English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Implicate

Implicate translate Turkish

312 parallel translation
Don't try to implicate me in your sordid affairs.
Beni alçak oyunlarına bulaştırma.
If you're trying to use me to implicate him, you can't.
Onu suçlamak için beni kullanmaya kalkışmayın.
We'll put him in such a hole, he'll have to implicate Janoth.
Öyle bir sıkıştıracağız ki, Janoth'u suçlamaya mecbur kalacak.
Surely, Monsieur Grandfort you do not want your wife to implicate herself further.
Haliyle, Mösyö Grandfort..... karınızın zanlı olmasını istemiyorsunuz.
It is you who are trying to implicate her.
Onu zanlı yapmaya çalışan sizsiniz.
You're privileged under the constitution to protect yourself against questions which might implicate you in any crimes.
Herhangi bir suça bulaştığını ima eden sorulara karşı kendini savunmak, anayasanın sana tanıdığı bir hak.
"You won't hang unless you try to implicate somebody else."
"Başka birini işin içine sokmaya kalkmazsan asılmayacaksın."
I won't implicate anyone, but I strongly hope that those who were at Portella will come forward one day and confess.
Hiç kimseyi gammazlamayacağım ama umarım Portella'da bulunanlar bir gün ortaya çıkar ve suçlarını itiraf ederler.
The fool's trying to implicate me.
Bu salak beni suçlamaya çalışıyor.
Dan, if we're going to implicate McMillan, we have to prove some connection between him and Solowiechek.
Dan, eğer McMillan'ı olaya dahil edeceksek Solowiechek ile aralarındaki bağlantıları da kanıtlamak zorundayız.
- I beg you, do not implicate me.
- Yalvarırım, beni ihbar etmeyin. - Beni yakarlar.
Oh, they won't find a clue to implicate me.
Benim yaptığıma dair hiç bir ipucu bulamayacaklar.
I can't implicate you
Sizi bulaştırmak istemem!
You don't implicate people without sufficient evidence.
Yeterli delil olmadan kimseyi suçlayamazsın.
Segretti won't go on the record but if he would, we know he would implicate Chapin.
Segretti konuşmayacak ama eğer konuşsaydı Chapin'i de bulaştırırdı.
Mr. Sloan did not implicate Mr. Haldeman in that testimony at all.
Bay Sloan ifadesinde Bay Haldeman'dan hiç bir şekilde söz etmemiştir.
- I didn't want to implicate Tom.
- Tom'u bu işe karıştırmak istemedim.
If the intention was to implicate Mademoiselle Jackie, why had the gun been removed from Madame Doyle's cabin?
Amaç, cinayeti Jackie'ye yıkmak ise, neden tabanca madame Doyle'un kamarasından çıkarılmıştı?
They're dragging it out hoping to find a way to implicate you.
Deşip duruyorlar seni olaya bağlayabilmek için.
Funny, in trying to defend him, you implicate him even more.
Komik, onu korumaya çalışırken bile daha çok töhmet altında bırakıyorsunuz.
I'm not gonna implicate anybody close to us.
Bize yakın olan kimseyi bu işe bulaştırmayacağım.
- Because everything pointed... to an obvious frame to implicate Nan.
- Çünkü her şeyi iş çevirerek Nan'a bulaştırman çok bariz bir şeydi.
They're scared I'll implicate the whole bunch of'em.
Onları bu işin içine bulaştıracağım diye ödleri boklarına karışmış durumda.
Some guy tried to implicate this letter carrier in a mail theft on his route.
Birisi, bu postacının rotasında posta hırsızlığı yapıp onu bulaştırmaya çalıştı.
They'll try to implicate you.
Seni yönlendirmeye çalışacaklar.
If you make any attempt to implicate Mr. Forrester in the Santa Cruz crime I shall strike it.
Bay Forrester'ın adını Santa Cruz olayında geçirmeye kalkarsanız... buna izin vermem.
I don't want to implicate another friend
Başka bir arkadaşımı daha bulaştırmak istemiyorum.
Why falsely implicate the Bajora?
Neden Bajora'yı bu işe karıştırdılar?
Yes, because I had to make you aware of the implicate...
Evet, sonuçların farkında olmanı is...
The young prince gives himself up without you await to the stressful duties which so great task does it implicate.
Genç prens, bu büyük girişimdeki yorucu sorumluluklarına tamamen adanmış görünümü veriyor.
How does it implicate the White House?
Beyaz Saray bulaştırıldı mı?
Are you attempting to implicate this child in Clifford's suicide?
Çocuğun intihara karıştığını mı söylüyorsunuz?
As Mr. Foltrigg has tried so thoroughly to implicate Mark I must, out of an abundance of caution advise my client to take the 5th.
Foltrigg Mark'ı olaya karıştırmak istiyor. O yüzden temkinli olmak için müvekkilim 5.'yi kulanacak.
The only people who can implicate you directly are all in this room. Just think about that.
Seni doğrudan itham edebilecek tek insan bu odada.
You want me to implicate the network?
Televizyonu arkadan vurmamı mı istiyorsun?
When Enright realizes he's alone up there and they're gonna cut him loose, he will implicate N BC and Geritol like that, and believe me, you're gonna see somethin'.
NBC ve Geritol'u kolayca ele verecek.
Someone must have given it to the assassins to implicate us.
Birisi bizi suçlamak için katillere vermiş olmalı.
- Enough to implicate us.
- Bizi bulduracak kadar.
But it could also implicate the former junta leader, Col. Maless.
Fakat o cunta liderini de bu işe bulaştırmak istiyor, Col. Maless i.
- He can implicate us all.
Hepimizi buna karıştırabilir.
Captain, it is conceivable that she has gone to the Kazon ship to destroy evidence that might implicate her.
Kaptan, bulaştığı suça ait, delilleri yok etmek üzere Kazon gemisine gitmesi en olası yol.
As campaign manager, he wouldn't implicate himself.
Kampanya müdürü olarak kendini bulaştırmak istemez.
Is it true the documents you've uncovered... implicate Jason Wynn?
Elinizdeki belgelerin Jason Wynn'i suçladığı doğru mu?
The video would implicate them in the murder.
Bu kaset cinayete onların da alet olduğunu kanıtlayacaktır.
Section chief blevins directed me to implicate skinner - To name him as the man inside in the f. B.I... who may have deceived us both.
Bölüm şefi Blevins, FBI'ın içindeki bizi kandırmış olabilecek kişi olarak Skinner'ın ismini vermemi söyledi.
This'll implicate too many people.
Birçok insanı kapsıyor.
Someone is hitting your people and leaving material they hope will implicate the rest of you.
Birileri size saldırıyor ve herkesi olayın içine çekmek için bir yem atıyor.
Well, it does not necessarily mean they will implicate us.
Ama bu bizi suçlayacakları anlamına gelmez.
Cops wanna interrogate you, although he's refusing to implicate you in the murder.
Polisler seni sorgulamak istiyor, yine de seni cinayete bulaştırmayı reddediyor.
You stole my dagger to implicate me.
Beni bulaştırmak için hançerimi çaldın.
Well, did she implicate herself?
Kendi mi söyledi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]