English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impaired

Impaired translate Turkish

413 parallel translation
Reg Foster was physically impaired.
Reg Foster'ın fiziksel sağlığı yerinde değildi.
Your capital position is badly impaired due to the heavy investment which is frozen in inventory.
Sermaye durumunuz envanterde sabit kalan ağır yatırımdan ötürü çok bozuldu.
Other children are not... impaired.
Ama diğer çocuklar... onlar sağır değiller.
Oh, there's nothing impaired in that head.
O beyin asla sağır değil.
I just wondered if you might give half off or something to children and the physically impaired.
Merak ediyorumda acaba çocuklara ve fiziksel engellilere..... yarı yarıya yada onun gibi bir indirim yapıyor musunuz?
What kind of stone-hearted rule makes no allowance for the physically impaired?
Ne kadar taş kalpli bir uygulama..... fiziksel engellilere hiçbir tolerans göstemiyorlar.
I think she'll decide to become a teacher for people who are hearing-impaired, because deaf people live in a deeper isolation than she has ever done.
İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar.
I do not want Josh is not considered impaired.
Josh'unda bundan bilgisi olmalı.
Do you feel impaired?
Daha az mı kafaya takıyorsun artık?
The impaired health of nearly all civilizations today is caused by consuming degraded or artificially refined food.
Bugün neredeyse tüm medeniyetlerde görülen bozulmuş sağlığın nedeni değeri azaltılmış ya da yapay yollarla rafine edilmiş yiyecek tüketimidir.
Your motor and sensory abilities are not impaired, so...
Kas ve duyusal becerileriniz zayıflamamış.
At the Riker Institute for the Blind, I trained in therapy for speech - and hearing-impaired children.
Konuşma ve işitme engelli çocuklar için terapi eğitimi almıştım.
We have all journeyed great distances in order to put an end to the dispute that has so gravely impaired the unity of our Holy Mother Church.
Hepimiz, Kutsal Kilisemizin birliğine büyük zarar veren bu uyuşmazlığa bir son vermek için çok uzun yollardan buraya geldik.
Judgment almost completely impaired.
Karar verme yetisi neredeyse tamamen kaybolmuş.
No bodily functions impaired.
Bedensel işlevlerinde de herhangi bir zayıflama yoktu.
Vision impaired.
Görme özürlü.
We have no more deaf people in this country, hearing impaired.
Bu ülkde artık "sağır" da yok "zor işiten" var.
No one's blind any more, partially sighted or visually impaired.
Kimse "kör" değil artık "kısmi gören" ya da "zor gören" var.
My memory might be impaired, but I assure you nothing else is.
Hafızam belki zayıfladı, ama sizi temin ederim başka bir şeyim yok.
Please, Lise, they prefer to be called'the living impaired.'
Lütfen, Lisa, onlar kendilerine "yaşayan ölüler" denmesini tercih ediyor.
I think that his judgement is impaired and that he is a danger to himself.
Bence, karar verme mekanizması bozulmuş ve o kendisi için bir tehlike.
- Must be for the visually impaired.
- Görsel alıcılar olmalı.
- From a Japanese land developer. - Councillor Heslop said his judgement had been impaired... by the shock disappearance of his daughter.
Başkan Heslop, kızının kaybolmasının yarattığı şoktan sonra sağduyusunu kaybettiğini söyledi.
With 86 collections to view, vision blurs and judgement is occasionally impaired.
Görülecek 86 koleksiyon olması görüşü bulanıklaştıracak ve eleştirileri etkileyecek.
I do not believe my systems are impaired.
Sistemlerimin zayıfladığını sanmıyorum.
- Are you learning impaired?
- Direncimi kırmaya mı çalışıyorsun?
Anything over 15 and you get impaired judgment, blackouts... the beginnings of brain asphyxia.
