Illness translate Turkish
3,218 parallel translation
I will not survive this illness, but now I've told you what really happened.
Bu hastalıktan kurtulamayacağım, Ama size şimdi gerçekten neler olduğunu anlattım.
The tragedy is that he hasn't produced any new work in years due to illness.
Hastalığı yüzünden yıllardır yeni bir şeyler üretmemiş olması büyük trajedi.
They did not die because of a natural disaster or illness, died from killing each other.
Doğal felaket ya da hastalıktan ölmemişler birbirlerini öldürmüşler.
"It's a terrible fault of mine," he said. "I find it too painful to be around illness."
"Bu benim berbat bir hatam...,... hastalığın civarında olmayı çok acı verici buluyorum" dedi.
His illness prevented number Ottomans to conquer Europe. His armor is exhibited in Bucharest. They see him as a hero.
Tuhaf şeyler.. tüm avrupa için önemli ve saçma bişey
- I still love him. But his wife's illness.
Onu hep sevmişim.. eşi hasta ama
If it is possession, then first and foremost we must rule out mental illness.
Eğer bu bir ele geçirilmeyse, her şeyden önce zihinsel rahatsızlığı önlemeliyiz.
It's very well known that some epileptics do break their bones during a seizure. It's a fact. As I said, we must be sure to rule out mental illness.
İyi bilinir ki... bazı epilepsi hastaları nöbet sırasında kemiklerini kırarlar.
Plus, you'll get to know the real difference between possession and mental illness.
Ayrıca ele geçirme ile zihinsel hastalık arasındaki gerçek farkı da öğrenirsin.
"Mental illness?" They're insane!
"PSikolojik hastalık?" Bunlar çıldırmış!
University sources confirm that Dr. Matheson had been suffering from a rare and long-standing vascular condition which could be the cause of her unexpected illness and sudden death -
Üniversite kaynakları ayrıca Dr. Matheson'ın uzun süredir muzdarip olduğu ve nadir görülen damar yolu probleminin, beklenmedik hastalığına ve ani ölümüne sebep olabileceğini doğruladı.
Better than a long illness.
Uzun bir hastalıktan daha iyidir.
They suffer from an unknown illness.
Bilinmeyen bir hastalıktan muzdaripler.
Citizens, I have to tell you that... These children, they suffer from an unknown illness.
Vatandaşlarım,... size söylemek zorundayım, bu çocuklar bilinmeyen bir hastalıktan muzdaripler.
They suffer a very serious illness.
Çok ciddi bir hastalıktan muzdaripler.
The knowledge about this illness... can be useful for Germany.
Bu hastalık hakkında bilgi Almanya için yararlı olabilir.
This illness you have of the heart
# Kalbindeki bu rahatsızlığı #
Do you understand what I mean by fatal... an illness... destruction... disease.
Ölümcül demekle ne demek istediğimi anlıyor musun? Hastalık yokluk dertler.
A sudden illness tore her away from me when he was only twenty.
20 yaşındayken ani bir hastalık onu benden aldı.
- My illness has been hard for him.
- Hastalığım onun için de çok zor oldu.
Your illness.
Hastalığın.
Diapers, school, illness.
Bezleri, okulları, hastalıkları.
There's no "when" with illness.
Hastalığın ne zaman geleceği belli olmaz.
Instead you used an excuse of your illness to call me here.
Bunun yerine beni buraya getirtmek için hastalık bahanesi çıkardınız.
Is it a clean illness?
Bu masum bir hastalık mı?
It's a cruel illness.
Bu zalim bir hastalık.
MS isn't a fatal illness.
MS ölümcül bir hastalık değildir.
It's a nasty illness, when you see him like that.
Bu pis bir hastalık, onu böyle gördüğünde.
MS is an illness that can be bad or not too bad at all.
MS kötüleşebilen bir hastalık, tümüyle kötü değil.
But in 5 % of the cases we are dealing with this kind of illness, which attacks you from inside, as it were.
Hastalığın içeriden saldırdığı, bu tip vakaların yüzde beşinde, bununla baş edebiliyoruz.
If she does have an eating disorder, it could be a symptom of a much more serious mental illness.
Eğer yeme bozukluğu varsa bu çok daha ciddi bir akıI hastalığının belirtisi olabilir.
There's got to be some perks to terminal illness.
Ölümcül hastalıkların bazı faydaları da olmalı.
I want to tell you of Jack's double suffering, that of his illness of course, but also his inability to fully practice a job he loved passionately.
Size, Jack'in çektiği iki acıdan bahsetmek istiyorum ; Biri, hastalığıydı tabi ki, diğeri ise tutkuyla sevdiği işine kendini tam olarak verememesiydi.
I've an effective remedy for your illness.
Ben hastaligin için bir derman buldum.
You wanted to treat me for my illness.
Hastaligim yüzünden beni iyilestirmek istedin.
Is this about your illness?
Şu hastalığınla mı ilgili?
But it's his illness.
Ama bu O'nun hastalığı.
- It's your illness, Søren.
- Bu senin hastalığın, Søren.
That will make the illness go away.
- Bu hastalığın gitmesine yarayacak.
You know that my sister suffers from an illness that is terribly Alentejan :
Biliyorsun benim kardeşim bir hastalıktan muzdarip Bu fena halde Alentejan :
I never called it a fucking illness or any of that shit at all.
Bunun hastalık olduğunu Ya da başka herhangi bir şey olduğunu düşünmedim.
Or " You have a mental illness.
Ya da " Zihinsel bir hastalığın var.
The liquid can cure illness, neutralize poison, it can even stave off the darkness from within. It has incredible curative powers.
Gördüğün sıvı hastalığı, zehiri ve hatta karanlığı bile başından savabilecek kadar kuvvetli güçlere sahip..
I can cure illness of a spiritual origin.
Ruhsal kaynakları hastalıkları da tedavi edebilirim.
So doctors were limited in correctly diagnosing the illness.
Bu yüzden doktorlar, hastalığın tanısını doğru bir şekilde koymada kısıtlandılar.
And your family... your mother's mental illness... a psychotic break, two years at Bedford Hospital.
Ailene gelirsek, annen akıl hastası psikotik kriz geçiriyor, iki yılını Bedford Hastanesinde geçirdi.
Following an illness or something.
Belki bir hastalıktan.
Oh, really? So with this book from the 1800s, you can pray away paralysis or terminal illness?
Yani 1800'lerden kalma bu kitapla felç ya da ölümcül hastalığı olan biri için dua edebilir misiniz?
Part of the spectrum of my illness.
Hastalığımın bir parçası.
I wish more judges had such an enlightened view of mental illness.
Keşke daha çok yargıcın akıl hastalarına karşı bu kadar açık fikirli görüşü olsa.
transsexuality is listed as... a mental illness.
DSM'nin son sayısında transeksüellik bir psikolojik... hastalık olarak listelenmiş.