I would have told you translate Turkish
815 parallel translation
Countess, believe me, before you left this room, I would have told you everything.
Kontes, inan bana, bu odadan ayrılmadan önce... sana her şeyi anlatacaktım.
Dear heart, I would have told you all about it.
Canım benim. Sana anlatmam gerekirdi.
I would have told you, only it wouldn't have been fair to Harry and Gerald.
Aslında dün söyleyecektim ama, Harry ve Gerald'a haksızlık olacaktı.
No, I would have told you that.
Hayır, bunu sana söylerdim.
Tom, I would have told you.
Tom, sana anlatmalıydım.
I know, I would have told you straight away, but I didn't have the courage.
Bunu sana hemen söylemem gerektiğini biliyorum ama cesaret edemedim.
If I had known I would have told you right away.
Eğer böyle olacağını bilseydim sana hemen söylerdim.
I would have told you.
Sana olsam söylerdim.
If it were not so, I would have told you.
Eğer öyle olmasaydı bunu size söylerdim.
Don't you think I would have told you and Mom if I had?
Yapsaydım annemle sana söylemez miyim?
I would have told you before, except I wanted to wait until I got what I needed from Lindt.
Daha önce söyleyebilirdim ama Lindt'ten istediğimi öğrenene kadar beklemek istedim.
If I could have trusted the police to keep it confidential, I would have told you, but for 20 bucks, any reporter could buy that story.
Polisin bunu gizli tutacağına güvenebilseydim, size söylemiş olurdum, fakat 20 dolara, herhangi bir muhabir o öyküyü satın alabilirdi.
I would have told you long time ago if I knew where she was.
Size uzun zaman önce nerede olduğunu söyledim.
I would have told you long ago if I knew where the money and Martine were.
Sana deminde söyledim... Sadece, uzun süre önce Martine ve paranın nerede olduğunu biliyorum.
Otherwise, I would have told you.
Öyle olmasaydı, sana anlatmış olurdum.
If I told you to go away, you would have stuck to me again, because you only go away after the third time.
Defol deseydim yine gitmeyecektin. Çünkü üç kez dedikten sonra gidersin.
I asked Secretary Kim for a favor and he said you would have it, and he told me to come talk to you about it.
Sekreter Kim'den bir şey rica ettim. Sende olduğunu ve gelip seninle konuşmamı söyledi.
If I had just told you that I wanted to have a drink you you probably would've told me that you don't want to, right?
Direkt birlikte içelim deseydim yine ciddileşip içki içmeyecektin.
I would have obeyed my mother even if you had told the truth.
Siz gerçeği söylemiş olsaydınız bile annemin dediklerine itaat etmek durumundaydım.
I never would have believed that Tarzan could have been caught off guard... if you hadn't told me.
Sen söylemeseydin, Tarzan'ın gafil avlanabileceği... asla aklıma gelmezdi.
I should have thought Maxim would have told you.
Maxim'in size anlatmış olduğunu sanıyordum.
Anna, I thought you would have told them all about us.
Anna, bizim hakkımızda her şeyi anlatmışsındır sanmıştım.
I never would have told you about it or made the faintest reference to it if I hadn't seen somebody had told you or you found out for yourself.
- Başka birinin sana anlattığını yahut kendi başına anladığını düşünmesem sana asla bundan bahsetmez,... -... imada bile bulunmazdım.
I could have told you exactly what he would say.
Onun ne diyeceğini sana aynıyla söyleyebilirdim.
You should have told me, I would have played it differently.
Bana ondan daha çok söz etmeliydin. Belki ona daha farklı bir şekilde yaklaşırdım.
If you told me it was fire you were afraid of I would have stayed.
Belki. Eğer bana oranın yakılabileceğini söyleseydi, kalırdım.
I should have told you a long time ago, but I never thought it would be necessary.
Uzun zaman önce sana söylemeliydim, ama gerekli olacağı hiç aklıma gelmedi.
If I told him you were here yesterday the police would have the money now.
Ona dün buraya geldiğini söyleseydim polis şimdiye parayı almıştı.
And as I told you, he put it by once, but, for all that, to my thinking, he would fain have had it.
Dediğim gibi, almak istemedi Sezar ama ne derseniz deyin,.. ... almaya can atıyordu bence.
Would it make any difference if I told you my wife's gonna have a baby?
Karımın hamile olduğunu söylemem bir şeyi değiştirir miydi?
You have told me that 100 times already, and I wish you would not have renounced.
Bunu 100 kere anlattın.
I would have already told you if you weren't so thick.
Bu kadar bağnaz olmasaydın sana da çoktan söylerdim.
Would you have rather I told you?
Size söylesem daha mı iyi olurdu?
If I'd told you who I really was, would you have accepted me?
Sana gerçekten kim olduğumu söyleseydim, beni kabul edermiydin?
You would have to act immediately on what I told you.
Ben ne diyorsam derhal onu yapmak zorundasın.
If I'd told you in advance, I'd have felt like you were there, and the responsibility would have weighed on me, with all the money you've spent.
Sana önceden söyleseydim, benimle oraya gelmek isterdin ve harcadığın onca para yüzünden duyduğum sorumluluk, sınavda beni endişelendirebilirdi.
Barbara would never have left here unless... unless you or I told her to go, hmm?
Barbara burayı asla terk etmezdi şey olmadıkça... sen ya da ben ona öyle söylemedikçe mi?
If I told you to kill the cop, the French would never have allowed it.
Eğer polisi öldürmeni isteseydim, Fransız'lar buna asla izin vermezdi.
I told her I'd have to check with you, but it would probably be OK.
Seninle konuşmam gerektiğini ama gelebileceğimizi söyledim.
I don't think he would have told you himself, but I think you should know now.
Onun sana söyleyeceğini sanmıyorum ama bence bunu şimdi bilmelisin.
I lied. I would have told him anything to save you from that torment.
Yalandı. Seni o eziyetten kurtarmak için herşeyi söylerdim.
If I did, I would surely have not told you about that.
Etsem bile size bunu kesinlikle söylemezdim.
They gave me the name of this tutor... so I called him up. He told me to come over on Saturday. I don't suppose you'd have time... to come over with me, would you?
Bana bu özel öğretmenin adını verdiler... ben de telefon ettim... bana Cumartesi gelmemi söyledi... benimle gelmek için zamanın olduğunu... sanmıyorum, ama gelirmisin?
I would've shaved yesterday if you'd have told me.
Bana söylemiş olsaydın, dün traş olurdum.
I mean, no one would have known if you hadn't told'em.
Yani, söylemesen, kimsenin haberi olmayacaktı.
And if I had told you about Lieberman, you would have compromised my project.
Ben sana Lieberman'dan bahsetseydim, sen de projemi tehlikeye atardın.
I have tried to guide you as he would've done, but... if he had any plan for this moment, he never told me.
Sana onun gibi yol göstermeye çalıştım ama... böyle bir durum için bir planı vardıysa bile bana hiç sözünü etmedi.
If I hadn't told you, you never would have followed them out here.
Sana söylememiş olsaydım onları asla buraya kadar takip etmezdin.
If I told you... just you, would it have to be in the paper?
Sadece size söylesem bile adımı yine de verir miydiniz?
"You are telling now! If you had told me earlier, i would have..." ... got you married to him and sent you to london.
Bana şimdi söylüyorsun, daha önceden söyleseydin seni onunla evlendirip, Londra'ya gönderirdim.
I told Nathan that you would have to put that book away for a while to make money, and that made him very sad.
Nathan'a, biraz para kazanmak için kitabına bir süre ara vermen gerektiğini söylemiştim ve bu onu çok üzmüştü.