English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impairment

Impairment translate Turkish

110 parallel translation
Permanent mental impairment means a permanent stay of execution.
Kalıcı bilinç bozukluğu idamın sürekli olarak ertelenmesi anlamına gelir.
Ladies and gentlemen. As the defendant, Mr. Anderson, has a hearing and speech impairment, the court has provided him with assistance.
Bayanlar baylar... davalı Bay Anderson duyma ve konuşma engelli olduğu için... mahkeme kendisi için bir yardımcı görevlendirmiştir.
"Atypical nerve impairment".
"Tipik olmayan sinir bozukluğu."
This is a gross impairment of the postural reflexes.
Bu büyük oranda postürel refleks bozukluğu.
Other than the diary, what corroborating physical evidence could there be for mental impairment?
Günlükten başka zihinsel bozukluğu doğrulayan ne gibi fiziksel kanıtlar olabilir?
Is he supposed to have some kind of neurological impairment... like Rain Man or Awakenings?
Bu, Yağmur Adam ve Awakenings'teki adamlar gibi nörolojik sorunları olan bir karakter mi acaba?
I have a chemical impairment...
Kimyasal duyarlılık var bende...
It could run from memory impairment to a chronic vegetative state.
Hafıza kaybından kronik bitkisel hayata kadar her şey olabilir.
All I see is a woman who's adapted to her impairment admirably.
Benim tek gördüğüm sakatlığına takdire şayan bir şekilde alışmış bir kadın.
Slight impairment of judgement.
Değerlendirmede biraz dengesizlik.
433, we have a visual impairment on the northwest 052 exit-door camera.
433, kuzeybatı 052 çıkış kamerasının görüşü engelleniyor.
She could have brain damage learning disabilities, low IQ, memory impairment.
Beyin hasarı, öğrenme zorluğu, düşük IQ, hafıza bozukluğu olabilir.
Impairment of vision?
Görme bozukluğu?
No arthritis, no significant impairment of her senses.
Eklem iltihabı yok. Duyularında zayıflama yok.
When you take one in the chin, your brain sloshes about your skull... causing temporary functional impairment.
Demek o benim antrenman partnerim. Epey güçlü gibi görünüyor.
I'm sorry to have to tell you this, but, usually, the impairment affects words and writing, causing excruciating frustration.
Bu sizi anlattığım için üzgünüm, fakat, genellikle, bu zarar konuşmayı ve yazmayı etkiler, dayanılmaz derecede acı veren bir hüsrana sebep olur.
You could have what is called mild cognitive impairment.
Sizde küçük bozukluklar olabilir.
You mean like sexual impairment?
- Cinsel işlev bozukluğu gibi mi?
Loss of vision, memory, Impairment of speech, movement.
Görüş kaybı, hafıza kaybı, konuşmada ve hareketlerde bozukluk.
An impairment of set-background discrimination can get you into a heap of trouble.
Arkaplan ayırma gücünde bir zayıflama başına bir sürü dert açabilir.
And if you show a run of not getting it then we have a fix on a functional impairment and we dry you out for a while, until you test better later on.
Durum süreklilik arzederse fonksiyonel zayıflamanın tedavisini yaparız ve seni daha sonra testte iyi sonuç verinceye kadar bir süre temizleriz.
You show what we regard more as competition phenomenon than impairment.
İşlevsel bozukluktan çok rekabet olgusu dediğimiz durumu gösteriyorsun.
It's a functional impairment.
Bu işlevsel bir bozukluk.
The effects caused by nervous impairment as the sufferer increases in age, are more frightening.
Yaş ilerledikçe, hastalığın şiddeti de artacaktır.
I got a friend with a visual impairment.
Görme kusuru olan bir arkadaşım var.
But there's been some memory impairment.
Ama hafıza kaybı yaşadı.
Frank Werbe has theories that suggest mental impairment, so, not surprisingly,
Frank Werbe'nin teorileri vardı, zeka gelişimiyle ilgili. Pek şaşırmadım.
The only prohibited acts would be extreme acts, which are equivalent to serious physical injury, such as organ failure, impairment of bodily functions, or even death. That's an illegal memo.
Yasaklanan davranışlar, yalnızca organ iflası vücut fonksiyonlarının kaybı ve hatta ölüm gibi ciddi fiziksel hasar veren olağanüstü davranışlar olacaktı.
