If you can't handle it translate Turkish
128 parallel translation
If you can't handle it, I'll get someone else.
Eğer bu işle ilgilenemeyeceksen, başka birini bulurum.
Now, if you'll wrap a piece of paper around it so that I can handle it... I'll take it out to your secretary and get her to seal it.
Şimdi üzerine kâğıt sarıp verirseniz, sekreterinize götürüp, mühürleteceğim.
If you can't handle it anymore, turn in your badge!
Madem bu isi artik yapamiyorsun rozetini teslim et!
It's up to you and your deputy to handle this situation... and if you can't do it, we've been paying the wrong men long enough.
Bu sorunu çözmek, tamamen senin elinde... eğer çözemiyorsan maaşını hakeden birine veririz.
- If you don't think you can handle it... - Forget it.
- Yapabileceğini düşünmüyorsan...
Spock, if you can't handle it, I'm gonna have to trust him.
Yapamazsan ona güvenmek zorunda kalacağım.
If you can't handle it, Pepe, go to sleep.
Pepe, bunu yapamazsın. Uyu artık.
Why don't you just do that, if you think you can handle it?
Evet, soysana. Becerebileceğini sanıyorsan.
- I don't care if you can't handle it.
- Bunu kaldıramaman senin sorunun.
If you can't handle the move, my people will do it for you.
Siz yapamazsanız adamlarım taşınmanız için yardımcı olurlar.
If i let us get close, if i made that commitment, and you hurt me like the others, i couldn't handle it.
Sana daha çok yakınlaşırsam, şayet sana bağlanırsam, ve sende diğerleri gibi canımı yakarsan, bununla başa çıkamam.
If you can't handle it, don't do it.
Onu tutamayacaksan hiç yapma.
A Iot of other people would Iike this job... if you can't handle it.
Beceremeyeceksen bu işi isteyen bir sürü insan var.
If you're gonna tell me you're a fag, I don't think I can handle it.
Eğer nonoş olduğu söylemeye çalışıyorsan, bunu kaldıramam.
If you can't handle it, I've got people who can.
Eğer sen baş edemeyeceksen, bunu yapabilecek adamlarım var.
If you can't handle it, I'll take my bag of money to somebody who can.
- Sen yapamazsan, paramı alır, yapabilecek birine giderim.
If you can't handle it,
Bunula başedemezsen,
If you can't handle it, get me somebody that can.
Sen beceremeyeceksen becerebilecek birini bul.
If you can't handle it alone, I'll bring more men.
Eğer yalnız üstesinden gelemeyecek gibiyseniz, daha fazla adam gönderirim.
If you can't handle it, I'm gonna get myself another lawyer.
Halledemiyorsan, kendime başka bir avukat bulacağım.
If you think I can't handle it, let's talk to the campaign manager.
Ve eğer bu işi kıvıramayacağımı düşünüyorsan, gidip kampanya idarecisiyle konuşabiliriz.
If you can't handle it, I could have a yard sale and send you half the cash.
Uğraşamazsan, eşyayı satışa çıkarıp paranın yarısını yollarım.
Sorry, but if you can't handle it,
Kusura bakma ama bu işin sana göre olmadığını düşünüyorsan kendim hallederim.
If you can't handle it, I will.
Sen beceremiyorsan ben yaparım.
If you can't handle it, I'll find another assistant.
Eğer idare edemeyeceksen, başka bir asistan bulacağım.
I don't see how you can restore your friendship if you're not speaking. It's my friendship, so I'll handle it.
Ağabeyim Douglas'ın kendine uygun bir "eş" bulabilmesi için en iyi seçenek yalnız yaşaması.
If you can't handle it, I'll tell President Sheridan to find someone who can.
Altından kalkamayacaksan kalkabilecek biri gelsin.
But here I feel like, for the first time in a long time I'm walking at a steady pace and I'm afraid that if I kiss you my knees may buckle and I may stumble and I don't know if I can handle it now.
Burda cok uzun zamandan sonra ilk defa ayagım yere basacak sekilde yürümeye basladım ve eger seni öpersem dizlerimin cözülüp ve ayagımın kayacagından ve bu sefer bununla basa cıkamayacagımdan korkuyorum.
Look, if you can't handle it, maybe we should just forget the whole thing.
Bak, eğer bununla idare edemezsen tüm olanları unutmamız en iyisidir.
If you can't handle it, God knows I'd understand that.
Bununla başa çıkamazsan, Tanrı biliyor, seni anlayabilirim.
"And what if you can't handle it?"
Çok kötü olursa? Ya başa çıkamazsam? "
If you can't handle it, there are others I could ask. No, no. I can handle it.
- Hayır, başa çıkabilirim.
Now, if you can't handle it, you tell me now
Şimdi, eğer üstesinden gelebileceksen, bana şimdi söyle
If you don't think you can handle it- -
Eğer halledemeyeceğinizi düşünüyorsanız
Why take so much smack if you can't handle it?
Madem kaldıramayacaksın, ne diye içiyorsun o hapı?
- If you and your Attending can't handle a simple ankle fracture, I'll do it. Now, clear the bed.
- Eğer sen ve kıdemli doktorun basit bir bilek kırığıyla baş edemiyorsanız ben hallederim.Şimdi yatağı boşalt.
I like you and if you can't handle it, you can just... you know... fuck off.
Senden hoşlanıyorum ve eğer sen bu gerçekle başa çıkamıyorsan siktir olup gitmelisin.
If you really can't handle it... we will do everything we can to change it.
Eğer gerçekten kaldıramazsan değiştirmek için elimizden geleni yaparız.
And if I think it's something I can't handle, of course, I will call you.
Eğer baş edemeyeceğim bir şey olursa tabii ki sizi ararım.
You know, if he can't handle it, why should he have to?
O idare edemiyorlar Biliyor musun, neden var ki?
So if you two can't handle it, that's too bad.
Yani siz ikiniz bunu kaldıramıyorsanız, çok kötü.
If you can't handle the trash talk, learn how to jab. Then you won't have to hear it.
Yıkmayı beceremiyorsan, yumruk atmayı öğren.
If you can't handle it, don't cash your paycheck this week.
Beceremiyorsan, bu ay maaş çekini bozdurma.
I can give the pitch myself if you think you can't handle it.
Beceremeyeceğini düşünüyorsan, onlara kendim anlatabilirim.
I don't know if you can handle it.
Bunu kaldırabileceğini zannetmiyorum.
Why'd you put me in charge of the department if you think I can't handle it?
Başa çıkamayacağımı düşünüyorsan beni neden bölümün başına getirdin?
Listen, honey, if you can't handle it, you just say the word, I'll take you home.
Dinle, tatlım, eğer idare edemezsen, sadece söylemen yeterli, seni eve götüreceğim hemen ardından.
But if you can't handle it, tell me now.
Ama bunu kaldıramazsan bana şimdi söyle,.
If you don't think you can handle it, I can do it myself.
Eğer rahat olamayacağını düşünürse, Kendim halledebilirim.
Hey, listen, pal. If you feel like you're nervous or you can't handle it...
Hey, dinle ahbap eğer kendini huzursuz ya da yapamayacakmış gibi hissedersen...
If you can't handle it, with all due respect, stick to the side streets.
Eğer bununla baş edemiyorsan arka sokakları dene.