English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I won't let you do it

I won't let you do it translate Turkish

101 parallel translation
I won't let you do it.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
I won't let you do it!
Kesmenize izin vermiyorum!
I simply won't let you do it.
Açık konuşayım, bunu yapmana izin vermeyeceğim.
I won't let you do it.
Bunu yapmana izin vermem.
I won't let you do it.
Yapmana izin vermeyeceğim.
I won't let you do it to me!
Bunu bana yapmana izin vermeyeceğim!
- I won't let you do it.
Yapmana izin vermeyeceğim. - Yes?
I won't let you do it, and I'll kill you if you try.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim, ve eğer denemeye kalkarsan seni öldürürüm!
I won't let you do it, Yukon.
Bunu yapmana izin vermem, Yukon.
"It's okay today, but I won't let you do this next time."
"Bugün sorun olmaz, ama bir dahaki sefere yapmanıza izin vermem."
I won't let you do it, do you hear?
Bunu yapmana izin veremem, beni anlıyor musun?
I won't let you do it, Ro.
Buna izin veremem, Ro.
Now, just let me do it, and I promise I won't hurt you.
Şimdi benim yapmama izin ver ben de canını yakmayayım.
- I won't let you do it.
- Çok tehlikeli. Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
I won't let you do it.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim!
If even I don't condemn him, then I won't let you do it either.
Onu ayıplasam bile bunu yapmanıza izin vermem.
I won't let you go until you do it.
Yapana kadar seni bırakmam.
It is my beeswax and I won't let you do it.
İlgilendirir ve bunu yapmana izin vermem.
I won't let you do that. I won't let you do it to me.
Bunu ne bana ne de kendine yapmana izin veremem.
I won't let you do it.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim
I won't let you do it.
Dön geri! Sana bunları ezdirmem ben!
I got a way to do it without killing anyone, but they won't let me in without you.
İşi, kimseyi öldürmeden halletmenin yolunu biliyorum ama dedim ya sen olmadan beni aralarına almazlar.
I won't let you do it.
Yapmanıza izin vermeyeceğim.
- I won't let you do it.
- Bunu yaptığına inanamıyorum.
I won't let you do it.
Buna izin vermem.
I won't let you do it.
Bunu yapmana izin veremem.
Which is also why I won't let you do it.
Bu yüzden bunu sana yükleyemem.
I won't let you do it, Tec.
Sana izin vermeyeceğim, Tec.
I've always been taking care of you, but it won't let me allow you to do something wrong.
Her zaman sana göz kulak oldum. Ama böyle bir yanlışı yapmana izin vermeyeceğim.
I won't bore you with the sordid details but let's just say... it has something to do with working for arses.
Detaylarla seni sıkmayacağım fakat şöyle söyleyeyim pisliklerle çalışmakla ilgili bir şey.
'cause I won't let you do it.
Çünkü ben buna izin vermeyeceğim.
- I won't let you do it!
- Bunu yapmana izin veremem!
I won't let you do it!
Böyle bir şeyi yapmana izin vermeyeceğim.
I won't let you do it, and I'll kill you if you try.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim, ve eğer denemeye kalkarsan seni öldürürüm
Damn it, Hartigan, I won't let you do this.
Kahretsin Hartigan, bunu yapmana izin vermeyeceğim.
You can't do it I won't let you.
Evlenemezsin! Evlendirtmem!
- I won't let you do it.
Peki.
I won't let you do it.
Ne yapacaksın?
I won't let you do it, earl! Randy, get back here!
Bunu yapmana izin veremem, Earl!
I won't let you do it.
- Evet. Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
If you ever do this again, Even if you are a girl, I won't let you get away with it.
Eğer bunu bir daha yaparsan,... kız bile olsan bunu yanına bırakmam.
I won't let you do it.
Buna izin veremem.
I won't let you do it, Cartman!
Bunu yapmana izin vermeyeceğim, Cartman!
I CAN'T LET YOU DO THAT. MAYBE IT WON'T MATTER.
Buna müsaade edemem.
I have to do it. the device won't be complete. Let me go with you.
Ama çevre bilgisini girmezsek son program tamamlanmayacak.
I know what you're going to do to him, and I won't let it happen.
Ona yapmak istediğin şeyden haberim var ve bunun olmasına izin vermeyeceğim.
I won't let you do this! You're not taking any of it!
Hiçbir şey alamayacaksınız.
Do it again and I won't let you off.
Bunu bir daha yaparsanız sizi affetmeyeceğim.
But, you know, I said "Fire me" if they won't let me do it.
Ama buna izin vermezlerse kovacağımı söyledim.
I won't let you do it to her, Bauer.
Aynısını ona da yapmana izin veremem, Bauer.
I won't let you do it.
Bunu yapmanıza izin vermeyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]