English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impervious

Impervious translate Turkish

184 parallel translation
I thought I was impervious to emotion, a respectable widow woman with a growing child and a hide like a rhinoceros, but I'm not.
Duygulardan etkilenmeyen çocuklu, saygın ve dışa kapalı bir dul kadın olduğumu sanıyordum ama öyle değilim.
And the real Charles Courtney lives beneath that cover, impervious, untouched and unmoved.
Ve gerçek Charles Courtney o örtünün altında yaşar, nüfuz edilemez, dokunulmamış ve kaldırılmamış bir örtünün.
I'm utterly impervious to flattery.
Pohpohlanmaya karşı tamamen vurdumduymazım.
Impervious... almost.
Ondan bile öte.
Completely impervious to reason.
Tamamen mantıksızca davranıyorsun.
Or impervious to women.
Ya da kadınlardan etkilenmiyor.
I take it all back about Dr Jekyll being impervious to women.
Dr Jekyll'ın kadınlardan etkilenmediğine dair lafımı geri alıyorum.
His hide is impervious to bee stings.
Derisi arı iğnelerinden etkilenmiyor.
We shall command the thunders and penetrate into the very womb of impervious nature herself.
Şimşeklere hükmedeceğiz ve hükmedilemeyen doğanın rahmine nüfus edeceğiz.
All people with power like to claim... they're impervious to threats.
Politikacılar, bizi yönetenler konuşmalarına hep : "Hükümet tehdide boyun eğmeyecektir" diye başlarlar.
And that you're totally impervious to pain?
Peki acı hissetmediğin?
- impervious. - What?
- Radyasyon... geçirmez.
He seems impervious to this madness of the crowd.
Kalabalığın deliliğine kulak asmıyor gibi bir hali var.
a chip totally impervious to magnetic pulse damage.
manyetik darbeden hiç etkilenmeyen bir çip.
Thus, the water bed between two impervious strata leveled out... and the water issued forth along the upper stratum, under pressure.
Böylece, su yatağı iki sızdırmaz yatak katman arasında akıyor... ve su, üstteki katmanın basıncıyla akıyor.
Therefore, impervious to...
Bu yüzden, dayanıklı...
Impervious to everything but water.
Su dışında hiç bir şeyden etkilenmez.
Is there nothing that can permeate your impervious puss?
Sıkıcı suratında sırıtma seyretmek çok mu zor?
Maybe I'm wrong, but continuing to speak in abstract terms you do admit you aren't impervious to Cupid's arrows?
Belki de yanılıyorum, ama soyut şeyler üzerine konuştuğumuza göre Cupid'in oklarına karşı kalkanın olmadığını kabul ediyorsun.
Impervious, untouchable insulated by wealth and power.
Dayanıklı, dokunulmaz... refahın ve iktidarın kanatları altında.
- I'm impervious to alcohol.
- Alkolden etkilenmem.
It's impervious to our weapons.
Bizim silahlarimizi asiyor.
Their teeth aren't impervious to this wear and tear and are gradually worn down, so that eventually the seal can't eat.
Dişleri, bu aşınma ve yıpranmalar karşısında fazla dayanamaz ve zamanla güçsüzleşir ; sonunda fok birşey yiyemez duruma gelir.
Now, this makes any fabric instantly impervious.
Şimdi, bu gördüğün herhangi bir nesneyi bir anda su geçirmez yapıyor.
They are impervious to the scrutiny of the feds there.
Orada federaller tarafından kontrol edilemiyorlar.
Whatever that thing is, it's impervious to our technology.
Oradaki her ne ise, bizim teknolojimize yabancı.
We're outside space-time, impervious to their weapons.
Biz uzay-zamanın dışındayız, silahlarından etkilenmeyiz.
This ship is impervious to weather.
- Bu gemi havadan etkilenmez
The musk ox is outfitted with broad hooves to walk on snow and a winter undercoat of cashmere-like wool softer than a lamb's and impervious to the cold.