The accepted diagnostic test for global memory impairment is five random words.
Global hafıza kaybının kabul gören tanı testi beş rastgele kelimenin hatırlanmasıdır.
We won't know if there's any cognitive impairment until he's out of the coma.
Komadan çıkana kadar, beyin hasrı olup olmadığını öğrenemeyiz.
" Detective Steve Billings suffers from severe headaches nausea, loss of short-term memory and general impairment of his exemplary job skills after suffering from a major head trauma while on the job.
"Detektif Steve Billings... "... şiddetli baş ağrısı çekme, mide bulantısı "kısa süreli hafıza kaybı" iş sırasında büyük bir kafa travması geçirdikten sonra " örnek iş kariyerinde genel bir bozulma meydana geldi.
Significant impairment during social situations...
Sosyal ilişkilerde ciddi bozukluk...
Are you truly free from any impairment?
Gerçekten iyi misiniz?
- When they first brought him in, I noticed some cranial anomalies which suggest the boy had some form of mental impairment.
İlk getirdiklerinde, çocuğun kafatasındaki bir çeşit zihinsel bozukluk yaşadığını gösteren anomaliler dikkatimi çekti.
- Impairment?
Bozukluk mu?
This would explain your slight memory loss and logic impairment.
Kısmi hafıza kaybını ve mantık yürütmede zorlanmanı buna bağlıyorum.
Most likely due to floating blood clots in the vessels around the eyes demonstrating a cvi, or cortical visual impairment.
Bunun nedeni genellikle göz etrafındaki damarların kan pıhtıları nedeniyle tıkanıp, K.G.B olmasıdır. Yani "Kortikal Görsel Bozukluk".
Option 1, you can live the rest of your lives... and enjoy the money that has been given to you... and learn to live with your son's permanent impairment.
Birinci seçenek : Hayatınızın kalanını birlikte yaşar ve size verilen paranın tadını çıkarabilirsiz ve oğlunuzun kalıcı sakatlığıyla yaşamayı öğrenirsiniz.
It's called Chrono-Impairment.
Zaman Bozukluğu deniyor.
This is a woman with significant cognitive impairment.
Bu kadının ciddi bir - hafıza kaybı var.
He's very sensitive about his impairment.
Bozulma konusunda çok hassas.
His impairment?
Bozulma mı?
It-it's an impairment in face perception... caused by a lesion on the temporal lobe.
Bir lezyon ya da temporal lobdaki bir hasar yüzünden yüz tanıma yetisinde meydana gelen bir bozukluktur.
Her impairment is causing a block.
Hasar bir çeşit engel oluşturuyor.
Ah, memory impairment ; the free prize at the bottom of every vodka bottle.
Hafıza kaybı her vodka şişesinin dibindeki ödül.
- As long as there was no organ failure or serious impairment of body functions, then in the opinion of the United States at the time, it was not.
Organlar iflas etmedikçe veya vücut fonksiyonlarında bozulma görülmedikçe o dönemdeki Amerikan hükümeti görüşüne göre, işkence değildi.
Again, if there was no organ failure or impairment of body function, then in the opinion of the United States, it was not.
Tekrarlıyorum, organlar iflas etmedikçe veya vücut fonksiyonlarında bozulma görülmedikçe... o dönemdeki Amerikan hükümeti görüşüne göre, işkence değildi.
I define addiction as any behavior that is associated with craving with temporary relief and with long-term negative consequences along with an impairment of control over it so that the person wishes to give it up or promises to do so
Ama daha detaylı olarak incelediğimde bağımlılığı aşırı arzulamayla bağlantılı geçici rahatlama ve uzun vadede negatif sonuçları olan kişinin kontrolü dışında, bırakmak istediği veya bırakmaya söz verdiği ancak devamını getiremediği herhangi bir davranış olarak açıklıyorum.
They can still play baseball despite hearing impairment
Duymasalar bile beysbol oynayabilirler.
All I can say to you is that in my brief encounter with Captain Ludford, he showed no evidence of impairment, and my decision would be exactly the same.
Yalnızca şunu söyleyebilirim. Yüzbaşı Ludford kısa görüşmemiz sırasında hiçbir rahatsızlık belirtisi göstermedi,.. ... yani kararım kesinlikle aynı olurdu.
There can be sexual impairment?
Cinsel işlev bozukluğu da olabiliyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]