I wouldn't say no translate Turkish

Well, i wouldn't be human if i had no regrets.

Pişmanlık duymasam insan sayılmazdım, değil mi?

- I wouldn't say so. No.

- Hiç sanmıyorum efendim.

- No, I wouldn't say that.

- Hayır, Böyle söylemedim.

No, I wouldn't say that you were at fault.

Hayir, bence hata sizde degil.

Now there's one party not far from here, I wouldn't like to say who, that didn't get no receipts this week.

Buradan fazla uzakta oturmayan adını vermek istemediğim birileri bu hafta makbuz alamadılar.

- I wouldn't say no, Baines.

- Hayır demem, Baines.

No, I wouldn't say that.

Hayır, ben öyle demezdim.

No, I wouldn't say that.

Yok, hiç öyle şey olur mu!

No. No, I wouldn't say so.

Hayır, hayır, öyle demezdim.

So I decided the butcher wouldn't say no to me either.

Kasabın da beni reddetmeyeceğinden emindim.

If I were to forget the $ 180 that I lost, and say no more about the matter, wouldn't you agree that I was being extremely lenient with the thief?

Eğer benden alınan 180 doları unutacak ve artık bu konuda hiç ağzımı açmayacak olsam, sence hırsıza karşı çok yumuşak davranmış olur muyum?

No, I wouldn't say we were friends.

Hayır, arkadaş olduğumuzu söyleyemem.

- No offence. - What did they get you for? - Oh, I wouldn't say they got me.

- Neyle suçlanıyorsun?

I know someone who wouldn't say no.

Bana hayır demeyecek birini tanıyorum.

Oh no, no, no, no, I wouldn't say that.

Ben öyle demezdim.

Yes, well I wouldn't say no to a second helping.

Evet biraz daha olsa hayır demem.

Listen, I hate to say no, but Sunday wouldn't work so well, because -

Dinle, hayır demekten nefret ederim... ama zor olabilir. Çünkü...

- No, I wouldn't say that.

- Yok, onu demek istemedim.

No, I wouldn't say that.

Hayır, bunu söyleyemeyeceğim.

I would say no, wouldn't you, Harold?

Bence hayır, ne dersin, Harold?

No, I wouldn't say exceptionally odd.

Hayır. Garibi kullanmazdım.

No, it wouldn't have been useless... because in the face of certain things you've got... to say no, and instead, I said yes... to MussoIini, to duty, and to all that crap.

Hayır, boşuna olmazdı.. bazı şeyler adına "hayır" demeliydik.. ama biz "evet" dedik.

I haven't been... no, I wouldn't say bored with you.

Seninleyken... Hayır, seninleyken sıkıldım diyemem.

Old coot! Bet he wouldn't say no if I invited him in here.

Yaşlı keçi, onu buraya davet etsem hayır demez ama.

Well, I wouldn't say no.

Tamam, buna hayır diyemem..

I wouldn't say no to bed and breakfast either.

Ben de kahvaltılı pansiyona hayır demezdim.

No, I wouldn't say that.

Hayır, Ben bunu demek istemedim.

No, I just promised. I wouldn't say anything.

Hayır, ama ona söylemeyeceğime dair söz verdim.

Oh, no, I wouldn't say that.

Oh, yo, ben öyle demezdim.

I mean, motherfucker say- - If they had a nuclear war, they wouldn't have to drop no bombs.

Yani bir nükleer savaş çıkacak olsa, bomba atmalarına bile gerek yok.

Well, if you want to have lunch with me in some restaurant so we could improve the atmosphere in this neighbourhood, I wouldn't exactly say no.

Bu mahalledeki atmosferi iyileştirmek için restoranda öğlen yemeği istiyorsan, hayır demem.

I know it's a little early, but I wouldn't say no to a tummy tuck for Christmas.

Daha erken olduğunu biliyorum ama Noel için karın estetiğine hayır demem.

Oh, no, no. I wouldn't say so.

- Hayır, hiç değil.

- I wouldn't say no to a Coke.

- Bir kolaya hayır demem.

Listen, I'm no expert, but wouldn't a couch in a headshrinker's office be more comfortable?

Dinle, ben uzman sayılmam, ama bir psikiyatrist kanapesi daha tatminkâr olmaz mıydı?

Oh, I wouldn't say no to a bust like that.

Böyle göğüslere hiç "hayır" demezdim.

No, I wouldn't say that.

Hayır, bunu söyleyemem.

- I wouldn't say no to the green house.

- Seraya itirazım olmazdı.

- No, I wouldn't say that, Sam.

- Bunu söyleyemem, Sam. Olmaz.

- No, I wouldn't say that but she was concerned.

- Hayır, öyle olduğunu söyleyemem. Ama oldukça endişeli biriydi.

No, I wouldn't say that.

Hayır, pek öyle denemez.

I wouldn't say no.

Hayır diyemem.

I wouldn't say no!

Ben olsam hayır demezdim!

- No, we wouldn't say that. - That's what my dad said... when he first heard what I was doing. No.

Hayır, öyle dememek lazım.

Speaking of fruits, I wouldn't say no to that pheasant there.

Meyve demişken, şu sülüne hayatta hayır diyemem.

No, I wouldn't say that.

Hayır. Bunu söyleyemem.

- No, I wouldn't say so.

- Hayır, pek içmez.

Well, I don't know if I want to get married... but I wouldn't say no to a proper relationship.

Şey, evlenmek isteyip istemediğimi bilmiyorum... fakat doğru dürüst bir ilişkiye de hayır demem.

- No, I wouldn't say he was shy, no.

- Hayır, utangaç olduğunu söylemedim.

- Well, I wouldn't say no to a drop of scotch.

Ne dediklerini bilirsin :

I wouldn't say no to chocolate spread!

Çikolatanın bulaşmasına hayır demezdim!