English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If you don't like it

If you don't like it translate Turkish

1,726 parallel translation
If you don't like it, Stanley, you can go to the back of the bus.
Beğenmediysen Stanley, otobüsün arkasında oturabilirsin.
If you feel like singing a song and you want other people to sing along and just sing what you feel don't let anyone say it's wrong
( İçinden şarkı söylemek gelirse... ) ( Başkaları da sana katılsın istersen... ) (... sadece içinden geçeni söyle. ) ( Kimsenin dediklerine aldırma. )
My father's approach to machinery... was similar to his approach to his family - If you don't like how something works, keep banging on it till it does what you want.
Babam mekanik şeylere,... ailesine yaklaştığı gibi yaklaşırdı... eğer bir şeyin çalışmasını beğenmezse,... istediği gibi yapana kadar pataklardı.
You don't understand. If you turn me in to your handlers, it's like signing my death warrant.
Eğer beni ortaklarının eline verirsen ölüm fermanımı imzalamış olursun.
you'll always feel underdressed, no matter what you wear, and at dinner parties, it will be as if there's a language that sounds like english, and you think you speak it, but they don't hear you, and you don't understand them.
Ve yemek partilerinde sana ingilizce gibi gelen onu konuştuğunu sandığın bir dil olacak. Ama seni duymazlar, sen de onları anlamazsın.
I don't care if you like it, Ben.
Sevip sevmemen umrumda değil Ben.
It is if they don't like you back and you kill them.
Ama seni sevmediği için öldürmek suç.
I guess Ned deserves a friendly expression of innocent gratitude, but i don't think I'd like it if you did it again. I don't think I'd like it either.
Sanırım Ned, masum bir minnettarlığın arkadaşça ifadesini hak ediyor,... ama bir daha yaparsan hoşuma gideceğini sanmıyorum.
If you don't like it, go to a hotel.
Beğenmezseniz artık, bir otele siktirin gidin.
- What is it, like, nonfat soy vegan blood? - If you don't like it- -
Ne bu, vejeteryan kanı mı?
It's pretty easy. But, uh, I figure the only way things might get better is if people like you and I don't run away.
Bu hiç zor değil ama işlerin daha iyiye gideceği tek yolun senin benim gibilerin kaçmaması olduğuna inanıyorum.
If you don't like it, you can try somewhere else.
Beğenmediysen, başka bir yere gidebilirsin.
- Call a tow truck if you don't like it,
- İşine gelmiyorsa çekici çağır!
What if I put them on and you don't like it... You'll be upset again.
Birini seçsem ve hoşuna gitmese yine kızacaksın.
Don't be. I mean it's. It's totally natural for you to be jealous if your nephews like me more than you.
Yani, yeğenlerin beni daha çok seviyor diye kıskanman gayet normal.
If you don't like 10, I can make it 15.
10 hoşuna gitmediyse, 15 yapalım.
And if you don't like it, you can throw me out.
Eğer beğenmezsen, beni kapı dışarı edebilirsin.
Now, you may play it like you're a dangerous person in the grocery store but don't misremember who you be accounting to if I so much get my feelings hurt.
Şimdi marketteki tehlikeli adamı oynayabilirsin ama beni kırarsan kiminle muhatap olacağını... -... sakın unutma.
If you don't like it, you take my shift next time.
Beğenmezsen, gelecek mesaimi sen alırsın.
Smithers, I don't believe in suicide but if you'd like to try it, it might cheer me up to watch.
Smithers, intihara inanmıyorum ancak sen denemek istersen izlemesi eğlenceli olabilir.
If you don't like it, too fucking bad, okay?
Hoşuna gitmiyorsa, bu çok kötü, anladın mı?
- If you don't like it here, why did you come?
- Burayı beğenmiyorsan niye geldin?
And you shouldn't take it personal, baby, if I don't seem like all the other mamas-to-be, jumping all over themselves with joy.
Bebek, sevinçten havalara uçan tüm diğer anne adayları gibi değilsem özür dilerim.
