If you don't do this translate Turkish
799 parallel translation
Now, you're going to do me a favor one of these days, and you're going to do it because if you don't, this knife goes in her.
Bu günlerde bana bir iyilik yapacaksın ve bunu yapacaksın çünkü yapmazsan bu bıçak ona saplanır.
Look, if you're not gonna do a restaurant, then you don't deserve this!
Bir restoran açmayacaksan bunu hak etmiyorsun.
Don't you want this? No, and if you don't mind my saying so, neither do you.
O bir hediyeydi, çerçeve yaptırdım.
If there's anything human left in you, don't do this.
Sende biraz insalık kaldıysa bunu yapmazsın.
Phyllis, do you mind if we don't finish this game?
Phyllis, oyunu bitirmesek olmaz mı?
Now, if this gives you any hints as to your destination or as to what kind of work you're going to do, don't even discuss it among yourselves.
Bu konuşma size gideceğimiz yer hakkında ya da yapacağımız iş hakkında size biraz ipucu vermişse bunu aranızda bile konuşmayacaksınız.
If you don't believe this how do you suppose I knew Johnny had come back?
Buna inanmıyorsan Johnny'nin geri döndüğünü nereden biliyorum? O söyledi!
Now, you don't have to consent to this interview or answer any questions... -... if you don't want to. - But I do want to.
Bu görüşmeye rıza göstermeyebilirsin ya da istemiyorsan hiçbir soruya yanıt vermeyebilirsin.
Even if you do find this Wanda Skutnik... I don't believe she'll ever change her testimony.
Şu Wanda Skutnik'i bulsan bile, ifadesini değiştireceğini sanmam.
Please, if you love me at all, don't do this.
Henry lütfen, beni birazcık seviyorsan bunu yapma.
If you don't go out there, and tell them that we don't know nothing about this, and get them out of this place, I'm gonna do it myself.
Oraya gidip bu konuda bir şey bilmediğimizi söyleyip onları buradan yollamazsan bunu ben kendim yaparım.
If you forget this, I won't ever do anything you don't want, I promise.
Eğer bunu unutursan her istediğini yaparım
If you don't pull me out of this swamp of boredom, I'm gonna do something drastic.
Beni bu can sıkıntısı batağından çekip almazsan bir delilik yapacağım.
If you don't pull this off, everybody is dead. Do you understand?
Bunu başaramazsan, herkes ölür.
No, I say you don't know what this kind of thing can do to you, if you go too far.
Ben sadece fazla ileri gidilirse bunun neye yol açabileceği bilinmez diyorum.
This man's in bad shape, and he ain't gonna get no better if you fellows don't do what I say.
Bankayı mı soyuyorsun? - Hayır efendim.
If you don't do anything about this, I'm going to, and there's nothing you can do to stop me.
Eğer bu konuda sen bir şey yapmayacaksan, ben yapacağım ve elinden beni durdurmak için hiçbir şey gelmez.
And what's all this got to do with you, if you don't mind telling me?
Peki, senin tavrın nedir, sakıncası yoksa söyler misin?
You've gotta watch this because if Stevens don't come, you'll have to do it.
İyi izle çünkü Stevens gelmezse sen yapacaksın.
You're gonna do a stretch in prison if you don't cut this out.
Buna bir son vermezseniz hapis yatacaksınız.
You do understand, don't you that even if you are made his legal guardian it'll still be up to me as head of this hospital to authorize his release in your charge.
Anlamalısınız ki onun yasal sorumluluğunu almış olsanız bile o hala bu hastanenin gözetiminde ve... benim sorumluluğumda.
Colonel, I don't have to remind you, do I... that I am in charge of all the Gestapo activities in this area... and if there are foreign agents then I am to be informed at once!
Albay, size hatırlatmak zorunda değilim herhalde... bu bölgedeki bütün Gestapo faaliyetlerinden ben sorumluyum... ve burada yabancı ajanlar olduğunda anında haberdar edilmem gerek!
Janet, if you decide to do this, don't worry about money.
Janet, bunu yapmaya karar verirsen, para için endişelenme.
- And you're not either... if you don't do something about this.
- Ve eğer bir şey yapmazsanız siz de değilsiniz.
Then why do you take the time to come out to brooklyn to give me this letter if you don't think she cares enough about me to let me know where she is, or to let you know to let me know where she is?