Misk öküzü karda yürümek için geniş toynaklarla ve kaşmir yünü benzeri, kuzununkinden daha yumuşak soğuk hava geçirmez bir palto ile bezelidir.
One of the reasons why I wanted to see you is that even though you are carrion eaters so that you're constantly being exposed to alien bacteria you seem almost impervious to outside infection.
Seni görmek istememin bir sebebi de ceset yemenize rağmen sürekli olarak diğer türlerin bakterilerine maruz kalmanız ama bunlara karşı bağışıklığınızın olması.
The last time we ran into this species, it was impervious to our scanners.
Bu tür ile en son uğraştığımızda, tarayıcılarımız etkisiz kalmıştı.
We're impervious to those sort of devices.
O türden cihazların etkilerini geçirmez bir yapımız var.
Either I've become impervious to antimatter explosions... or we're still dreaming.
Ya Antimadde patlamasından etkilenmedim... ya da hala rüyadayız...
I'll demonstrate how my design suggestions have made the Wanderer completely impervious to attack.
Gezgin'i saldırılara dayanıklı hale getirecek tasarım önerilerimi göstereyim.
- Based on the date, graduation day,..... and the Mayor being impervious to harm, I've cross-referenced...
Mezuniyet gününde olacağını biliyoruz. Belediye başkanının ölümsüz olduğunu da. Bunları karşılaştırdığımda...
You see, I'm what you might call... "impervious".
Ben, "ölümsüz" dediğiniz türde biriyim.
The human's impervious to our powerful magnetic fields.
İnsanlar bizim en güçlü manyetik alanlarımızdan bile etkilenmiyor.
And have you become impervious to its telepathy?
Ve telepatisine engel olabiliyor musun?
I am impervious to the creature's influence.
Ben yaratıktan etkilenmedim.
You were impervious when it was creating the illusion of Voyager getting home because you didn't share that desire, but now we're trying to escape, which is what you want.
O zaman onun Voyager'ın eve dönüş iliziyonundan etkilenmemiştin çünkü arzulananı paylaşmıyordun, ama şimdi kurtulmaya çalışıyoruz, istediğin şey oluyor.
And even if we can, their ship's hull is neutronium-based alloy, impervious to our weapons.
Eğer bulabilirsek, gemileri nötronyum bazlı bir elementten, silahlarımız etki etmez.
The photonic cannon is impervious to sensors.
Photonik top tarayıcılara gözükmez.
I guess Jaffa aren't impervious after all.
Sanırım Jaffa'lar da tamamen korunmalı değil.
He's impervious or something.
Sanki beladan korunuyor.
We both know you're completely impervious to reason.
İkimizde olaya tümüyle kulak asmadığını biliyoruz.
It says if you can get a spirit to reveal his true name, you'll render yourself impervious to his charms.
Eğer bir hayaletin, gerçek ismini açığa vuracak olursanız, kendinizi büyülerinden etkilenmez hale getirebilirsiniz.
They say if you know a spirit's true name, that it renders you impervious against her charms.
Eğer bir hayalete kendi adıyla seslenirsen, onun büyülerinden kendini koruyabilirmişsin.
The replicators are impervious to Goa'uld technology.
çoğalıcılar Goa'uld teknolojisinden etkilenmez.
So, don't you go being all super sexy guy any more... because I am now impervious... to your unrelenting machismo and sexual ardour.
Seks ilahı olman da artık para etmez... çünkü amansız maçoluğun ve ve cinsel çekiciliğin... artık bana işlemiyor.
Why would a Goa'uld mothership, impervious to your ion cannons, leave?
) Neden sizin iyon toplarınızdan etkilenmeyen bir Goa'uld ana gemisi, gitsin ki?
Readings indicate it is impervious to any of our weapons.
Silahlarımızla ona ulaşamayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]