I don't know if you know what it is like to want to be someone else.
Bir başkası olmak nasıldır bilir misiniz?
I don't know what you think your job is, but if it's anything like mine was it's to roll up drunks, twiddle your thumbs, not ask too many questions.
İşinin ne olduğunu sandığını bilmiyorum, eğer benim eski işim gibi olsaydı sarhoşları topla, parmağını burk, çok soru sorma.
I'll write a story and if you don't like it, you don't have to use it.
Bir hikaye yazarım ve eğer beğenmezsen kullanmak zorunda da değilsin.
If you don't like it, just walk away.
Bunu beğenmiyorsan sözleşmeyi iptal et.
I am going to move in here tonight. This is my house, and if you don't like it, you can leave.
Bu gece bu odaya geçiyorum, burası benim evim ve istemiyorsan, gidebilirsin
If you don't like it, you can go in and finish her yourself.
Hoşuna gitmediyse, gir de kendin bitir!
If you don't like it.. .. then break both my neck and teeth. Okay?
eğer beğenmediysen boğazımı sıkıp dişimi kırabilirsin.
You know what? If you don't like it, you know where the door is.
Baksanıza çocuklar, hoşunuza gitmiyorsa, kapının yerini biliyorsunuz.
If you don't feel like it, I will go, but tomorrow I will ask the same questions.
Öyle hissediyorum ki şimdi sormazsam, yarın yine sormak zorunda kalacağım.
Even if you don't feel like it, just fake it.
Eğer öyle hissetmiyorsan bile öyleymişsin gibi davran.
How can you do a puzzle, if you don't know what it looks like?
Neye benzediğini bilmeden, bir yap-bozu nasıl yapabilirsin ki?
And I'm sorry if you don't like it but that's just tough.
Hoşuna gitmediği için üzgünüm ama çok katısın.
If you don't like it, get another ride. C'mon!
Hoşuna gitmediyse, başka arabaya binersin.
I'm punishing you I know, but sometimes when I take medicine. It's like as if I don't know what I'm doing.
Onları cezalandırıyorum, biliyorum ama bazen ilaç alınca ne yaptığımı bilmiyor gibi oluyorum.
If you don't like it, go.
Beğenmiyorsan, gidebilirsin.
You might not wear it if they don't like hats.
Kasket sevmiyorlarsa, takmayabilirsin de.
She says : commit suicide if you like but don't write a letter about it.
"İntihar edeceksen et, ama böyle bir mektup yazma bari" diyor.
If you don't like the color, pop in the store and we'll exchange it.
Rengini beğenmezsen baba, dükkana uğrarsın değiştiririz.
So if you don't like it, there's the door.
Eğer hoşunuza gitmediyse, kapı orada.
If it's like this, you don't have to come here, then it will be fine
İstersen buradan gidebilirsin. Senden öğrencim olmanı istemedim.
And if you don't like it, you could always return home.
Eğer hoşuna gitmiyorsa her zaman evine dönebilirsin.
Tough, if you don't like it.
Zoruna mı gitti?
I don't like you but if it's fine with you let's date
Senden hoşlanmıyorum ama eğer seninle iyi olacaksa çıkalım.
It's fine, even if you don't like me
Sorun değil, benden hoşlanmasan da...
Listen, I know you don't like me, but I would appreciate it if you would hear me out.
Dinle, benden hoşlanmadığını biliyorum ama beni sonuna kadar dinlersen memnun olurum.
But if you don't like that option, you can indicate it on the appropriate form.
Fakat o seçeneği beğenmezseniz, başvuru formunda belirtebilirsiniz.
"'You know,'said my pet goat, "'I'm sure if I watched Grey's Anatomy, I'd like it, "'but I just don't have the time.'"
Yani, benim evcil keçim dedi, eminim ki eğer Grey'in Anatomisi'ni izleseydim, severdim... ama izleyecek zamanım yok.
- If you don't like it, I can stop. - Not at all.
Sevmediysen, bitirebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]