English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Imitate

Imitate translate Turkish

366 parallel translation
- No! Why don't you stop imitating a gorilla and imitate a man?
Neden goril taklidi yapmayı bırakıp insan taklidi yapmıyorsun?
To him, you're just a machine pouring out money, a machine he's trying to imitate.
Ona göre siz, taklit etmeye çalıştığı, sadece para basan bir makinesiniz.
Criminals on all sides for my boys to look up to and revere and respect and admire and imitate.
Çocukların hayran olduğu, saygı gösterdiği taklit ettiği suçlular dört yanda.
I can stain your skin... but I cannot imitate a scar that would escape detection.
Derini işaretleyebilirim... ancak yakın inceleme sonucu fark edilmeyecek bir yarayı taklit edemem.
In that case, I shall imitate their gestapo and become invisible myself.
Bu durumda, gestapolarını taklit ederek, görünmez olmalıyım.
We'll have to imitate Dr. Paoloni.
- Oyun yapmalıyız doktor.
It has to do with the idea you had about people who imitate animals.
Senin hayvanları taklit eden insanlarla ilgili fikrin hakkında.
Kind of a bad man to imitate.
Örnek alınacak biri değil.
You should imitate Christ in His poverty and humility!
İsa'nın fakirliği ve tevazusunu örnek alman gerekir!
How Giovanni The Simple asked to follow Francesco, and imitate him in gesture and word.
Basit Giovanni'nin Francesco'yu takip etmesi ve onun hareketleriyle sözlerini taklit etmesi.
About my bike? And how I imitate Vlaminck?
Motorsikletim ve Vlaminck'i nasıl taklit ettiğim hakkındaki yazıyı mı?
I can imitate Betty Gable
Betty Gable'ı taklit edebilirim.
Did you ever hear Earl imitate Chinese?
Earl, Çinli taklidi yapabiliyor?
All I can imitate's a duck.
Bense sadece ördek taklidi yapabiliyorum.
- You used to imitate Chinese, Earl.
- Çinlilerin taklidini iyi yapardın, Earl.
Imitate Chinese, Earl.
Çinli taklidi yap, Earl.
- Imitate Chinese.
- Çinli taklidi yap
I can imitate anything.
Her şeyi taklit edebilirim.
He seemed rusty trying to imitate the others
Hamlamış ve başkalarını taklit ediyor gibi görünüyordu
She used to take fancy dresses... and imitate the actresses she saw in the theater.
Hep süslü giysiler alırdı... ve sahnede gördüğü aktristlerin taklitlerini yapardı.
But when the blast of war blows in our ears then imitate the action of the tiger.
Ama savaş borazanları çalmaya başlayınca kaplana dönüşmelidir insan.
He takes out two wooden guns which he strikes together to imitate the noise of gunshot.
İki tahta silahı çıkarıyor. Silah sesini taklit etmek için onları birbirine vuruyor.
To imitate the plume worn by British Governors on their helmet.
İngiliz valilerin kasklarına taktıkları kuş tüyüne benzetmek için.
I can't understand how this thief could imitate me so perfectly.
Bu hırsızın beni bu kadar iyi taklit etmesine inanamıyorum.
For the purpose of acting is not only to imitate reality, but to create illusion.
Oyunun amacı sadece gerçeği taklit etmek değil... ayrıca aldanışa sevketmek.
To imitate him, I'd need to wear three layers of armor.
Onu taklit etmek için, üç kat zirh giymem gerekirdi.
- Imitate a bear.
Edemem. - Ayı taklidi yap.
- I can't imitate a bear.
- Ayı taklidi yapamam.
Imitate your mother's
Anneninkini taklit et.
At home every time I'd cry... my dad would imitate my crying with his violin... just to tease me
Evdeyken ne zaman ağlasam babam kemanını alır ve ağlamamı taklit ederdi. Dalga geçmek için anladın mı?
Let's see you imitate somebody now, stool pigeon.
Şimdi başka birini taklit ettiğini görelim bakalım, ödlek herif.
Imitate my signature.
İmzamın imitasyonu.
Figured once she could imitate French, she'd have no trouble imitating English.
Bir kez Fransızca'yı kapınca,.. ... İngilizce'yi de halledebildi.
When I imitate you, sir, I always put the patch on the bad eye so I can see.
Sizi taklit ederken, efendim bandı hep kötü göze koyuyorum, böylece görebiliyorum.
These modern women who try to imitate men.
Bu modern kadınlar. Erkekleri taklit etmeye çaışıyor
Don't imitate the ostrich!
Neden saklayalım! Devekuşunu oynamayalım!
They just imitate.
Sadece taklit ederler. Ayrıca bu bir kız.
Imitate now.
Şimdi taklit et.
To imitate the call of your prey.
- Erkek kuş taklidi yapıyor.
Do what they tell you, observe what they tell you but do not imitate their actions, they do not practise what they preach.
Size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin. Ama yaptıklarını yapmayın. Çünkü öğüt verirler, kendileri yapmazlar.
People started to imitate his gesture.
İnsanlar Hitler'i taklide başladılar.
" lmitate me, just as I also imitate Christ.
" Beni taklit et, benim İsa'yı taklit ettiğim gibi.
Anyone can imitate a voice!
Ses taklit edilebilir!
Man must not imitate the gods.
Erkekler tanrıları taklit etmemelidir.
There were people there on both sides, both for and against me, but they all felt sure the judge would ask for further inquiry into how well she could imitate handwriting.
"Bunu söyleyen kocandı." Sonra bocalamaya başladı. Sadece güzel el yazısını taklit ettiğini söyledi. Tüm salonu bir mırıldanma aldı.
For your poor brother and sister too... because, naturally, they imitate you.
Kardeşlerin için de öyle çünkü doğal olarak, onlar seni örnek alıyorlar.
Esposito is timing it to coincide with the American Fourth of July so as to imitate his hero George Washington.
Hayır. Esposito bunu Amerikalıların 4 Temmuz'una denk getirdi. Kahramanı George Washington'ı taklit ediyor.
GIRL 2 : We imitate him in our spare time.
- Boş zamanlarımızda onu taklit ediyoruz.
Am one of the few ones that can imitate the king of France. His way of walking.
Fransa kralını taklit edebilen az sayıda kişiden biriyim.
To accomplish this the ancients have taught us to imitate God's creatures.
Bunu başarmak için atalarımız bize Tanrı'nın yaratıklarını taklit etmeyi öğretti.
And if we are exposed to them then soon, very soon we begin to imitate their sinful ways and we are lost to God and his way.
Eğer onlara açılırsak kısa, çok kısa bir zamanda onların günahkâr davranışlarını taklit etmeye başlayıp Tanrı'dan ve onun yolundan uzaklaşırız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]