English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Id's

Id's translate Turkish

2,590 parallel translation
And as it cools, it's no longer supported by all that pressure, and so it starts to collapse under its own weight.
Ve onun soğumasıyla daha fazla basınca dayamayarak yıIdızın kendi altına çökmeye başlar.
Christian Ott and his theoretical-astrophysicist group at caltech are trying to discover whether exploding stars really do form black holes.
Caltech'te Christian Ott ve onun gibi teorik fizikçiler gerçekten patlayan yıIdızlardaki kara delik formlarının keşfetmeye çalışıyorlar.
So far, Christian has failed to make a virtual star explode in a way that looks like a real supernova.
Şimdiye kadar Christian sanal bir yıIdızı gerçek bir süpernova gibi patlatabilmekte başarısız oldu.
It's basically just everything eventually sinks into a black hole, and the star slowly but surely just disappears.
Her şey aslında o kadar basit ki sonunda yıIdız yavaşça kara deliğin içine doğru batar ve kesinlikle ortadan kaybolur.
Each year, he took another set of pictures, plotting the movement of that cluster of stars at our galaxy's heart.
Her yıI resimlerle birlikte bizim gökadanın merkezinde başka hareket halinde kümesel yıIdız hareketleri saptandı.
This is our best star, which we have followed for 15 years to trace a full orbit.
Bizim yörüngemizin dışındaki yıIdızları 15 yıIdır takip ediyoruz.
Lurking at the center of our galaxy is an object that's completely invisible but weighs as much as four million stars.
Galaksinin merkezine bakıIdığında tamamen görünmezler ama dört milyar kadar yıIdız görünmektedir.
For the past several years, Janna and her colleagues have been trying to predict the sounds black holes make as they spin around one another. The calculations are not for the faint of heart.
Son birkaç yıIdır Janna ve çalışma arkadaşları kara deliklerin birbirleri etrafındaki dönmeleri sonucu çıkan sesleri bulabilmek için çalışıyorlar.
Anything that strays too close to these dark remnants of burned-out stars will be pulled in by an intense gravitational field.
Çok yakınlarda çok yoğun çekim alanı tarafında kara delikten arta kalan yanmış yıIdız olabilir.
Yeah. But it's okay,'cause I have an ID.
Ama önemli değil, çünkü kimlik kartım var.
Yeah, my son's been kidnapped.
Oğlum kaçırıIdı.
he's been kidnapped.
o kaçırıIdı.
They're trying to get a positive ID.
Kimliğini tespit etmeye çalışıyorlar.
As I see it, a beautiful cup... is worth more than a baseball signed by a star
Gördüğüm kadarıyla, güzel bir kupa bir beyzbol yıIdızı tarafından imzalanmış bir toptan daha değerlidir.
Seen from a distance... he looks just like cactus... beside the bed, covered with thorns
Uzun mesafeden bakıIdığında adam bir kaktüse benziyor. Yatağın yanında ise, dikenlerle kaplanmış gibi duruyor.
The drain's unblocked
Tıkanıklık açıIdı.
So is Jerry. They're working on ID'ing the guy who made it.
Bunu yapan kişiyi teşhis etmeye çalışıyorlar.
That's enough to make an ID?
- Teşhis için yeter mi ki bu?
- Here's the Baron ID.
Baron kimliği burada.
Did we just join Mr. Murphy's gang?
Az önce Mr. Murphy'nin çetesine mi katıIdık?
I'm sick of you idiots!
Çok sıkıIdım sizden aptallar!
The whole thing is planned down to the minute no exceptions so you need to bring everything, photo ID, entry slip, prep books, pre-sharpened pencils.
Her şey dakikası dakikasına planlanmış. Kimseye ayrıcalık yok. Gerekli eşyaları yanında getireceksin.
It's an ID card from the museum.
Müzeye ait kimlik kartı.
She ID'd herself as Roxanne Barnes.
Kendisini Roxanne Barnes olarak tanıtmış.
The reason they have "retired" stamped on those ID's in such big letters is to make sure guys like you don't forget that they put their papers in.
Seni emekli etmiş olmaları, kimliğine büyük puntalarla yazmış olmaları sizler gibilerin artık görev başınızda olmadıklarını hatırlatmaktır.
It wasn't exactly Wembley Arena, but the Enterprise had everything you want from a local music venue bar staff who didn't ask for ID, a worrying lack of fire exits and a horrific smell from the toilets.
Tam olarak Wembley Arena'daki Take That konserine benzemiyordu ama Enterprise da, yerel bir mekandan beklediğin her şeyin olduğu bir yerdi. Kimlik sormayan barmenler, yangın çıkışı sayısındaki eksiklik ve tuvaletlerden gelen korkunç koku.
See if we can ID our victim's attacker.
