hotel!
Hayır, şu eski otele geri dönmek istemiyorum!
That's sweet, but I won't go back to Paris with you.
Çok naziksin fakat seninle birlikte Paris'e gitmeyeceğim.
If you won't go back to Boston, at least let me call Dr. Willet.
Eğer Boston'a dönmeyeceksen, en azından Dr. Willet'i çağırayım.
I think someone should go back and tell them we won't be back till after dark.
Biri ormandan geçip, hava kararmadan geri döneceğimizi Domuzcuk'a bildirmeli.
I won't go back to that.
Tekrar bu konuya dönmeyelim.
I won't go back up there.
Oraya dönmek istemiyorum.
You see, the Daleks want the drugs, too, and they won't let us go until I bring them back to them.
Anlayacağın dalekler de ilaçları istiyor ve bunları onlara götürene kadar bizi serbest bırakmayacaklar.
I won't force you to go back to him, but if you want to take the path of the beast, you must tell him so first.
Seni ona dönmeye zorlayamam,... ama bir canavarın yolundan gitmeyi düşünüyorsan önce ona söylemelisin.
I won't go back.
Gitmeyeceğim.
I promise I won't go back to her again.
Ona geri dönmeyeceğime söz veriyorum.
Don't go back on your words you think I won't keep my promise... Infront of so many people
Sakın sözünden dönme ben sözümün eriyimdir... herkez buna şahittir
I won't go back there.
Oraya dönmeyeceğim.
But I won't go back on my word.
Ama sana bir sözüm vardı.
I won't go back to prison. Now you're going to listen to me.
Ne demek olduğunu bilmezsiniz, ama ben bilirim.
If you go with them I won't be here when you get back.
- Eğer onlarla gidersen, döndüğünde burada olmayacağım.
Now you get back into bed... and go to sleep, and I won't tell him about this conversation.
Şimdi yat yerine ve uyu... ve bu konuşmadan ona bahsetmeyeyim.
I won't be going right back to the Slash Y. I think I'm gonna go into Harmony.
kayarbahçe. çiftliğine hemen dönmek istemiyorum sanırım ben bir düzene gidiyorum.
I won't go back to Brussels!
Brüksel'e geri dönmüyorum.
I can't go back to Pepita's place I won't I need a chance in life.
Pepita'nın yerine dönemem, dönmeyeceğim. Hayatımda yeni bir şansa ihtiyacım var.
Unless we stop now, I won't be able to go back to him.
Bunu şimdi bitirmezsek ona geri dönemem.
Cindy I won't go back
Cindy geri dönmeyeceğim
I won't go back to prison.
Hapse geri dönmeyeceğim, Sonny.
- I won't go back
- Oraya gitmeyeceğim.
I won't be seeing you any more because I gotta go back to Turkey.
Seni artık göremeyeceğim... çünkü Türkiye'ye dönmem gerek.
I won't go back on my word.
Sözümden geri dönmeyeceğim.
Even if I do talk, you won't let me go back.
Konuşsam bile bizi canlı bırakmıyacaksınız.
Now look, supposing I annoy you in this interview, how do I know you won't go back to youroffice, press a button and call up my tax records, my hospital records, my police record...
Farzedelim bu konuşmada ben sizi çok sıkıştırdım ofisinize geri dönüp bir düğmeye basarak benim vergi kayıtlarımı, hastane kayıtlarımı polis kayıtlarımı ele geçirmeyeceğinizi nasıl bilebilirim?
- I won't go back.
- Oraya dönmeyeceğim.
I won't go back to school!
Okula asla geri dönmem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]