English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Implicated

Implicated translate Turkish

376 parallel translation
I tell you, gentlemen, not in my 50 years of banking has this institution been implicated in such a scandal.
Beyler, 50 yıllık bankacılık hayatımda bu enstitünün adı hiçbir zaman böyle bir skandala karışmamıştı.
Sir Evan couldn't be implicated in a thing like this.
Sir Evan hakkında bu tarz imalar ve sözler sarf edilemez.
Your name was implicated in the most terrible confession i ever read.
Gördüğüm en korkunç itiraf mektubunda adın geçiyordu.
I don't want you implicated.
Seni bulaştırmak istemiyorum.
Christine, that's my wife, she thought I may be implicated and needed a lawyer.
Christine, yani karım, suçlanacağımı ve avukat tutmam gerektiğini düşündü.
You're implicated in the murder of a prostitute.
Bir hayat kadınının öldürülme olayına karıştın.
It implicated all of us.
Hepimizi içeriyor.
But whoever killed Aydan must have been implicated in the theft.
Aydan'ı kim öldürdüyse hırsızlığa da dahil olabilirler.
Anyway, how do we know that Tarron isn't implicated?
Neyse ne, Tarron'un da bu işte olmadığını nereden biliyoruz?
Well, I just don't want her to be implicated.
- Onu bu işe bulaştırmak istemiyorum.
Well, I, I don't want the girl implicated.
Bu işe bulaşmasını istemediğim bir kız var.
Colonel Klimi's implicated you up to your neck.
Albay Klimi, seni boğazına kadar bu işe soktu.
There was some question as to whether you were implicated in Colonel Strom's treachery.
Albay Strom'un ihanetine karışmış olup olmadığın konusunda sorular vardı.
Many other high-ranking officials are implicated.
İşin içinde birçok üst düzey memur bulunuyor.
of art, of daily life, is immediately implicated, it's there that may be found the two faces of a new... spontaneous struggle which begins with a criminal aspect.
Bu ikisi baslangiçta kanunsuz gibi görünen, kendiliginden gelismis
If all these people are not implicated in the crime, then why have they all told me, under interrogation, stupid and often unnecessary lies?
Eğer buradaki bütün insanlar cinayet hakkında bir şey bilmiyorsa, neden bu kadar çok ve gereksiz yere yalan söylediler ki? Neden?
Her son is too implicated and you know it.
Oğlunu bu işe fazla bulaştırdığını sen de çok iyi biliyorsun.
But, you see, sir, this Mr. Steinmetz, in my judgment, is somehow implicated here, and I can't find a trace of him.
Fakat, görüyorsunuz ya, efendim, bu Steinmetz, bence, her nasılsa bu işe karıştı, ve ben onun izini bulamıyorum.
The network can't be implicated.
Kanalımızın adı bu işe karışmamalı.
That's as much as I want to be implicated in your dumb experiments!
Aptal deneylerinize bundan daha fazla bulaşmayacağım!
Princess Aura has implicated you on a charge of high treason.
Prenses Aura senin ihanetini ihbar etti.
"if i get caught, you will also get implicated."
- Aklını başına topla eğer yakalanırsam sende yanarsın.
And you are, dear collector, directly implicated in their discovery.
Ve sen, sevgili koleksiyoncum ayakkabıların keşfiyle doğrudan ilgiliydin.
I am sorry, but I do not see how James, Mr. Wilder could possibly be implicated in this business and you average not proof of it.
Üzgünüm, fakat James, Bay wilder'ın bu işe bulaştığını gösteren herhangi bir kanıtınız olduğunu göremiyorum.
I gathered you here because you were all implicated in his blackmail.
Sizleri buraya topladım çünkü hepiniz onun şantajlarına maruz kaldınız.
The whole town would be implicated with you.
Eğer gerçekleri anlatsaydın, koca şehir bu işe bulaşacaktı.
You're implicated not only in adultery with a patient but in her death.
Bir hastayla sadece zinaya kalkmadın ölümüne de bulaştın.
Yes, but if Baron Joubert were implicated...
Evet, eğer Baron Joubert bu işe bulaşmışsa...
I am sorry, but I do not see how James, Mr. Wilder could possibly be implicated in this business and you average not proof of it.
Üzgünüm, fakat James, Bay wilder'ın bu işe bulaştığını gösteren herhangi bir kanıtınız olduğunu göremiyorum.
" We are implicated without choice
Tercihlerimiz karışır.
