Imitation translate Turkish
430 parallel translation
a Lilin imitation cannot be used.
Hayır. Bir Lilin kopyası bunu yapamaz.
We'll substitute it for the original and when she unveils it, she'll have a cruel imitation.
Kopyasını getirir orijinal ile değiştiririm, ve örtüsü açıldığında, ona korkunç bir taklidi kalır.
This is a rank imitation.
Bu çok sıradan bir kopya!
This is a rank imitation.
Bir dakika! Bu çok kötü bir kopya!
- It's obvious that it's a rank imitation.
- Bunun kötü bir kopya olduğu bir bakışta anlaşılıyor.
It's a real good imitation.
Gerçekten iyi bir taklit.
You should see his imitation of Maruice Chevalier only he hasn't got any connections, so I've got to help him.
Onu Maruice Chevalier taklidi yaparken görmelisiniz. Sadece önemli kişilerle bağlantıları yok, bu yüzden ona yardım etmek zorundayım.
I was an imitation adult.
Büyüklerin taklidi gibiydim.
I suppose theyre imitation also.
Eminim onlar da taklittir.
It's only an imitation.
O sadece imitasyon.
It's imitation!
Onlar yapmacık!
I don't know about you, but I'm going to give a good imitation of it.
Seni bilmem, ama ben mışıl mışıl uyuyacağım.
- Yes, the imitation I bought in Vienna.
- Evet Viyana'da aldığım imitasyon.
After selling me imitation scrolls and chinaware.
Bana bir sürü taklit parşömen ve ucuz Çin porselenlerini sattın.
You needn't try and pocket that. It's only imitation.
# Çalmayı aklından geçirme sakın.
It's only imitation.
Zaten sahte.
You certainly gave a good imitation of it, up to this morning.
Çok iyi taklit yaptığın kesin, en azından bu sabaha kadar.
Ladies and gentlemen, an imitation of Miss Bessie McCoy doing her famous number, "The Yama Yama Man." Thank you.
Baylar ve bayanlar, Bessie McCoy meşhur numarası, "Yama Yama Man." ın taklidini yapıyor. Teşekkür ederim.
It's imitation leather, the glue's no good in two weeks it will fall apart, and all you'll have is Ochi Tchornya.
Ayrıca derisi imitasyon, yapıştırıcısı iyi değil 2 hafta içinde dışı paramparça olacak, geriye de bir tek Ochi Tchornya kalacak.
You don't have to tell me that it's imitation leather.
Derisinin imitasyon olduğunu söylemene gerek yok.
- Imitation leather.
- Suni deri.
- You gave a good imitation of it.
- Aynen öyle davranıyordun.
Those cabinets, obviously imitation and yet there priced as if they were authentic.
Şu dolaplar, taklit oldukları açık, yine de gerçekmiş gibi fiyatlandırılmışlar.
Imitation of course. It is not an imitation, it's authentic.
Taklit değil, gerçek.
It has been said that imitation is the sincerest form of flattery.
Dendiğine göre, öykünme en içten iltifat şekliymiş.
Is this gold or imitation?
Bu altın mı, taklit mi?
- That imitation was wonderful. Got a million.
- Benzetme harika.
No, you cheap imitation Napoleon.
- Ben de. Seni ucuz Napolyon taklitçisi sen de!
Then I'm certainly giving a good imitation of one.
O zaman güzel bir izlenim uyandırıyorum.
Say, that's a great imitation you do of him. - It is?
Taklidini çok iyi yapıyorsun.
I thought it would consolation even if met with poor imitation of its class.
Belki kendini toplar diye düşündüm. Kendi isteğiyle davetiye yazsın istedim.
He's just kind of an imitation himself.
Farkındaysan, o kendini bile taklit ediyor.
Earl, show Mae your Chinese imitation.
Earl, Mae'ye Çinli taklidi göstersene.
Let me see your Chinese imitation.
- Yine yapar mısın? - Seni aptal.
Your imitation of a rose and a rock.
Gülü ve kayayı taklit etmenize.
Will you stop this silly imitation of Dragnet... and let me in?
Dragnet'in aptalca taklitini yapmaktan vaz geçer misin? 567 00 : 34 : 39,775 - - 00 : 34 : 42,109 ve beni içeriye alır mısın?
Note the exquisite imitation fireplace... the magnificent day beds.
Yapma, zarif şömineye dikkatinizi çekerim. Şahane divanlar.
Is it imitation?
Bu imitasyon mu?
You know as well as I do, this necklace is imitation.
Bu kolyenin imitasyon olduğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun.
After all, when you did that imitation last year of Mr. Baldwin at the smoker... in Los Angeles, I was impressed then by your amazing resemblance.
Geçen sene Los Angelas'ta sizi gördüğümde ona ne kadar benzediğinizi gördüğümde çok şaşırmıştım.
Imitation leather.
Suni deri.
It's a good imitation.
İyi taklit edilmiş.
However, in 1959 a California winegrower bottled an imitation of Pinot Grand Fenwick and called it "Pinot Grand Enwick."
Ne var ki, 1959'da Kalliforniyalı bir şarap üreticisi Pinot Grand Fenwick şişelerini taklit etti ve "Pinot Grand Enwick" adını verdi.
Backed by vast advertising and sold at a lower price this imitation drove Pinot Fenwick out of the American market.
Çok geniş reklam desteği ve düşük fiyat sayesinde bu taklit ürün, Pinot Fenwick'i Amerikan pazarından kovmayı başardı.
Can't we send a protest to the U. S about this imitation wine?
Başbakanımız Amerika'ya bu taklit ürün için protesto göndermeyi hiç düşünmedi mi acaba?
- And all over some imitation wine.
- Ve hepsi taklit bir şarap yüzünden.
If not, it was a good imitation ;
Değilse bile öyle görünüyordu.
You cheap imitation of a screen extra, I oughta smack you right in the mouth.
Seni figüran bozuntusu, ağzının ortasına bir tokat atardım.
Do you realise that that screw-loose imitation of a human being has disrupted this studio beyond control?
O insan müsveddesi delinin stüdyoda işleri çığırından çıkardığının farkında mısın?
Do an imitation of the boat sailing for the States without us.
Biz olmadan Birleşik Devletler için yelkenli taklidi yap.
- Last year you put out an imitation. Kremlin-Cola.
Geçen yıl komik bir taklit ürettiniz.