English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If i may be so bold

If i may be so bold translate Turkish

90 parallel translation
Odd choice, if I may be so bold.
Yanlış bir seçim, değil mi? .
And who, if I may be so bold, is going to play the part?
Haddimi aşarak, rolü kim oynayacak?
If I may be so bold.
O kadar ileri gidersem.
Now, sir, if I may be so bold as to suggest...
Komutanιm, haddimi aşmak istemem ama...
Master Ichi, if I may be so bold, I wonder if I might ask you to travel with us.
Usta Ichi, o kadar cesur olsaydım, sizin bizimle seyahat etmenizi isteyebilirdim.
... if I may be so bold, sir.
... söylememe izin verirseniz, efendim.
He ´ ll need bed rest, and then, if I may be so bold, a couple of months in a sanitarium.
Küstahlığımı bağışla ama birkaç ay akıl hastanesinde, yatak istirahatı yapmalı.
And now, if I may be so bold, I'd like to put you on hold.
Ve şimdi, kaba olabilirim ; ama sizi beklemeye almalıyım.
Sir, if I may be so bold, I would like to apologize for Captain Lassard's remark about your nose being up the mayor's....
Efendim, haddimi aşarak Yüzbaşı Lassard'ın burnunuzla ilgili sözleri nedeniyle özür dilemek istiyorum.
What makes you so sure Burns is your guy if I may be so bold as to ask.
Sormamda sakınca yoksa, adamınızın Burns olduğuna emin misiniz?
Mom, if I may be so bold set aside the funds you were gonna spend today and trust us to handle the details when the dark day comes.
Anne, küstah olmak istemem ama bugün harcayacağın parayı bir kenara koy ve o karanlık gün detayları halletmemiz için bize güven.
If I may be so bold as to suggest my daughter, Lu Hua.
Daha iyisi olarak Kızım Lu-hua'yı önermek isterim
If I may be so bold what's to prevent the Yankees from attacking us here?
If I may be so bold what's to prevent the Yankees from attacking us here?
And... if I may be so bold, sir...
Cüretkarlığımı mazur görürseniz...
Well, then, if I may be so bold, sir, you're in for a treat.
O halde, dobralığımı mazur görün, sıkı bir keyif bekliyor sizi.
And what work was that, Grand Nagus? If I may be so bold?
Haddimi aşmak istemem ama bu çalışma da neyin nesi, Yüce Nagus?
However, if I may be so bold... a sprocket here... would maintain the elevation.
Yine de, küstahlık saymazsanız şuraya bir dişli eklenirse inip kalkmada rahatlık sağlayabilir.
If I may be so bold you may find something which will bring you infinitely more profit than the arrest of a Bajoran woman.
Cesaretimi bağışlayın ama size çok daha fazla kar getirecek bir şey önerebilirim Bajoryalı kadını tutuklanmasına karşılık tabiki
If I may be so bold, where do you get your information?
Bu bilgileri nereden aldınız?
If I may be so bold as to offer some advice?
Size bir tavsiyede bulunabilir miyim?
If I may be so bold to ask?
Cesaretimi maruz görün.
Mr. Broderick, if I may be so bold from my limited perspective, I see but two kinds of actors :
Cesaretimi mazur görün ama sınırlı bakış açıma göre bence iki tip oyuncu vardır.
Did we discuss the future of the canal at all on our travels, if I may be so bold?
Cüretimi bağışIayın, ama bütün ziyaretIerinizde kanaIın geIeceğini mi konuştunuz?
And, uh, if I may be so bold, an extremely charismatic and attractive individual.
Cüretimi bağışla ama aynı zamanda çok karizmatik ve çekici birisin.
Bear in mind, Mr. Tellis, if I may be so bold that... career opportunities in law enforcement...
Şunu unutmayın Bay Telis, size son derece cömert davrandım. Bir polisin çok fazla kariyer fırsatı olmaz.
If I may be so bold as to interject my professional opinion.
İzninizle profesyonel görüşümü belirtme cüretinde bulunacağım.
If I may be so bold at our first meeting, I'd like to offer you both some tea.
Daha ilk görüşmemizde cüretimi bağışlarsanız, sizlere de bu çaydan ikram etmek isterim.
