If it's all right translate Turkish
1,192 parallel translation
If we're gonna paint it, let's go ahead and Midasize it, all right?
Boyayacaksak, büyük boy yapalım tamam mı?
It's all right if we're quiet.
Sessiz olursak güvende oluruz.
We'd like to sleep together, if it's all right with you.
Birlikte yatmak istiyoruz, eğer senin için mahsuru yoksa.
All right, Striker, if a bobby pin's all you got, it'll have to do.
Pekala Striker, elinde sadece toka varsa, işe yaramak zorunda.
- And I've been thinking... - Yeah. If it's all right with Miss Sophie...
Ve ben diyordum ki, tabii bayan Sophie çin de uygunsa...
Look, it's all right with me if your mother wants to buy me for you.
Bak. Annen beni sana ısmarlamak istiyorsa benim için mesele yok.
All right. I'll arrange it, if it's arrangeable.
Pekala, eğer yapabilirsem bir şeyler ayarlayacağım.
All right, the thought has crossed my mind, if something should happen, I'll go along with it, but if it doesn't, it's no thing to me, because that's not what I'm out here for.
Pekala, bişeyler olduğunda, kafamdan bişeyler geçerse, Onunla birlikte gideceğim, ama o olmazsa, benim için ifadesi olmaz, çünkü o yok ve ben burda yaşıyorum.
Now if it's all right, I'd like to see the hospital facilities.
Şimdi eğer uygunsa hastane bölümünü görmek istiyorum.
If it's all right with you, I'd like to check it out.
Sence de bir mahsuru yoksa onu araştırmak istiyorum.
I mean, it's all right if you're a teenager, you know, you've never had it before, you know, and you say, "What is this all about?" You keep drinking and getting sick and throw up. But grown people do that.
Ergenseniz ve başınıza daha önce hiç gelmediyse, kusana kadar içmeyi anlarım da, yetişkinlerin hafta sonlarını bu şekilde geçirmelerini anlamıyorum.
If you think it's all right, sir,
tamam efendim eğer öyle düşünüyorsanız..
You sure it's all right if I stay at your motel? Oh, absolutely.
Gerçekten sizde geceleyebilir miyim?
All right, Lucy, if it wasn't deliberate, there's only one thing left.
Tamam, Lucy, bilinçli olmadıysa, kalan bir şey daha var.
If you don't want it, that's all right.
Eğer istemiyorsan, tamam...
I can only say, as your friend and your manager, you're a sick individual... but if that's what you want, all right, we'll do it.
Sana arkadaşın ve menajerin olarak şunu söylemeliyim Lou, sen hasta birisin, ama istediğin buysa tamam, yaparım. Senin için yaparım.
- They call me old-fashioned... but if it's old-fashioned to like Mr Danny Kaye, Mr Bob Hope, Mr Milton Berle... then all right, then I'm old-fashioned.
- Bana eski kafalı diyorlar, ama Danny Kaye'yi, Bob Hope'u, Milton Berle'ü beğenmek eski kafalılıksa, tamam ben eski kafalıyım.
I'd like to go anyway, if it's all right with you.
Senin için de uygunsa bu akşam yine de gitmek istiyorum.
I THINK THAT WE SHOULD TREAT THIS CASE WITH A SPECIAL SORT OF MANNER, IF IT'S ALL RIGHT.
Neyse, bu hassas durum için özel bir hareket tarzı belirlememiz gerektiğini düşünüyorum...
NOW, I THINK THAT IF IT'S ALL RIGHT -
Şimdi, sizin için de mahsuru olmazsa bence...
And if it's all right with you, I wouldn't mind living here full-time.
Eğer sizin için de sorun yoksa, sürekli sizinle yaşamak istiyorum.
If it's all right, I'll just stay here.
Kabul ederseniz, ben burda kalayım.
I never wanna see the place again. Don't worry, if that's what you want, it's all right.
Oraya geri dönmem, orada uyumam, orayı tekrar görmek bile istemiyorum.
All right, now, when I kick the ball to you, you catch it and you try to run past me, if you can, through these two guys there.