15'in üstüne çıkınca muhakeme yeteneği ve şuur kaybolmaya başlar ve beyin oksijensiz kalır.
You can call them ghosts, if you like, or as I prefer, the living impaired.
Eğer isterseniz onlara hayalet diyebilirsiniz. Yada benim tabirimle... Yaşayan Eksikler.
The living impaired are known for haunting us.
Yaşayan Eksikler'in genelde bizi avladıkları düşünülür.
We're gonna conduct a few tests to see how much your ability to operate a motor vehicle... has been impaired by what you've had to drink tonight.
Bu gece alkol aldığınızdan dolayı bir motorlu aracı kullanmak için ne kadar yeterli olduğunuza dair birkaç test yapacağız.
Partially paralyzed, incontinent sight impaired, possible dementia.
Kısmi felç, idrar kaçırma... görme bozukluğu, olası bunama.
She's hearing impaired.
Kulakları duymuyor.
Radar reception has been impaired but we were able to get these.
- Evet, efendim. Radar verileri bozuldu ama bu fotoğrafları almayı başardık.
My favourite aunt is hearing-impaired.
En sevdiğim teyzem sağırdır.
Are you impaired in some way that I haven't noticed, Miss?
Sizde bir sakatlık mı var bayan?
I'd rather not have to relieve you of duty, but if your judgment's been impaired in any way...
Seni görevden almayı tercih etmem, ama kararların bir şekilde zayıflamışsa...
I suppose it might be necessary if the Captain of a ship were really mentally impaired, but you're not crazy, Kathryn.
Sanırım, Kaptan zihinsel olarak zayıfladığında, bunu yapmak gerekli, ama sen deli değilsin, Kathryn.
You acted as agent of this court while impaired.
Bu mahkemenin bir temsilcisi olarak, tehlikeye düşürücü şekilde hareket ettiniz.
Well, George, your vision is quite impaired.
Şey, George, görüş kabiliyetin oldukça zayıf.
She believes you're losing it, that your judgement's impaired.
Sen kaybedeceksin düşünüyorum, durumunuza bağlı olarak yanılmıştı.
No, I'm your friend and I have to watch out for you when your judgment's been impaired.
Hayır, ben senin arkadaşınım, ve kararların sağlıklı bir şekilde veremediğin zamanlarda, seni kollamak zorundayım.
Excuse me, my fashion-impaired friends I'm here to tell you hats are back. And this time, they've ganged up and formed one giant super-hat.
Affedersiniz, bu benim moda-anlayışım arkadaşlar Burada sana diyeeceğim şey şapkalar arabanın arkasına ve şimdi, Bu muazzam süper-şapkaya sözlü olarak saldırdılar.
Captain, I must remind you, our structural integrity is still impaired.
Kaptan, yapısal bütünlüğümüzün bozulduğunu hatırlatırım.
If, in my medical opinion, your judgment has been impaired, I can and I will.
Eğer, tıbbi teşhisime göre, muhakeme kabiliyetin bozulduysa, yapabilirim ve yapacağım.
I'm concerned it might be serious because his vision's impaired. And he seems to be in a lot of pain.
Vahim bir şey olmasından korkuyorum çünkü görüşü bozuk ve çok acı çektiği belli oluyor.
Are you hearing-impaired?
Kulaklarınız duyuyor mu?
- Impaired. Yeah, I can help you out, man.
Tabii, sana yardım ederim dostum.
My abilities are seriously impaired maybe even disabled right at the moment.
Yeteneklerim şu anda ciddi şekilde azaldı, hatta belki de etkisini kaybetti.
Closed captioning for the hearing impaired and Dolby stereo where available, which is right here, right now!
İşitme engelliler için altyazı da var. Ve de varsa Dolby stereo, ki o da burada ve bu anda var?
Hearing Impaired sub by Pavel Samoilov aka Tanis [psamoilov @ tut.by]
ENGELLİ
I'll say it one more time for the hearing impaired.
Tamam.Anlayasınız diye bir kez daha söylüyorum

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]