English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Imperfect

Imperfect translate Turkish

372 parallel translation
We've rejected everyone of imperfect health... or anyone who had friends who objected.
Sağlığı elverişli olmayan ve gitmesini istemeyen birileri olan kim varsa reddettim.
And you'll forgive me for my car's imperfect performance?
Arabam arıza yaptığı için beni affedecek misiniz?
Stay, you imperfect speakers, tell me more.
Durun, sizi garip yaratıklar, anlatın bana.
You see, you can't put an imperfect stone... on the most beautiful hands in the world.
Kusursuz olmayan bir taş dünyanın en güzel ellerine takılmaz.
It is the world outside that is imperfect.
Kusurlu olan yer, dışarıdaki dünya.
These, Mr. Gregory, are my trophies, perfect memories of so very many imperfect crimes.
Bunlar, Bay Gregory, benim kupalarım, bir çok kusursuz olmayan cinayetlerin kusursuz anıları.
That's all until next time when we shall be back with another, though imperfect, crime.
Geri döneceğimiz bir dahaki sefere kadar bu kadar. Bu kez kusursuz olmayan bir cinayet olacak.
If everything is imperfect in this world... love is perfect in its imperfection.
Bu dünyada her şey kusurluysa bile aşk kendi kusurluluğunda mükemmeldir.
Dear Lord... the more I try, the more imperfect I become.
Yüce Tanrım... ne kadar çabalarsam, o kadar kusurlu oluyorum.
But like all little novices, she's still imperfect in discipline.
Fakat diğer acemiler gibi o da kusurlarla dolu.
IMPERFECT ONLY IN ITS SOLEMNITY. AND THESE ARE THE IMPROBABLE INGREDIENTS TO A HUMAN EMOTION.
İşte bunlar bir insani duygunun mesela korkunun umulmayan bileşenleri.
This Frenchman finished fourth... made more difficult by imperfect conditions of the track.
Fransız dördüncü sıradayken kulvarın zorlu koşullarından dolayı geriye düşüyorlar.
Isn't this a bit imperfect?
Yarım mı bırakacağız yani?
And men are imperfect.
İnsanlar da mükemmel değildir.
And men are imperfect.
Ve insanlar mükemmel değildir.
You're just about the most imperfect creature I've ever seen!
Sen neredeyse gördüğüm en çirkin mahluksun!
And men are imperfect.
İnsanlar da kusurludur.
Perfect conduct for the imperfect man in his imperfect world.
Bu bozuk dünyada, tam mükemmel olmayan adama göre bir davranış.
In Nomad's eyes, you must now undoubtedly appear imperfect.
Şimdi Nomad gözünde sen de kusurlu görülüyorsundur.
It will find the Earth infested with imperfect biological units.
Dünyanın kusurlu biyolojik birimler tarafından istila edildiğini görecek.
And found that its creator is as imperfect as all the other biological units.
Ve kendi yaratıcısının da diğer biyolojik birimler gibi kusurlu olduğunu öğrendi.
I am programmed to destroy those life forms which are imperfect.
Ben kusurlu olan yaşam biçimlerini imha etmek için programlandım.
It too is imperfect, but can be adjusted.
Bu da kusurlu ama ayarlanabilir.
I admit that biological units are imperfect, but a biological unit created you.
Bu biyolojik birimin mükemmel olmadığını kabul ediyorum, ama seni bir biyolojik bir birim yarattı.
You are imperfect.
Sen mükemmel değilsin.
But I admit I am imperfect.
Ama ben mükemmel değilim.
That which is imperfect must be sterilized.
Kusurlu olan o şey sterilize edilmelidir.
Then you will continue to destroy that which thinks and lives and is imperfect?
O zaman imha etmeye devam edeceksin ama düşünerek ve yaşayarak fakat kusurlu olarak mı?
You are flawed and imperfect. And you have not corrected by sterilization. You've made three errors.
Sen hatalı ve mükemmel değilsin ve sterilize de olmadın.
You are flawed and imperfect.
Sen hatalısın ve mükemmel değilsin!
Nomad, you are imperfect.
Nomad, sen mükemmel değilsin!
Indeed they free the object from a temporarily imperfect state without traumatising it.
Aslında bu maddeler insanda kalıcı bir etki bırakmazsızın travmaya yol açıyor.
So they very cleverly design a procedure that is logically imperfect.
Bu yüzden çok akıllıca bir işlem tasarımında mantığı eksik kalıyor.
Stay, you imperfect speakers!
Durun, sözü yarım bırakmayın!
Bundles of despair sitting like you on park benches, endlessly drawing and rubbing out the same imperfect circle in the sand, readers of newspapers found in rubbish bins.
Senin gibi parkların banklarında oturup kumun üzerine aynı bozuk çemberi bir çizip bir silen umutsuz yığınlar çöp kutularındaki gazetelerin okurları.
Remember that we are all imperfect.
Hiçbirimizin kusursuz olmadığını unutmayın.
But why "who loved"? Why the imperfect tense?
Ama neden geçmiş zaman?
Their world was as imperfect as our own.
Onların dünyası da bizimki gibi mükemmel değildi..
Because although Wakefield is admittedly an imperfect institution, much like America herself, she is nonetheless a grand experiment.
Çünkü aynı zamanda Wakefield herkesin... kabul edeceği gibi mükemmel olmayan bir enstitü... tıpkı Amerika gibi... mamafih mükemmel bir deneyim.
I'm imperfect.
Kusursuz değilim.
It is in imperfect creatures that God finds all His greatness.
Tanrı'nın büyüklüğünü böyle kusurlu yaratıklarda görebilirsin.
In that, you're an imperfect machine.
Bu açıdan, bozuk bir makinesiniz.
I am imperfect.
Ben kusursuz değilim.
And we've all gotta live in an imperfect world.
Ve hiçbirimiz mükemmel bir dünyada yaşamıyoruz.
I'm very vulnerable, and very imperfect.
Ben çok kirilganim, ve kusurlu biriyim.
But they found him to be imperfect, and I was made to replace him.
Ama onun kusurlu olduğunu anlayıp, onun yerine geçmem için beni yaptılar.
But I am also troubled by it describing you as imperfect.
Ama seni kusurlu olarak nitelediği için de rahatsızım.
A normal, imperfect, lumpen human being.
Normal, kusurlu, işsiz güçsüz bir insan evladı.
It's an imperfect solution for an imperfect world.
Bu, eksik bir dünya için eksik bir çözüm yolu.
How would, I say, mine eyes be blessed made.... by looking on thee in the living day... when in dead night thy fair imperfect shade... through heavy sleep on sightless eyes doth stay?
Gölgen bile görmeyen gözler önünde böyle parladıktan sonra, Nasıl kutsanmış olurdu gözlerim kimbilir, Yaşayan günün ışığında baktığında sana ;
The world's an imperfect place.
Dünya mükemmel bir yer değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]