English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Imbalance

Imbalance translate Turkish

314 parallel translation
[Ivan] The enemy was exploiting the imbalance in entropy, but inside a closed system, entropy is forced to max itself out and restore the balance.
Düşman, entropideki dengesizlikten faydalanıyordu. Ama kapalı sistem içinde, entropi kendisini azami hale getirmeye zorlanır ve denge yeniden sağlanır.
There's a growing imbalance of body functions. As if in our bodies, huge amounts of adrenaline were constantly being pumped into our bloodstreams.
Vücut işlevleri arasında artan bir dengesizlik var bizim vücudumuza sürekli adrenalin verildiğinde olduğu gibi.
When there's a neutrino imbalance the thing or individual involved is ignited and it's all over, like perhaps happened in this case.
Ortamda dengesiz bir nötrino varsa, buna sahip olan şey ya da canlı, tutuşur ve yok olur, muhtemelen bu olaydaki gibi.
It has to keep pace with my program for his emotional development... or the imbalance will become dangerous.
Onun duygusal gelişimi benim programımla aynı düzeyde olmak zorunda. Yoksa bu dengesizlik, tehlikeli hale gelir.
The war created an imbalance, and nature counterbalanced.
Savaşın dengesizliğini doğa telafi etmiş.
An enerval overdose may cause a serious chemical imbalance.
Unutmayın, aşırı doz enerval kimyasal dengesizlik yapar.
Immediate destruction on the basis of an ECO-TRX 314 incurable imbalance with socially deteriorating conscience.
Dengesizlik ve toplumsal vicdan bozukluğu ECO-TRX 314 tanısıyla derhal yok edilmesi gerekir.
This imbalance also takes place in the animal world.
Bu dengesizlik hayvan dünyasında da yer aldı.
If I could find a way to equalize the imbalance in his cerebral-spinal fluid, why, he'd be as right as rain.
Beyin-omurilik sıvısındaki dengesizliği halletmenin bir yolunu bulabilsek melek gibi olurdu.
An engine imbalance created the wormhole in the first place.
Solucan tünelini motordaki bir dengesizlik yarattı.
When they went into antimatter imbalance, the phasers were automatically cut off.
Anti-madde dengesizliğine girince fazerler otomatik olarak kesilmişti.
'And so on... 'After a while, the style settles down a bit,'and it starts telling you things you actually need to know,'like the fact that the fabulously beautiful planet of Bethselamin...'is now so worried about the cumulative erosion 'caused by 10 billion tourists a year'that any net imbalance between the amount you eat'and the amount you excrete whilst on the planet'is surgically removed from your body weight when you leave.'
Ve sonra... üslup oturur, ve size bilmeniz gereken şeyleri anlatmaya başlar, mesela Bethselamin isimli güzel gezegenin sakinleri, yılda gelen on milyar turistin yaratacağı toplam erozyondan o kadar endişelidirler ki gezegen üzerindeyken, yediğiniz ve çıkardığınız arasındaki net fark,
So, by creating an imbalance, one side of the beam would lighten up.
Yani bir dengesizlik oluşturursam, kirişin bir tarafı hafifleyecekti.
We have acquired a dreadful disharmony an imbalance, if you will, between our material and our spiritual development.
Korkunç bir uyumsuzluk edindik. Maddi ve manevi..... gelişmemiz arasında bir dengesizlik söz konusu.
What do women in bikinis think of the japanese trade imbalance?
Bikinili kadınlar Japon Sanyisinin dengesizliği hakkında ne düşünür?
I just have this chemical imbalance.
Kimyasal bir dengesizliğim var.
My mother was calling the police, until I told her you had a chemical imbalance... and you are seeking psychiatric help!
Annem polisi arayacaktı ama psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyduğunu söyledim.
Pressurization imbalance.
Basınç dengesiz.
And this one has a definite imbalance of hormone in him.
Bu, tamamen ondaki bir hormon dengesizliği yüzünden.
With his urge for spectacular publicity he is sometimes trying to correct an imbalance.
İsmini duyurma dürtüsüyle hayattaki dengesizliği düzeltmeye çalıştığı söylenebilir.
Chemical imbalance or something, you know.
Kimyasal dengesizlik gibi bir şey, bilirsin.
She's got a chemical imbalance. What is it?
Ne denirdi bu tiplere?