The inspector's evidence not only implicated Janero in the murder but also provided the means to file additional charges against Janero for bookmaking and illegal gambling.
Müfettişin delilleri, Janero'nun sadece cinayete karışmak suçundan değil, müşterek bahis ve kumar suçlarından da yargılanmasını sağladı.
Is she implicated in a criminal matter?
Bir suça mı bulaşmış?
With the arrest of Jonathan Parker who was increasingly implicated... in the copy-cat murders following the electrocution of Horace Pinker... the horrors seemed to be over.
Horace Pinker'ın infazından sonra işlenen cinayetlerle ilgili olarak... - Jonathan Parker'ın tutuklanması ile dehşet sona ermiş görünüyordu.
If i've been brought here To be, uh... Implicated in anything, I just want you to know That i'm a family man,
Eğer buraya getirilmemle... herhangi bir şeyle ilgim olduğu ima ediliyorsa, şunu bilin ki... ben yerleşip iş kurmayı planlıyorum.
Or say you just got out of prison, where you went in for vehicular manslaughter, as part of an agreement to avoid being implicated in a greater crime, murder, for which, in fact, you were responsible.
Ya da diyelim ki hapisten yeni çıkmışsın adam öldürmekten girmiştin... Daha büyük bir suça karıştığını gizlemek için yapılan anlaşma gereğince cinayet gibi aslında, senin sorumlu olduğun cinayet gibi.
Look, Mayor Abbey, there's a strong possibility your own police force is implicated... with regard to the illegal handguns.
Bakın Başkan Abbey, çok güçlü bir ihtimalle polis kuvvetleriniz yasa dışı silah işine bulaşmış.
It's only a matter of time before I'm fully implicated.
Benim de bulaştığımı anlamaları sadece an meselesi.
Come on, you know there was evidence Conway falsely implicated Bullock at the graft inquest.
Hadi ama. Biliyorsun kanıt yoktu. Conway, rüşvet soruşturmasında Bullock'a iftira attı.
All these fatty-acid studies concentrate on the middle of the chain... because the medium-chain saturates are implicated in cholesterol.
Bütün bu yağ asit çalışmaları zincirin ortasında yoğunlaşmış..... çünkü bütün hepsi kolesterol ile ilgili.
As you know, my former chief of staff has implicated me in a scandal involving the First Liberty Savings and Loan.
Bildiğiniz gibi, eski danışmanım beni... First Liberty Yatırım skandalına karışmakla suçladı.
You said I would never be implicated.
Bu suça hiçbir zaman bulaşmayacağımı söylemiştin.
You're not implicated in Boyette's death, so you must answer the question.
Boyette'in ölümüne karışmadığın için cevap vermelisin.
His daughter was murdered a couple of years ago... and then he was implicated.
Bir kaç sene önce kızı öldürüldü ve onun yaptığından şüphelenildi.
At the top of the news, an exclusive story in the New York Sun reports... the out-of-town businessmen slain two nights ago in Williamsburg... were in fact connected to a New York crime family... which may now be implicated in their slaying.
Gündemdeki ilk sıra, New York Sun'ın bildirdiği özel haberde. İki gece önce Williamsburg'da öldürülen iki iş adamının... bir suç örgütüyle bağlantısı olduğu saptandı. Cinayetlerden bu örgütün sorumlu olabileceği sanılıyor.
I sealed this presentment to protect the reputations of those unfairly implicated by a certain mentally unstable finger-pointer.
Bu ifadeyi kararsız ruhsal yapısı olan bir kişinin... rasgele, parmakla göstererek insanların saygınlıklarına... zarar vermemesi için mühürledim.
Garibaldihas been implicated in sabotage.
Garibaldi'nin adı sabotaj olayına karışmıştır.
If that case gets thrown out and my office is implicated, I could get disbarred.
Eğer bu dava düşer ve benim ofisimin bunda parmağı varsa, ben barodan ihraç edilebilirim.
He's made a full confession and implicated two others, who have been arrested.
Tam bir itiraf yaptı ve tutuklu olan diğer ikisini de ele verdi.
There were rumours of who would be implicated.
Kimin karışmış olabileceğine dair söylentiler ortalıkta dolaşıyordu.
He got me implicated in an attempted murder.
Beni bir cinayet girişimine karıştırdı.
I'll tell you one thing. If we do find that the military is implicated in this, you all stand to make quite a bit of money.
Bir şey daha, askeriyenin ilgisi varsa, dünya kadar para alırsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]