Iming translate Turkish

- Someone's IMing Sergeant Turner.

- Biri Çavuş Turner'a IM atıyor.

- Just IMing.

Sadece mesaj yazıyorum.

She was always online iming her friends.

Sürekli arkadaşlarıyla mesajlaşıyordu.

The secret you and Bethany were IMing when we walked in.

Geldiğimizde Bethany ile mesajlaşıyor olduğun sırrını?

We're IMing as we speak.

Konuştuğumuz gibi internetten sohbet ediyoruz.

But, you know, I can always tell she's IMing her friends on the computer.

Ama, bilirsin, Bilgisayarda mesajlaştığını farkediyorum.

I just... you kept IMing me and... never mind.

Ben sadece bana mesaj verip duruyordun, ve... boş ver.

I was IMing you back to be polite.

Sana terbiyeli olman için mesajlar veriyordum.

- But we've been IMing.

- Ama biz yazıştık.

But we've been IMing.

Ama biz mesajlaştık.

IMing, planning, hurrying, drinking to make happen, is all set at a moment when time itself takes center stage, when you can feel the weight of the year to come, mixed with the loneliness and missed opportunities of the years gone by.

Yaklaşan yılın ağırlığını hissedersiniz. Yalnızlık ve geçmiş yılın kaçırılmış fırsatları ile doludur.