They both have the same results, a unique chemical imbalance.
Hepsinde de aynı sonuçlar var, nadir bir kimyasal dengesizlik.
He's got, like, a chemical imbalance.
Dengesizin biri.
The preliminary data we received indicate a transient power imbalance.
İlk veriler geçici bir güç dengesizliğini gösteriyor.
The field imbalance has subsided.
Alan dengesizliği yok oldu.
Her absence will create an imbalance.
Yokluğu fazladan bir dengesizlik yaratacaktır.
Imbalance, disorientation, labored breathing.
Dengesizlik, yön kaybı, nefes darlığı.
It's a highly treatable chemical imbalance.
Tedaviye son derece yatkın bir kimyasal dengesizlik.
I can see no tissue damage, no neurochemical imbalance, no infection, nothing.
Görebildiğim kadarıyla hiç bir doku hasarı yok, nörokimyasal dengesizlik yok, enfeksiyon yok, hiçbir şey yok.
Are you suffering from a chemical imbalance or is it just an attitude problem?
Ailenizde kimyasal bir dengesizlik mi var, yoksa bu sadece davranış bozukluğu mu?
Well, it could be a hormonal imbalance.
Hormonal bir dengesizlik olabilir.
But if the power of the cell were to turn on itself in an implosion... the molecular imbalance will be released and then you'll have your explosion.
Ama hücrenin enerjisi kendine çevrilir de bir iç patlama olursa... moleküler dengesizlik ortaya çıkar, o zaman da dış patlama gerçekleşir.
I mean, Howard had poor eyesight... and Aunt Millie suffered from a hormonal imbalance.
Demek istediğim, Howard'ın gözleri iyi görmezdi... ve Mille hala hormonsal dengesizlikten şikayetçiydi.
The imbalance is building toward a cascade reaction on the quantum level.
Dengesizlik, kuantum düzeyde zincirleme reaksiyon oluşturuyor.
There is a slight imbalance in your K-3 cell count.
K-3 hücre sayımında hafif bir dengesizlik var.
We think it may be a radial imbalance.
Radyal dengesizlik olabileceğini düşünüyoruz.
You're suffering from severe electrolyte imbalance.
Elektrolit dengesizliğin çok ciddi.
See if there was any kind of field imbalance.
Bak bakalım alan dengesizliği var mı? - Şef.
A severe chemical imbalance characterized by high sodium and low potassium levels.
- Kandaki yüksek sodyum ve düşük potasyum seviyesinden meydana gelen kimyasal bir dengesizlik.
It's a leap, but what if Oswald's electrolyte imbalance lets him generate electricity at levels higher than normal?
Tamam düşük bir ihtimal, Scully, ama Oswald'ın elektrolit dengesizliği bir şekilde onun fazla elektrik üretmesine neden oluyorsa?
The transport caused a slight hemocythemic imbalance, but we'll stabilize her cell membranes with osmotic pressure therapy.
Işınlama, onda bazı dengesizliklere neden olmuş durumda, ama ozmotik basınç terapisi ile hücrelerini sabit tutabiliriz.
There's a slight imbalance in the magnetic constrictors.
Manyetik kıskaçlarda, küçük bir dengesizlik oluştu.
There's a definite neuro-chemical imbalance in the mesiofrontal cortex.
Kesinlikle, ön korteksinde nöro kimyasal dengesizlik var.
He says you have a slight enzymatic imbalance in your cerebellum.
Beyinciğinin salgıladığı enzimlerde ince bir dengesizlik olduğunu söyledi.
Does this have anything to do with the enzymatic imbalance you found?
Bulduğunuz enzimatik dengesizlik nedeniyle olmuş olabilir mi?
I had a kind of chemical imbalance.
Kimyasal bir dengesizliğim var.
It has difficulties, caused by a biochemical imbalance, causing emotional autism...
Zordu,..... biyokimyasal bir dengesizliğe neden oldu, duygusal...
He's not sure. He thinks it could be some kind of hormonal imbalance.
Emin değil.Hormonal bir dengesizlik olabileceğini söylüyor.
It's impossible, and perfectly good women attach themselves to pigs for an eternity... on the basis of 90 days of hormonal imbalance.
Bu imkansız. - O kadar da kötü değil.
Substitution of enerval for etracene may cause a serious chemical imbalance.
Etrasin yerine enerval almak... LUH - EŞİ :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]