If that's the way you feel translate Turkish
127 parallel translation
Ali right, liii leave, if that's the way you feel about it.
Pekala, eğer istediğin buysa gideceğim.
Get out of here. Well, if that's the way you feel, we'll only install three.
Öyleyse, sadece üç tane koyarız.
All right, then, if that's the way you feel about it.
Peki, madem öyle düşünüyorsun.
Okay, if that's the way you feel about it.
Tamam, madem bu şekilde düşünüyorsun.
If that's the way you feel about it, I won't stand in your way.
Eğer öyle istiyorsan sana engel olmayacağım.
If that's the way you feel about it get out of here and get off of my land!
Düşüncen buysa git buradan, toprağımdan çık!
Well, if that's the way you really feel... you must be very lonely.
Şey, gerçekten bu şekilde hissediyorsanız çok yalnız bir kişi olmalısınız.
All right, if that's the way you feel about it.
Pekala, Eğer bunun yolu buysa..
Okay, Johnny, if that's the way you feel about it.
Tamam, Johnny, hissettiğin buysa.
If that's the way you feel, you're at liberty to go your way.
Böyle düşünüyorsanız çekip gitmekte özgürsünüz.
If that's the way you feel about it.
Düşündüğün gibi olsun.
WELL, IF THAT'S THE WAY YOU FEEL ABOUT IT,
- Bunun için mi böyle bir garipsin.
If that's the way you feel, you can call that off right now.
Düşündüğün buysa, şu an vazgeçebilirsin.
All right. If that's the way you feel about it.
Eğer istediğiniz buysa, giderim.
If that's the way you feel, where's the money you were bringing?
Eğer senin istediğin buysa, Getirdiğin para nerede?
If that's the way you feel, let's do something about it.
Bu konuyu halledelim.
If you still feel the same way in the morning... you come back, we'll go to the bank... and I'll see that you get everything that's coming to you.
Sabah aynı fikirdeysen... geri gel, bankaya gidip... payına düşeni alman için gerekeni yaparım.
If that's the way you feel about it, how much do I have coming to you?
size ne kadar vereceğim?
Well, if that's the way you feel about it.
Öyle hissediyorsanız.
All right, if that's the way you feel. That's that.
Tamam, madem böyle hissediyorsun o zaman buraya kadar.
If that's the way you feel, then why not leave.
Eğer öyle hissediyorsan neden gitmiyorsun?
But if that's the way you feel, why didn't you say something a year ago?
Fakat hissettikleriniz buysa, neden bir yıl önce bir şey söylemediniz?
Well if that's the way you really feel about her, then you must be right.
Peki, eğer o kız hakkında gerçekten böyle hissediyorsan hislerin doğru olmalı.
All right, if that's the way you feel.
Pekala, eğer öyle hissediyorsan.
If that's the way you feel, that's the way I feel.
Sen öyle düşünüyorsan, ben de böyle düşünüyorum.
Well, if that's the way you feel about it, cook your own food!
Madem anladın, o zaman yemeğinide kendin pişir.
- Well, all right, if that's the way you feel. Come on, Fred, darling.
Tamam eğer böyle düşünüyorsan, hadi, çıkalım buradan.
OK, if that's the way you feel about it.
Tamam, nasıl istersen öyle olsun.
If that's the way you feel about it.
Demek öyle düşünüyorsun.
If that's the way you feel about it... kindly return me to my rightful form, and I'll leave.
Eğer olaylar konusunda böyle hissediyorsan beni asıl halime döndür de gideyim.
ELIZA : If that's the way you feel, why don't you give the money back?
Madem böyle düşünüyorsun, neden parayı geri vermiyorsun?
Take it and kill me if that's the way you feel.
Al ve istediğin buysa öldür beni.
Look, if that's the way you feel about it, more power to you.
Eğer böyle hissediyorsan, sana güç verecektir.
If that's the way you feel about it, why don't you resign your commission and start over again as an enlisted man?
Madem böyle düşünüyorsun, neden istifa edip yeniden er rütbesiyle en baştan başlamıyorsun?
- Well... If that's the way you feel about it... How about $ 35 for all of'em?
Şey, eğer istediğiniz buysa hepsi için 35 $ nasıl?
If that's the way you feel about it, I'd just as soon break up.
Böyle hissediyorsan, hemen ayrılabiliriz.
Certainly, if that's the way you feel.
Böyle düşünüyorsanız, siz bilirsiniz.
If that's really the way you feel about it, I'll try and help you get out of the race.
Eğer gerçekten düşündüğün buysa seni şu yarıştan kurtarmaya çalışırım.
If you still feel the same way when you come back, that's okay by me.
Geri geldiğinde hâlâ aynı şeyleri hissedersen, o zaman kabul ederim.
Okay, if that's the way you feel, maybe I will.
Tamam, madem öyle hissediyorsun, belki giderim.
All right, Major, if that's the way you feel about it.
Emredersiniz binbaşı, madem öyle istiyorsunuz...
If that's the way you feel about it.
Hislerini her zaman dinlemelisin.
Well, if that's the way you feel, forget it, Vic!
Böyle düşünüyorsan boşver Vic.
- If that's the way you feel.
- Eğer istediğin buysa.
Well, If That's The Way You Feel.
- Öyle düşünüyorsan madem.
Boy, if that's the way you feel, I must've done a really lousy job as a father.
Oğlum, gerçekten böyle hissediyorsan baba olarak berbat bir iş çıkarmış olmalıyım.
If that's the way you feel about it that's the way you feel about it.
Eğer öyle hissediyorsan... öyle hissediyorsun demektir.
If that's the way you feel, I'm gonna plow this thing under.
Hayır! Madem böyle düşünüyorsunuz o zaman oranın icabına bakarım ben!
Boy, if that's the way you feel, I must have done a really lousy job as a father.
Oğlum, gerçekten böyle hissediyorsan baba olarak berbat bir iş çıkarmış olmalıyım.
If that's the way you guys feel about it, I'll...
Eğer hissettiğiniz buysa, Ben...
Now, if you want to feel better, that's one thing... but I think Mom loves you just the way you are.
Şimdi, iyi hissetmek istiyorsan bu iyi bir şey... fakat Annemin seni olduğun gibi seviyor.