Immature translate Turkish
929 parallel translation
But the hero of that story was afraid to let this power fall into the hands of an immature mankind.
# Sessiz ve ağırbaşlı # # Zarif.
You're naive, immature, egocentric, malicious, fickle and thoughtless.
Safsın, olgun değilsin, egoistsin kötüsün, vefasız ve düşüncesizsin.
I've thought of you as emotionally immature... torn by irrational rages, a bit on the psychopathic side.
Duygusal açıdan olgunlaşmamış anlamsız yere öfkelenen psikopat biri olduğuna dair şüphelerim vardı.
My dear, darling Luz... if I didn't know you had a level Benedict head on those immature shoulders... I'd prescribe a good spanking.
Tatlı Luz'cuğum o toy omuzların üstünde sağduyu sahibi bir Benedict kafası olduğunu bilmesem sana iki şamar atardım.
But they're so immature, they're so stupid.
Fakat onlar o kadar toy ki, o kadar aptal ki.
Listening to you, it suddenly comes to me what a child she is immature and like that.
Seni dinlerken, birden o bana olgunlaşmamış bir çocuk gibi geldi.
So, quite immature child?
Yani gayet gelişmemiş bir çocuk?
You... your own daughter, and other young immature children, female children.
Kend... kendi kızın, ve ve diğer gelişmemiş çocuklar, kız çocukları.
After all, his actions are those of an immature, unbalanced mind.
Adamın davranışları gelişmemiş ve dengesiz bir kafaya ait.
He was the embodiment of a force of the masses, still too historically immature to be anything different from a national movement and its leader.
O, kitlelerin gücünün somutlaşmasıydı. Bu kitleler, hala ulusal bir hareket ve onun liderinden farklı olamayacak kadar olgunlaşmış değildi.
Your civilisation is yet too immature to have knowledge of value to us.
Medeniyetiniz o kadar az gelişmiş ki, bilgi değeri taşımıyor.
He is an immature person.
Çocuk gibi davranıyor.
- You're immature, Fielding.
- Sen daha çocuksun, Fielding.
- How am I immature?
- Nasıl yani çocuğum?
He's immature causes trouble, please take care of him
Hala çocuk gibi! habire yaramazlık yapar! Lütfen anlayışlı olun!
But for your own good, try to see the error of these immature pranks.
Kendi iyiliğiniz için, yaptığınız bu kötü şakadaki hatayı görmeye çalışın.
- An immature species. - An unfamiliar race.
Gelişmemiş bir tür, yabancı bir ırk.
- You're so immature.
- Çok çocuksun.
I'm saying what I need isn't an immature department store president's misguided acts of benevolence.
Benim ihtiyacım olan şey toy bir mağaza sahibi ve beni mutlu edecek davranışlar değil.
- What I see is a very immature child.
- Benim gördüğüm hiç olgunlaşmamış bir çocuk.
An immature and irresponsible reaction!
Taybor'un parfümü. Dur bir dakika.
Your refusal to speak to me is tediously immature, Susan.
Benimle konuşmayı reddetmen çocukça bir davranış Susan.
It's not immature exactly.
Kesinlikle yetişkin biri değil.
She thinks you're an immature jerk?
Senin büyümemiş bir ahmak olduğunu düşünüyor olmasın?
Young people are, for the most part, politically immature... and that is where you are a perfect example.
Genç insanlar, büyük bir çoğunluğu, politik olarak yetiştik değil ki siz buna mükemmel bir örneksiniz.
I don't like the way you act, and I especially don't like your immature sexual innuendoes.
Tarzını sevmiyorum. Özellikle senin ilkel seks imalarından hoşlanmıyorum.
Well, they were really immature boys.
Diğerleri pek olgun sayılmazdı.
You're too much of a child. Too immature.
Sen çok çocuksun, olgun değilsin.
The young were very immature at birth. In the marsupials, the wombat, for example and in the mammals, the young had to be taught how to survive.
Doğan yavrularının hayatta kalabilmesi için, mutlaka anne veya babaya ihtiyacı olan marsupial ya da keseli hayvanlar gibi.
But we must understand that at birth, the brain is still... immature.
# Ama şunu anlamalıyız ki, doğumda... #... beyin, hala... #... olgunlaşmamış durumdadır.
He's still young, immature, full of his own ideas.
Hala akıllanmadı, hala inatçı, kafası kendi fikirleriyle dolu.
We call them immature and naive.
Onlara olgunlaşmamış ve çocuksu diyoruz.
"I'll leave a woman because of her being immature"
" Karımı sırf olgun olmadığı için terk edeceğim.
- You're so immature.
- Çok toysun.
They're so immature.
Öyle gelişmemişler ki.
You act like pre-school, and that's a little immature for me. Wow!
İlkokulda gibi davranıyorsun ve bu benim için hiç olgunca degil.
- Very immature.
- Çok çocukça.
He's immature.
Hiç olgun değil.
You're so immature.
Çok olgunsun.
More like immature!
Olması gerekenden fazla olgun!
An immature asshole.
Olgunlaşmamış bir serseri.
I think you're just being a little selfish and immature.
Sanırım sen biraz bencillik ve çocukluk yapıyorsun.
He's so immature.
Çocuk gibi.
Of all the immature, aberrant behaviour ever exhibited here, this is the lowest.
Burada sergilediğiniz bütün toy ve anormal davranışların içerisinde bu, en kötüsü.
You're immature.
Olgun değilsin.
You guys are so immature.
Sizler hiç gelişmemişsiniz.
It was very immature. And I'm sorry. And...
Çok çocuksuydu ve özür diliyorum.
Oh, Dick is very immature, doctor.
Dick çocuk gibidir doktor.
No, we're training up a new executioner and he's a little immature.
Hayır, yeni bir cellat yetiştiriyoruz ve kendisi hayli toy.
They're so immature.
Hiç olgun değiller.
WHAT DO YOU MEAN IMMATURE?
Çocuksu mu?