If you don't come back translate Turkish
459 parallel translation
You know what it means to me if I let you go and you don't come back.
Senin gidip te geri dönmemenin benim başıma ne iş açacağını biliyorsun.
You can go. I don't care if you never come back.
Gidebilirsin, geri gelsen de umrumda değil.
And if someone leaves you and then wants to come back, don't you punish them?
Birisi sizden ayrılıp, sonra geri dönmek isterse onu cezalandırır mısınız?
If you don't want anything, beat it and don't come back!
Isin yoksa çek arabani. Bir daha da gelme.
Oh, if you have to leave, don't go until you come back.
Ah, eğer gitmeniz gerekirse, geri gelmeden gitmeyin.
And if things don't go right for you - If we should win, then I'll come back.
Ve eğer işler sizin istediğiniz gibi gitmezse, eğer biz kazanırsak işte o zaman geri dönerim.
Of course, my dear, if you don't find your sister you can always come back here.
Eğer ablanı bulamazsan kapımız sana her zaman açık.
If you don't mind, I've come back, but only temporarily.
Kusura bakmazsanız, geri geldim ama geçici olarak.
If you don't believe this how do you suppose I knew Johnny had come back?
Buna inanmıyorsan Johnny'nin geri döndüğünü nereden biliyorum? O söyledi!
What if you don't come back?
Ya hiç geri dönemezsen?
And if you don't catch him, don't you come back!
Ve onu yakalamadan geri dönmeyin!
If I don't come back, Mrs Spernanzoni will come and pick you up
Geri gelmezsek, seni almaya Bayan Spernanzoni gelecek.
If you don't give him everything you've got, I may come back and fight for the enemy.
Varınızı yoğunuzu ortaya koymazsanız, geri döner ve düşmanla savaşırım.
If they don't treat you right, you come right back.
Sana iyi davranmazlarsa derhal geri dön.
You may still have to fight if I don't come back.
Geri dönmezsem çatışmaya devam etmek zorunda kalabilirsiniz.
If one of them don't come back, you can be thanking yourself.
Eger içlerinden biri geri gelmezse, kendinize teºekkür edebilirsiniz.
Even if one of us were going to kill you... you don't think he'd come back and do it right away, do you?
Eğer içimizden biri seni öldürecekse de bunu gittikten sonra tekrar gelip yapacağını sanmazsın değil mi?
If you don't come back, it's over!
Geri dönmezsen, bu iş biter!
What if you don't come back...
Ya geri dönmezsen...
If you don't come back, me and Joe will have us a good cry.
Dönmezsen Joe'yla ben çok üzüleceğiz.
Work well. By all the saints, if you don't come back with money, you're no longer the sons of Rosaria Parondi!
Rocco, Tanrı seni korusun ve iş bulmanı sağlasın ama akşam cebiniz para dolu gelmezseniz
If you don't come back with me,
Eğer gelmezsen bunu Fred'e söylemek zorunda kalacağım.
Now, if you don't like the place, you come straight back.
Orayı beğenmezsen,... doğrudan geri geleceksin. Söz mü?
I just wanted you to know that if you don't make your million, you can always come back and work for me.
Şunu bilmeni isterim, eğer milyoner olamazsan, gelip benimle çalışabilirsin.
Now if we don't come back, you'll have to get the Strontium 90.
Eğer geri dönemezsek, Stronsiyum 90'ı siz almak zorundasınız.
But let me tell you, if you do a Billy Hicks on me- - if you take a British army into central Africa... and present me with any portion of a disaster... then don't come back.
Ama size şunu söyleyeyim... Bana Billy Hick'in yaptığını yaparsanız, Orta Afrika'da bir Britanya ordusunu alıp ve bir felaketin bir parçası olarak karşıma gelirseniz,
"If you don't come back in 24 hours I'll bring it to court."
"24 saat içinde geri dönmezsen bu işi mahkemeye taşırım."
If they don't come back, you go around the corner and rob some from the other guy.
Eğer gelmezlerse, köşedeki binaya gidip diğer çocuktan çalarsın.
If you come back... and you have any great news, just don't tell Alice.
Geri geldiğin zaman verecek bir müjden varsa sakın Alice'e söyleyeyim deme.
I also want you to remember that if you don't come back with the goods,
Ayrıca, unutmayın, malı alıp gelmezseniz,
If that's what you really think, just go away and don't come back!
Gerçekten böyle düşünüyorsan, hemen defol ve sakın geri gelme!
Mr Pryor, if we don't come back, you said...
Bay Pryor, geri dönmezsek demiştiniz ki...
Don't come back if you can't find her. Now go.
Sakın onu bulamadan ger döneyim demeyin.
Come on back if you don't.
Bulamazsan geri dön.
Don't come back if you fail
Eğer başaramazsanız geri gelmeyin.
If you don't find Mr. Benedict, don't come back, Frenchman.
Bay Benedict'i bulamazsan sakın geri dönme, fransız.
'cause if I strike you out on something like a change-up in here you don't come back to the bench, thinking
Çünkü eğer ben seni oyun dışı bıraksaydım sen yedeklerin arasına dönmeden önce şöyle düşünürdün :
If I don't come back to get ya, you wait a long time, and then you leave by yourself.
Eğer seni almaya gelmezsem bir süre bekledikten sonra kendin çık ve git.
Okay, now if I don't come back, you leave by yourself and you go to your mother's house.
Tamam, eğer ben gelmezsem kendin çıkıp, annenin evine gideceksin.
- Don't worry If you see the loc come back
Bir sorun görürseniz geri dönün.
If you don't go now, you can't come back.
Şimdi gitmezsen, geri dönemezsin. - İyi yolculuklar efendim.
I won't come back if you don't pay me.
Paramı ödemezsen bir daha gelmeyeceğim.
I'll make it interesting if you don't come back to work.
İşine dönmezsen daha da ilginç olacak.
If that's what you're after, then leave and don't come back.
Peşinde olduğun buysa, git ve bir daha gelme.
- Yes. One night, if I come back to your place... you'll hear me knocking. Don't make a sound.
Bir gece evinize geldiğimde kapıyı çaldığımı duyarsanız ses çıkarmayın ve bir şey söylemeyin.
I want to see him come out as much as you do but if we don't leave now, we'll never get back.
Onun geldiğini görmeyi senin kadar çok istiyorum ama şimdi gitmezsek asla geri dönemeyiz.
If you don't come back, I'll die up here.
Geri gelmezseniz ben ölürüm.
No. If you're spotted, and you don't come back...
Ya biri seni görürse, o zaman gelmezsin.
Why don't you just unobtrusively... see if you can find out who they are, how they got here... who invited them, and come back and let me know.
Neden göze batmadan... kim olduklarını ve buraya nasıl geldiklerini... kimin davet ettiğini öğrenip bana bildirmiyorsun?
A reconnaissance is no good if you don't come back.
- Gördün mü? Ama dönmezsen keşfinde bir anlamı kalmaz.
If you leave now, don't ever come back!
Eğer şimdi gidersen, bir daha geri gelemezsin!