If you will excuse me translate Turkish
378 parallel translation
If you will excuse me, sir, I must leave.
- İzninizle ben ayrılmak zorundayım efendim.
And now, if you will excuse me, it is getting late.
Şimdi bana izin verir misiniz? Geç oldu.
If you will excuse me, this is where my patient comes aboard.
İzin verirseniz, hastam burada binecek.
And, now, if you will excuse me, I will retrieve the arrows.
İzninizle, okları getireyim.
If you will excuse me, my dear.
İzninizle.
I will announce your arrival to the Field Marshall, if you will excuse me.
İzin verirseniz Mareşal'e gelişinizi haber vereyim.
Now if you will excuse me, Mr. Horak, I will have to hurry.
Şimdi izin verirseniz, Bay. Horak, Acelem var.
If you will excuse me, messieurs, it's time i returned to my guests.
İzninizle beyler, misafirlerimin yanına dönmemin zamanıdır.
Now, if you will excuse me...
- Şimdi izninizle.
If you will excuse me, sir, I agree with the princess.
Müsaade ederseniz efendim, ben de prensese katılıyorum.
Well, if you will excuse me, I must sit down.
Şey, izin verirseniz, oturmam lazım.
If you will excuse me, Counselor, I find that it is now 4 : 30, and I would like to call a recess at this point.
İzin verirseniz, Avukat, görüyorum ki, saat 16 : 30 olmuş, ve ben bu noktada ara vermek istiyorum.
If you will excuse me.
Müsaadenizle.
If you will excuse me, please.
İzninizle lütfen.
If you will excuse me, I promised my wine steward a brief conference.
İzninizle, şarap sorumlusuna kısa bir konferans sözü vermiştim.
If you will excuse me, while you break, I'll have a word with an associate justice.
Affedersiniz, hazır ara vermişken bir saniye bir meslektaşımla konuşmam gerekiyor.
Now, comrade, if you will excuse me.
Şimdi yoldaş, müsadenizi istiyorum.
If you will excuse me, I have so many other lilies to gild.
Beni bağışlar mısınız, süslemem gereken başka zambaklar var.
Now, gentlemen, if you will excuse me, at this hour in the morning
Şimdi beyler, eğer bana izin verirseniz, sabahın bu saatinde, bir şeyler yemem gerekiyor.
Now if you will excuse me.
Şimdi izninizi rica ediyorum.
Now, if you will excuse me a moment, I need a moment of total solitude.
Şimdi de müsade ederseniz bir an için tamamen yalnız kalmalıyım.
If you will excuse me, captain.
İzin verirseniz, Kaptan.
But if you will excuse me, gentlemen and ladies. I grow fatigued again.
Beni bağışlarsanız, beyler ve bayanlar, yine yorgun düştüm.
I know you scientists will have a great deal to talk about, everything far over my head, so if you will excuse me.
Siz bilim adamlarının bir hayli konuşacak şeyi olduğunu biliyorum benim kafam hiç almıyor, o yüzden müsadenizle.
If you will excuse me.
- Bağışlayın.
So if you will excuse me, I finish to dress.
O yüzden izin verirseniz üzerimi değiştirmek istiyorum.
Now, if you will excuse me.
Şimdi, izninizle.
If you will excuse me?
İzninizle.
Well, excuse me, dear. Oh, Father, if it's from home, will you say I'm spending the night in town with Lucy?
Baba, eğer evdense bu akşam şehirde Lucy'le kalacağımı söyler misin?
I think I will if you'll all excuse me.
Anlayışınıza sığınarak erken yatacağım galiba.
- If you gentlemen will excuse me I think maybe you could thrash this out better without me.
- İzin verirseniz beyler bence, ben yokken daha iyi dövüşebilirsiniz.
And now if you will all excuse me, please.
Lütfen beni mahzur gör.
If you gentlemen will excuse me, I have an important engagement.
Müsaade ederseniz, önemli bir toplantım var.
If you gentlemen will excuse me...
Müsaadenizle beyler.
If you gentlemen will excuse me.
İzninizle beyler.
If you will excuse me, sir.
İzninizle efendim.
Now, if you folks will excuse me, I'll have the men gird their loins for battle.
adamların savaş için sırtlarını kuşatmasını istiyorum.
If you two will excuse me, I think I shall retire.
En iyisi emekli olmak için, izninizi isteyeyim.
You will excuse me if I speak rapidly, but I haven't much time.
Hızlı konuşursam mazur görün. fakat pek zamanım yok.
If you'll excuse me, I will tell your mother.
İzninizle, annene söyleyeyim.
Now if you two will excuse me.
İzninizle.
Now, if you'll excuse me, General, I will continue my meditation.
Şimdi müsade ederseniz General, meditasyonuma devam edeceğim.
Now, if you will just excuse me. I will be back in one moment.
Şimdi kusuruma bakmazsanız sizi bir dakikalığına bekleteceğim.
I hope you will all excuse me if I retire.
Ayrılırsam kusuruma bakmazsınız umarım.
If you gentlemen will excuse me, I'll change now.
- Elbette. İzin verirseniz üstümü değiştireceğim.
- If you will excuse me now!
- Bu neyle ilgili ki?
And if you fellas will excuse me, I'm gonna go be mean to my air mattress.
Ve siz sevgili dostlarım izin verirse gidip biraz şişme yatağımla ilgileneceğim.
If there is some information that you need, I will be glad to help you, but as you can see, I am in the middle of dressing, so, uh, if you excuse me, I'll finish.
Eğer ihtiyacınız olan bir bilgi varsa, yardımcı olmaktan memnun olurum ama gördüğünüz gibi, üzerimi değiştiriyordum. Eğer izin verirseniz bitirmek istiyorum.
If you gentlemen will excuse me?
İzninizle, baylar.
Will you excuse me if I go on with my work?
İşimle ilgilensem kusuruma bakmazsınız ya?
If you gentlemen will excuse me, I'll go have a little sleep.
Baylar izninizle biraz uyumak istiyorum.