But if I may be so bold, your power is great and theirs is small. Surely they pose no threat.
Eğer cüretkar olduğunu düşünmezseniz, sizin gücünüz yüce ve onlarınki kesinlikle küçük, onlar bir tehdit oluşturmuyor.
Lord, if I may be so bold...
- Lordum, küstahlık etmek istemem.
If I may be so bold, I would like an audience with Your Highness.
Çok kaba olmayacaksam, sizden bir ricam olacaktı Ekselansları.
If I may be so bold, I'm neither a superhero nor a soldier so I'm hardly qualified to judge your actions by those standards.
Cüretimi maruz görürseniz, ben ne süper kahramanım ne de asker o nedenle davranışlarınızı o ölçekte yargılamak benim haddim değil.
Well, if I may be so bold...
Beni çok cüretkar bulmazsan...
If I may be so bold, sir, I understand that with your appointment as base commander, a position has become available on SG-1. I would relish the opportunity to serve on the SGC's elite team.
Efendim, küstah birisi gibi görünebilirim, bu merkezin kumandanı olmanızla beraber SG-1'de bir pozisyon açıldı, SGC'nin en seçkin takımında hizmet etmek benim için büyük bir zevk olacaktır.
If I may be so bold as to make a recommendation.
Tavsiyede bulunmam gerekirse..
And what was her trauma, if I may be so bold?
Eğer cesaretimi maruz görürseniz, geçirdiği travmanın ne olduğunu sorabilir miyim?
With inspired leadership, if I may be so bold.
Liderliğinizden yola çıktık. Cesaretimi bağışlayın.
Welcome, if I may be so bold, to our humble, nay, lowly festivities.
Bu mütevazi hatta basit eğlencemize.. ... sizi davet etme cüretimiz için bağışlayın!
If I may be so bold, my lord, Caesar chose you, not Anthony.
Dürüst olabilirsem, lordum, Sezar sizi seçti Antony'yi değil.
It is my intention, if I may be so bold, to remain close to you throughout the evening.
Küstahlık etmek istemem ama, niyetim, bütün gece yakınınızda olmak.
And, if I may be so bold, a man of no little education.
Ve cesur olduğu kadar azıcık bile eğitimi olmayan biri.
If I may be so bold.
Biraz küstahlık edersem.
Jessica... if I may be so bold... I know that you believe in your heart what you're saying, but what you're saying is simply not possible.
Jessica açık sözlü olmak gerekirse söylediklerine kalpten inandığını biliyorum ama bu söylediklerin kesinlikle imkansız.
Oh, that is a beautiful suit, if I may be so bold.
Ne kadar da güzel bir takım. Keşke ben de bu kadar atletik olsam.
If I may be so bold, I think you're showing a little too much arm.
Kabalığımı mazur gör ama sanırım kollarını çok gösteriyorsun.
If I may be so bold - you're too beautiful for this much sorrow.
Küstahlığımı bağışlayın. Bu kadar acı için fazla güzelsiniz.
What's on the agenda, if I may be so bold?
Sormamda sakınca yoksa, programınız ne olacak?
If I may be so bold, Madam?
Cürretimi maruz görün, Madam?
If I may be so bold, it's a lot of fun to let the goldfish take a little swim in the blue cheese.
Eğer fırsat bulursanız,... japon balığını..... bu sosa batırmak gerçekten de keyifli olabiliyor.
And thankfully, I have found somebody who shares that dream, and I can assure you that you will not find two people more in sync with your exceptionally high standards and, if I may be so bold, your taste.
Hayalim bir gün burada yaşamaktı ve şükürler olsun, benimle aynı hayali paylaşan birini buldum. Sizi temin ederim bizden başka yüksek standartlara sahip, isteklerinizi karşılayacak sizi hoşnut edecek iki kişi daha bulamazsınız.
Well, sir, it seemed if I may be bold as to say so the only real clear point in the whole case.
Evet, bayım, bana kalacak olursa tüm davadaki en net nokta.
If Miss Bennet is not otherwise engaged, may I be so bold as to claim the next two dances?
Bayan Bennet'in başkasına verilmiş bir sözü yoksa sonraki iki dansı bana lütfetmesi talebinde bulunabilir miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]