English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Imploding

Imploding translate Turkish

58 parallel translation
It's like they're imploding.
Sanki içe doğru patlıyorlar gibi.
But in fact, the sound you're hearing is not a cracking at all, but rather a popping of tiny gas bubbles imploding in the sinovial fluid of the metacarpal phalangeal joint.
Ama duyduğun ses çıtlama falan değildir. Metakarpus eklemindeki sinoviyal sıvının içine çekilen küçük gaz baloncuklarının patlama sesidir. - Mantıklı.
I bet you was imploding in your pants.
Bahse girerim patlama pantolonlarınızın içindeydi..
If the rift expands before imploding we have to be prepared.
Yarık içe doğru patlamadan önce genişleyebilir, hazırlıklı olmalıyız.
- We're imploding!
- İnfilak ediyoruz!
We'll be reaching the imploding star in 13 seconds.
13 saniye içinde yıldıza ulaşacağız.
- And the picture always ends with your head imploding.
- Kafan sıkıntıdan patladıktan sonra bu hayalden uyanıyorum.
So you and Riley aren't imploding?
Güzel. Riley'yle ayrıImıyorsunuz yani.
I for one have no interest in imploding a valuable shuttlepod.
Birinin mekiğin içinde. Patlamasını izlemeye hevesli değilim.
No, your campaign is imploding.
Hayır, kampanyan çöküyor.
Vince is imploding.
Vince gitgide çöküyor.
Well, the chances of us imploding are much slimmer.
İçeri çökme ihtimalimiz azaldı.
Would be... freezing cold sea water in the compartment, lots of it, and because now that the whole imploding thing is kind of off the table, drowning should really be brought back into the equation.
Kompartmandaki dondurucu deniz suyu olabilir mi? Ve şimdi bütün bu içe çökme olayı kalktı. Boğulmak da denkleme getirilmeli gerçekten.
It looked as though it was imploding.
Yıkılmanın şiddeti açıkça görünüyor.
I help keep men like bob from imploding with too much power.
Bob gibi adamların ellerindeki güç yüzünden patlamalarını engelliyorum.
As infinite as the crushing force of an imploding star.
İçine çöken bir yıldızın çarpma kuvveti kadar sonsuz aşkım.
And now, I'm trying to keep the whole system from imploding.
Ve şimdi, bütün sistemi çökmeden korumaya çalışıyorum.
My family's imploding because of secrets that wouldn't go away.
Ailem bitmeyen sırlar yüzünden çöküyor.
- And imploding's a good thing?
Bu patlama iyi bir şey mi yani?
Look, i don't know much about brain functions, But i know i'm not gonna get my memory back Unless i relax, and right now, my family is imploding,
Beyin fonksiyonlarını pek bilmem ama rahatlamadığım sürece hafızamın geri gelmeyeceğini biliyorum ve şuanda ailem kavga ediyor.
even if it means imploding the entire cosmos!
bu, bütün kainatın yokolması manasına gelse de!
Well, there won't be any imploding once they read our environmental review.
Ama çevre raporumuzu okuduktan sonra patlatmaktan vazgeçecektir.
I saw buildings exploding and imploding, not falling down.
- Tabii, ev evet. - Başka zaman devam edelim mi?
My friend... who was sort of responsible for my world imploding... never bothered to cross the street to see how I was doing.
.. hayatımın kararmasına neden olan dostum, nasıl olduğumu görmek için sokağın karşısına geçmeye tenezzül bile etmemişti.
All over the world they're always shearing some country, imploding it.
Bütün dünyada bu yolla başka bazı ülkeleri kırkıyorlar.
Emergency shutdown, it's imploding, everybody out, out, out!
Acil durum kapaniyor, içe dogru patlayacak, herkes disari, disariya çikin.
They're imploding all over town.
Kasabanın her tarafında patlıyorlar.
I'm imploding.
Yalvarıyordum.
The scene was really imploding there at the time. And I, um...
O aralar her şey kötüye gidiyordu.
Isn't the music industry kind of imploding?
Müzikle ilgili olan şey değil mi o?
My parents are totally imploding.
Annem babam hepten kendilerini kaybetti.
My God, America is imploding.
Tanrım. Amerika gittikçe geriliyor.
And I understand that you're pissed off at the universe, but imploding on one of the last nights that we have to spend together because, basically, you're just not in the mood to dance is maybe the pettiest thing you have ever done.
Hayata kızıyor olmanı da anlıyorum ama dans havanda olmadığın için beraber geçireceğimiz son gecelerimizden birini sabote etmen bugüne kadar yaptığın en alçakça şey olabilir.
The prison is imploding into a singularity.
Cezaevi tek bir tekilliğe doğru çekiliyor.
Because my career is imploding.
Çünkü kariyerim yıkılıyor.
I said imploding, not exploding.
Yıkılıyor dedim, patlıyor demedim.
You just keep this town from imploding till I get back.
Ben geri dönene kadar kasabayı yok olmaktan koru yeter.
Used to harness photon energy by imploding neutron stars.
Bir nötron yıldızını bir anda yok etmemizi ve toplanan fotonlardan çok güçlü bir enerji ışını üretmemizi sağlıyor.
So you think Audrey is still in the barn, and it's still imploding?
Yani Audrey'nin hâlâ ahırda ve ahırın hâlâ patlamakta olduğunu mu düşünüyorsun?
And it's just both imploding and exploding at the same time.
Aynı anda hem içeri, hem dışarı doğru patlıyor gibiyim.
The imploding core of Alnilam will be so massive that not even nuclear forces will be strong enough to hold off its collapse.
Alnilam'ın içeriye doğru patlayan çekirdeği o kadar muazzam büyüklükte olacak ki, nükleer güçler dahi onun çöküşünü geciktirmek için yeterli olmayacak.
More like a rhetorical question about how to fix an imploding supernatural purgatory.
Daha çok parçalanan doğaüstü bir arafın nasıl düzeleceğine dair tumturaklı bir sorum var.
This place is imploding and taking everyone with it.
Burası içeriye patlıyor ve herkesi sürüklüyor.
It's actually imploding.
İçeriye doğru patlıyor dersek daha doğru olur.
Hey hey hey, I don't need some girl imploding all over me.
Hey hey, bir kızın bana patlamasını istemem.
You know, imploding.
Yani, içeriye doğru patlamaları.
Their stock price is imploding.
Hisse bedelleri azalıyor.
So he can record me imploding as he tortures me?
İşkence ettiği için patladığım anı kayıt altına almak için mi?
Whole fucking thing's imploding.
- Birlikleri bozuldu.
( cracking sound ) Ooh, sinovial fluid imploding!
Sinoviyal sıvı patlaması!
Cambodia's imploding, man.
Her yerde insanlar katlediliyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]