Madem kızın benimle ilgilenmediğini ve nerede olduğunu bana söylemeyeceğini hatta kendinin de bunu söylemeyeceğini düşünüyordun o halde o kadar zahmete girip Brooklyn'e gelmenin nedenini öğrenebilir miyim?
This is the last inn before the desert unless they don't come after you if they do they must rest here
Çöle gelmeden önceki son han burası. Senin için yola çıktıklarında buraya uğramak zorundalar.
Come on, you're never going to do this if you don't concentrate.
Hadi. Dikkatini vermezsen, asla öğrenemezsin.
If you are going to do this damn silly thing, don't do it in this damn silly way.
Bu salakça şeyi ille de yapacağım diyorsanız bari adamakıllı bir yöntemle yapın.
Jack, listen, if you don't do as he says, this gentleman is going to blow my brains out.
Jack, eğer cevap vermezsen, bu arkadaş kafama sıkacak.
If we don't straighten this out, you-know-who will do it for us.
Bunu düzeltemezsek, bizim için kimin düzelteceğini biliyorsun.
Now, you don't have to do this if you don't want to.
Eğer istemiyorsanız, bunu yapmak zorunda değlsiniz.
I hate to do this, but if you don't keep quiet, this whole thing's going to be shot.
Bunu yapmak istemem ama sessiz olmazsan her şey biter.
I'd like to do this, if you don't mind.
Eğer senin için önemi yoksa yapmak istediğim bir şey var.
Now, I promise I won't do this if you don't want to, so don't get mad, okay?
Şimdi, Söz veriyorum istemediğin birşeyi yapmayacağım. Ne kadar çılgınca olursa olsun, tamam?
I don't know, but if you want to avoid trouble, I don't think this is the town to do it in.
Bilmiyorum ama beladan kaçmak için bu kasabanın uygun olduğunu sanmıyorum.
Now don't tell me you haven't thought about something like this... because if you do, you're a liar.
Böyle bir şeyi hiç düşünmediğini söyleme. Söylersen, sen bir yalancısın.
Look, if you want this girl so bad... why don't you do something about it?
Bak, bu kızı bu kadar istiyorsan neden bir şeyler yapmıyorsun?
We don't have to do this if you don't want to.
Bak, istemiyorsan yapmak zorunda değiliz.
He'll slit my throat if you don't do this.
Eğer bunu yapmazsan o benim boğazımı kesecek.
If you like me at all... don't ask me to do this.
Eğer beni biraz seviyorsan... bunu benden isteme.
You fellas don't mind if I unhook some of this stuff, do you?
Eğer kusura bakmazsanız şunları bir söküverebilir miyim?
If you don't mind... I'm gonna share this bath with you because I can't do this a second time.
Bir itirazın yoksa... banyoyu seninle paylaşacağım, çünkü bunu bir kere daha yapamam.
I work in a bank. If I took a quarter out of every quarter roll... Why don't you do this?
Ben bankada çalışıyorum, her seferinde paradan bir kaç kuruş yürütsem...
Oh, by the way, if my mother or my sister... ask you to do this or that tomorrow, don't worry.
Bu arada, annem ve kızkardeşim yarın senden birşeyler yapmanı isterlerse endişelenme.
If you don't want this, what do you want?
- Lütfen. Bir rüşvet daha mı?
Let me tell you two stupid motherfuckers something. I don't want to get another phone call like this, because if I do I'll get on a fuckin'plane, and I'm gonna blowtorch the both of you. Do you understand?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
You and me are the bravest lt`s either you or me to take this case l`ll do it if you don`t, say it and l`ll take it!
Sen ve ben en cesur olanlarız. Bu işi ya sen yapacaksın, ya da ben. Sen yapmayacaksan ben yaparım,'yapamam'de, yeter!
If you don't hold still, I can't do this.
Eğer kımıldarsan, bunu yapamam.
You don't have to answer this if you don't want to... but how do you afford a place like this?
Buna cevap vermek zorunda değilsin. Buraya nasıl paran yetiyor?
If it'll help you think, you should know if you don't do this, you won't be in any shape to walk out of here.
Düşünmene yardımcı olacaksa, bil ki bunu yapmazsan buradan sağlam çıkamazsın.
How do you expect to get anywhere in this business if you don't show up?
Gitmemezlik ederek bu meslekte nasıl ilerlemeyi bekliyorsun?