Tamam. Şimdi, topu sana şutladığım zaman yakalamaya ve beni geçmeye çalış - becerebilirsen - şu iki adam arasından.
- How will I know if it's going all right?
Ama iyi gidiyorsa bunu bilmeye ihtiyacım var.
I wonder if it's all right to have eyeholes.
Gözler için delik açsak bir sıkıntı olur mu acaba?
I can stall if it's more, but I need time to find a good window. All right?
Daha fazlası için oyalayabilirim, ama iyi bir pencere bulmak için zaman gerekiyor, tamam mı?
That's Real Sweet, Ferdy, But If It's All Right With You, We Can Stay A Little While Longer.
Çok hoş bir teklif Ferdy ama sana da uyarsa biraz daha kalabiliriz.
If we don't get there fast, they'll get her. It's all right, David.
- Acele etmezsek, Linda'da değişecek..
It's all right, Uncle ; I would have done the same if I were you
Önemli değil, senin yerinde olsam ben de aynısını yapardım.
If it's all right with you... I-I'd like to name them after my great aunts. I shudder to ask.
Sen de kabul edersen, onlara teyzelerimin isimlerini vermek istiyorum.
I'm singing about me and my life... and if it's relevant for other people's lives, that's all right.
Hayatım hakkında şarkılar söylüyorum. Başkalarının hayatına da uyması mümkün.
If it's all right, I'll...
Eger hersey yolunda ise...
If it's all right with you, Dish, I won't wait.
Eğer her şey senin için yolunda giderse, Dish bekleyemeyeceğim.
If it's all right.
Eğer senin için problem olmazsa.
If ever the day should come when I find a little job, is it all right if I keep the money I make?
Anne, Bayan Rhoades entel saldırısını bitirene kadar, sana şunu açıklamama izin ver.
MAN 1 : Well, I'm going to if it's all right with you.
İyi, ben tokmağı çeviriyorum.
All right, if you insist It's the last moment to do it
Tamam, bu son şansın.
All right, if you insist It's the last moment to do it
Pekâlâ. Bu son şansın.
- Yeah, if you call plastic cartilage in a steel pin all right, it's all right.
Evet, plastik kıkırdak ve bir de çelik vidalı eklem, harika!
Hey, Jade, if I want to take a shower in the middle of the day, it's all right.
Jade, canım duş yapmak isterse yaparım. Sal'ın canı cehenneme!
Sal, I gotta go see my son, if it's all right with you.
Sal, senin için uygunsa gidip oğlumu görmem lazım.
It's all right if you moved them.
Kaldırmışsan önemli değil.
And if you want to see him, it's all right.
Ve onu görmek istersen, olur görebilirsin.
Would you come and read it after I finish and tell me if it's all right?
Bitirdikten sonra gelip okur musunuz, iyi olmuş mu söylersiniz.
If it's all right, Miss Downing, we'd like to ask you...
Sakıncası yoksa size sorular sormak istiyoruz Bayan Downing.
- So? - It's all right if they don't wanna eat. - See?
Yemek istemezlerse, bana uyar, ortamın tadını çıkarabilirler.
It looks as if you girls have been getting along all right, but it's a darn good thing we found you when we did.
Siz kızlar sağlam çıkmışsınız gibi görünüyor, ama sizi bulmamız kesinlikle iyi bir şey.
If it's all right, we'd better check in.
Mahsuru yoksa otele gitsek iyi olur.
So, if there be any doubt, any doubt at all, we might as well... lay it out on the table, right now, why these two lovely people... should not be joined in holy matrimony. Speak now... or forever hold your peace.
Dolayısıyla, aklınızda bir kuşku varsa en küçük bir kuşku dahi varsa bunu şimdi ortaya dökebiliriz bu iki güzel insan neden kutlu bir evlilikle birleşmemeli, ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
If you want to keep it, that's all right.
Eğer onu saklamak istiyorsan, sorun değil.
if it's all right with you 69
if it's meant to be 16
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's okay with you 83
if it's a boy 49
if it's ok 18
if it's me 22
if it's meant to be 16
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's okay with you 83
if it's a boy 49
if it's ok 18
if it's me 22