Illest translate Turkish
16 parallel translation
The most officious, obnoxious, illest...
İşgüzar, sevimsiz bir...
That was the illest rhyme I ever seen, son!
Bu gordugum en hasta sarki sozuydu!
Winner of the 2004 Deejay Master Championship - not to mention bragging rights as the illest deejay in all five boroughs - say it with me, y'all :
2004 DJ şampiyonasının galibi ve beş ilçenin tümünde övünme haklarından bahsetmeme gerek yok... Hepiniz benimle birlikte söyleyin.
What you did back at the club, that was some of the illest stuff I've ever seen.
O akşam klüpte yaptıkların, şimdiye dek gördüğüm en iyi hareketlerdi.
Dude, I hear they got the illest og kush there.
Adamım, en iyi cigaralığın orada olduğunu duymuştum.
¶ Don't I look like the illest thing you ever saw ¶
Benim şu halimden belli Öyle değil mi?
For starters, access to the illest clubs.
Başlangıç olarak, en iyi kulüplere erişim.
He's the illest skater in new york city.
Şehirdeki en manyak kaykaycıdır.
The illest.
Hastalıklı.
I'm gonna keep it as a souvenir of the illest kids'room I've ever been in.
Çocuğun odasına girdiğime dair hatıra olarak alıyorum.
♪ He's the illest of the ill ♪
Hastaların en hastası. #
♪ Out my face, fool, I'm the illest ♪
Beni rahat bırak, aptal, ben en hastasıyım
The illest, the chillest, emperor of Rome, big Pete Gregory!
En fena, en havalı Roma imparatoru, Büyük Pete Gregory!
He is the illest and the chillest?
En fena, en havalı o muymuş?
Turn that robot into the illest gangsta on the block.
O robotu, şehirdeki en hasta gangstere çevir.
That is the illest shit I've ever seen in my life!
Bu, hayatımda gördüğüm en manyak şey!