English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impertinent

Impertinent translate Turkish

250 parallel translation
I'll call to have you taken away if you're ever so impertinent... again.
Bir daha bu kadar küstah olursanız sizi içeri tıkmaları için arayacağım.
You know, I know you won't think I'm impertinent... but perhaps you might have a little better time... if you bought some new clothes.
Umarım saygısızlık olarak düşünmezsiniz... ama belki de yeni elbiseler alırsanız... daha iyi yaşayabilirsiniz.
This impertinent, ungoverned rascal must be eradicated.
Bu küstah, kendini bilmez hergele tamamen ortadan kaldırılmalı.
- Will you keep your impertinent remarks to yourself?
- Münasebetsiz düşüncelerinizi kendinize saklasanız?
He's impertinent sometimes, but what can we do?
Bazen sabırsız, ama ne yapabiliriz?
Perhaps it's impertinent of me to ask you.
Belki bunu size sormam yersiz bir şey.
Impertinent but I like it.
Küstahça ama hoşuma gitti.
I know I've been impertinent and rude but I promise I won't probe any further.
Kaba ve küstahça davrandığımı biliyorum ama söz veriyorum daha fazla bu işi kurcalamayacağım.
I'll give you a little bit of impertinent but good advice, mademoiselle.
Haddimi aşarak size iyi bir tavsiyede bulunacağım, matmazel.
- Never, and I thought it impertinent.
- Asla, ve bunun terbiyesizlik olduğunu düşündüm.
I'm so curious, I must risk being impertinent.
Çok merak ediyorum, küstahlığımı bağışlayın.
A compliment is never impertinent, Mr. Medford.
İltifatlar hiçbir zaman küstahlık olmaz Bay Medford.
Impertinent.
Küstah!
- I've been impertinent.
- Haddimi aştım.
Oh, it's impertinent of me, I know, but, uh...
Münasebetsizlik yapıyorum, biliyorum, ama...
Would it be impertinent for one European to make welcome another?
Bir Avrupalının diğerini içtenlikle karşılaması yersiz olmaz değil mi?
That maidservant, most impertinent.
Hizmetçi çok terbiyesiz.
Don't be impertinent!
Küstahlaşma!
Monsieur, i wonder what your attitude would be if i were to ask an impertinent question. Please, go right ahead.
Beyefendi, haddimi aşmak gibi olmazsa, bir soru sorabilir miyim?
Now don't be impertinent.
Anahtar yok ki. Terbiyesizliğe lüzum yok.
- You're being impertinent.
- Terbiyesizleşiyorsunuz. Artık dönmeliyim.
You're impertinent.
Küstahsın.
You are impertinent.
Çok küstahsınız.
It is the prerogative of a good and loyal servant to be impertinent.
Sadık ve iyi bir hizmetçinin haddini aşmaya hakkı vardır.
- And you're impertinent.
- Sen de patavatsızsın.
Don't be impertinent.
Küstahlaşma.
Please don't think I'm impertinent, Mrs. Lansdowne.
Küstahlığımı mazur görün, Bayan Lansdowne.
Impertinent.
Ne küstah!
Mind ifl ask you an impertinent question?
Sana özel bir şey sorabilir miyi?
If the question seemed impertinent... in these days of moral laxity -
Ahlaki gevşekliğin olduğu bu zamanlarda sorum saçma gözüktüyse -
May I ask an impertinent question, with no criticism intended?
Size özel bir soru sorabilir miyim? Bunu bir eleştiri olarak almayın.
Don't be impertinent.
Saygısızlık yapma.
" we have endured your snide and impertinent remarks
" reklamlarımız konusunda art niyetli ve saygısız
Don't be impertinent.
Küstah olma.
You're impertinent.
Çok küstahsın.
- What an impertinent child!
- Ne küstah bir çocuk!
- He's impertinent!
- Küstah bir adam!
- Impertinent, and a coward to boot.
- Küstah ve üstelik de korkak.
You are too impertinent, Mr. Hyde.
Çok küstahsınız Bay Hyde.
This is impertinent...
Bu saçma...
- You're impertinent.
- Küstahsınız.
Incompetent, impertinent, ineffectual, immodest and...
Beceriksiz, küstah, yetersiz, kibirli ve de...
The help becomes more impertinent each day.
Yardımcılar gün geçtikçe küstahlaşıyor.
I don't employ impertinent upstarts!
Sonradan görme terbiyesizlerle çalışamam.
The King of England and his ambassadors can drown themselves in what they are impertinent enough to call their English channel.
İngiltere kralı ve elçileri, kanala İngiliz kanalı demek için yaptıkları aşırı küstah çabalarından dolayı kendilerini o kanalda boğabilirler.
What an impertinent thing to say!
O nasıl laf öyle?
I hope you don't think this is impertinent.
Umarım bunu saygısızlık olarak görmüyorsunuz.
Don't be impertinent, Palmer.
Saygısızlaşma, Palmer.
If it's impertinent, I withdraw it.
Yersiz olursa, geri alırım.
That impertinent creature!
Terbiyesiz yaratık!
Don't be impertinent.
- Saygısızlık etme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]