Bakalım, kurbana saldıranı bulabilecek miyiz.
If there's a connection between Roni Parker and Marcella Gomez, other than the gun and the ID, I can't find it.
Eğer Roni Parker ve Marcella Gomez arasında, silah ve kimlik dışında bir bağlantı varsa, bunu henüz bulamadım.
Their computers have a database of everyone's frequency, ID code which changes every week.
Bilgisayarların veri tabanında herkesin kişisel frekansı ve kimlik kodu vardır bunlar da her hafta değişir.
So they can actually hide the account holder's ID, - even from the authorities.
Yani hesap sahibinin kimliğini yetkililerden bile gizleyebilirler.
Ting Zai's Police ID
Ting Zai'in polis kayıtları
Avenger ID, Wasp, accepted.
İntikamcı kimliği, Yabanarısı, kabul edildi.
And hawkeye's id card.
Ve Şahingöz'ün kimlik kartını.
The French philosopher sartre very famously wrote, "if an angel were to tell me I needed to sacrifice my son, I'd ask for " some id. "
Fransız filozof Sartre, meşhur bir yazısında şöyle demektedir, "eğer, bir melek gelip de benden, oğlumu kurban etmemi isteseydi, ondan bir" kimlik " göstermesini isterdim
He's got no id.
Üzerinde kimlik yok.
Did you check everyone's ID when they came in?
İçeri her girenin kimliğini kontrol ediyor musunuz?
they're big, they're hot, and they are everywhere.
YıIdızlar... Büyüktürler, sıcaktırlar. Ve onlar her yerdedirler.
But there is one star that's really close, and virtually everything we know about stars, we've learned from that neighbor.
Ancak bir tanesi var ki, bize oldukça yakındır. Ve aslında yıIdızlar hakkında her şeyi de bu komşumuzdan öğrendik.
The sunlight from our sun that bathes us and warms us every day is nothing but starlight because our sun is nothing but a star like all the rest.
Güneş'imizin ışığı, bizi her gün aydınlatan ve ısıtan ışık, yıIdız ışığından başka bir şey değildir. Çünkü bizim Güneş'imiz de tüm diğerleri gibi bir yıIdızdan başka bir şey değildir.
It's nearly a million miles in diameter, yet our sun is tiny compared to the really big stars out there.
Yaklaşık bir milyon mil çapında ancak yine de büyük yıIdızlarla karşılaştırıIdığında oldukça küçüktür. Eta Carinae...
Stars burn in different colors, from red to yellow to blue.
YıIdızlar, kırmızıdan sarıya, maviye, bir çok farklı renkte ışıIdarlar. Bazısı yalnız yaşar.
Others in pairs, orbiting each other and coming together in huge galaxies... entire cities made up of billions of stars.
Bazısı da çiftler halinde, birbirinin etrafında dönerek. Ve bir araya gelerek dev galaksileri oluştururlar. Milyarlarca yıIdızdan oluşan büyük şehirler gibi.
Some of the more dramatic parts of a nebula are not the beautiful glowing gas that you see but the dark parts.
Karanlık kısımlarda yoğun gaz ve toz bulutları vardır. Ve yıIdızların doğumu açısından gerçek hareketlilik buradadır.
There's nothing more important to us than stars, but for a long time, the way they formed was a complete mystery.
Onları gözlemleyemiyorduk. Bir hayal edin. Hiç bir yıIdızın doğum anını kesinlikle göremiyorduk.
Heat passes through the thick dust of the nebulas, allowing Spitzer to see new stars coming to life inside.
Bu olağan üstü görüntüler yıIdızların ilk anlarına ait görüntüler hidrojen gazı paketlerinin ısınmaya başladıkları an.
These remarkable pictures capture the earliest moments in a star's life as pockets of hydrogen gas begin to heat up.
Her bir küçük gaz ve toz kümesi ışıIdıyor. Tamamen karanlık gibi duran bölgeler artık aydınlandı.
Gravity keeps the pressure on, sucking in gas and dust particles that smash into each other, generating more and more heat.
Bir sonraki yarım milyon yıI genç yıIdız daha da küçülür, parlaklaşır ve daha da ısınır.
Stars produce massive amounts of heat and light over billions of years.
YıIdızlar milyarlarca yıI boyunca muazzam miktarda ısı ve ışık üretirler.
All you had to do was look outside and realize there was a huge gaping hole in our understanding.
YıIdızların sırrını çözebilmek için yeni bir cihaza ihtiyacımız vardı.
His theories proved that stars could tap into the energy inside atoms.
YıIdızların sırrı, Einstein'in E = mc2 formülüdür.
Einstein showed that it's possible to release this energy by smashing atoms together.
Buna da füzyon adı verildi. YıIdızların parlamasını sağlayan aynı güç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]