Ica translate Turkish
22 parallel translation
I think we've reached a point where I can call you Viv and leave out the "ica".
Sanırım, ilişkimiz öyle bir noktaya geldi ki artık sana sadece Viv diyebilirim ve adının "ica" kısmını atabilirim.
Ten years ago, it was 20,000 to go to Asturias.
On yıIca Asturya'ya gitmek 20000 tutuyordu.
We've put up a protest list in ICA.
ICA'e itiraz listesi astık.
- You just have to go into ICA.
- Sadece ICA'a girmen gerek.
There's ICA, the trashcan...
İşte ICA, çöp tenekesi
We had a theft in ICA some days ago.
Birkaç gün önce ICA'de bir hırsızlık oldu.
Jess... ica... Jessica...
Jessica!
I have been, uh, requested to ask you all to clear the dance floor for a very special dance.
Sizlerden dans pistini boşaltmanızı ica edeceğim... zira çok özel bir dansımız var.
Remember the exhibition we went to see at the lCA with the really beautiful time clock piece?
ICA'daki nefis saat eserini görmeye gittiğimiz sergiyi hatırlamıyor musun?
Please remind Ica to give you the marbles, all right?
Ica size hatırlatmak lütfen mermer, tamam mı?
- No, but Ica doesn't give them to me from the bottle cap, but from her hand, not like you.
- Hayır, ama Ica onları bana vermiyor şişe kapağı arası, ama onu elden, değil gibi.
I said, listen, Ica, we're not getting it for ourselves, it's for the little one.
Ben, Ica dinlemek, dedi, biz değiliz, Kendimiz için bunu istemiyor o küçük biri için's.
Have Ica and Nucu started you on a fattening diet?
Ica ve Nucu başladı mı Bir besi diyet?
Ica!
Ica!
What about the Encyclopedia A-bom b-ica?
A - bomba Ansiklopedisi olabilir mi?
But tonight I'm transmitting from cell block "c" of dad-ica prison.
Ama bu gece baba hapsi hücre bloğumdan iletiyorum "b".
Jess ica.
Jess ica.
There was a cycle at the ICA in London, I saw almost all of them, and you came, you probably don't remember.
Londra'daki Modern Sanatlar Enstitüsü'nde sinema gösterimi vardı. Nerdeyse tüm filmleri izledim ve sizde gelmiştiniz. Muhtemelen hatırlamıyorsunuzdur.
They're called Dik-Diks, and they prance around Afr ica, spreading joy to all the other animals.
Birbilerine vurup "dik, dik" yapıyorlar ve diğer tüm hayvanlara neşe katarak Afrika'nın her yerinde hoplayıp zıplıyorlar.
That's what my team told me when I signed with a top-five talent agency, ICA.
Bu takım arkadaşlarımın en iyi beş yetenek ajansından biri'ICA'ile anlaştığımda bana söyledikleri şey.
We could triple our profits.
Kazancımızı iça katlayabiliriz.
It's... being taken care of.
İca... İcabına bakılıyor.