English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impunity

Impunity translate Turkish

144 parallel translation
I'm not speaking to you as a jealous husband... but as a man of the world who knows there are certain rules of decorum... which cannot be disregarded with impunity.
Seninle kıskanç bir koca olarak değil cezasız kalması kabul edilemeyecek belli edep kuralları olduğunu bilen bir dünya adamı olarak konuşuyorum.
I said I wasn't a man to be thrown out with impunity.
Yanınıza bırakmadan dışarı atılacak biri olmadığımı söylemiştim size.
But the time has passed when insolent foreigners can invade Muscovite territory with impunity.
Ama artık zamanı gelmiştir... küstah yabancılar dokunulmazlıklarına güvenerek Moskova topraklarını işgal ettiklerine göre.
THEY WON'T USE ALL OF THEIR TORPEDOES ON US. NOT WHEN THEY CONSIDER THE THOUSAND YARDS AND SHELL US WITH IMPUNITY AND SINK US AT WILL.
Araya bin metre mesafe koyup, saldırımızdan güvende hemen batacağımızdan emin olmadıkça onca torpidolarını harcamazlar.
If you are the guilty entity, what better position from which to kill with impunity?
Suçlu varlık sen isen, hiç yakalanmadan öldürmek için iyi bir pozisyon değil mi?
You've been promised impunity, isn't that so?
Seni cezadan muaf tutacaklarını söylediler, değil mi?
Do come drive straight in and leave your car with impunity.
Hemen gelin ve arabanızı ceza yemeden bırakın.
You see, when the sun never set on the Empire, we looted with impunity.
Güneş, imparatorlukta hiç batmadığı zaman, biz her şeyi yağmaladık.
Do you think you can besmirch another person's honour with impunity?
Başkasının onurunu lekelemenin cezasız kalacağını mı düşünüyorsun?
But they could kill without regard... and then pass a lie detector test with impunity.
Tereddüt etmeden cinayet işleyebilir ve yalan makinesinden kolayca geçerler.
I look at them, and the only thought which comes to me is a feeling of their isolation and of the impunity with which crime may be committed there.
Ben onlara baktığımda, düşünebildiğim tek şey suç işlemeyi kolaylaştıracak soyutlanmışlıkları.
Did you think, my pretty sir, that I'd let you fuck my wife with impunity?
Ne sandınız, şirin beyefendi, karımı becermeniz cezasız mı kalacaktı?
I'm talking about people who roam the halls of power with impunity.
Cezadan muaf olan ve koridorlarda güç içinde dolaşan insanlardan sözediyorum.
I've never profited from my patients, even though I could have easily done so with impunity.
Ben hastalarımdan hiç istifade etmedim istesem kolayca ve ceza almadan bunu yapabilirdim.
Can we allow a war we don't want, to be instigated without impunity?
Savaşa izin vermeyi, istiyormuyuz, istemiyormuyuz? .. .. dokunulmazlıkların olması teşvik edilecek mi?
Men who kill for the government do so with impunity.
Hükümet için öldüren adamlar bunu dokunulmazlık içinde yaparlar.
Bribery and corruption currently pass with impunity
"Rüşvetçilik ve ayartma," "muaf olarak geçiyor şimdilik."
- In Buenos Aires, who could approach the table with impunity, invisible in the crowd? Poison a drink, and at the same time provide the evidence of a suicide?
Buenos Aires'te, kim o masaya farkedilmeden yaklaşıp, kalabalığın içinde görünmeden, içkiyi zehirleyip, ve aynı zamanda da, intihar delilini sağlayabildi?
Who are these people who can murder with impunity and we can't do anything about it?
Ceza almayacaklarından emin şekilde cinayet işleyip sonra da elimizden kaçan bu adamlar kim böyle?
- hurt me with impunity?
- ne kadar hoşuna giderdi değil mi?
He realized that with that note, he could kill his wife with impunity. It was in her handwriting.
Bu notla hiç ceza almadan karısını öldürebileceğini farketti,.
In neurophysiology, you can't use drugs with impunity.
Nörofizyolojide, biz iz bırakan ilaçlar kullanamayız
These Klingons have been operating behind our lines with impunity.
Bu Klingonlar bizim sınırlarımız içinde fütursuzca operasyon yapıyorlar.
"Men who have no respect for the law and who flout it with impunity."
Bu adamların yasalara saygıları yok ve dokunulmazlıkları ile yasaları hiçe saymaktadırlar.
" Men who have no respect for the law and who flout it with impunity.
Bu adamların yasalara saygıları yok ve dokunulmazlıkları ile yasaları hiçe saymaktadırlar.
You may entertain notions of impunity.
Dokunulmazlığa sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz.
This will put the Russians in a position where they can, in effect, act with impunity because every - the world's eyes will be on on the Middle East and not on Hungary.'
Bu durum Rusları aslında yaptıklarının hesabını vermeden hareket edebilecekleri bir konuma getirdi. Çünkü tüm gözler Orta Doğu'da olacak Macaristan'da değil.'Bu nedenle kızgındılar. "
When will you accept that no amount of reason will bring to heel a conspiracy whose members walk these halls with impunity?
- Bu koridorlarda dolaşan komplocu derin devlet mensuplarını hiçbir baskının dize getiremeyeceğini ne zaman kabul edeceksin?
Old people are walking the streets with impunity.
Yaşlı insanlar özgürce sokaklarda yürüyorlar.
- They do this with impunity.
- Bunu cezalandırılmayacaklarını bilerek yapıyorlar.
Not to be opened with impunity.
Bir bedel ödenmeden açılamazlar.
These children are hunted down and destroyed by the Goa'uld with impunity.
Böyle çocuklar Goa'uld tarafından aranır ve tamamen yokedilir.
Because it can't kill with impunity, and it knows it.
Cezasız öldüremez ve o bunu biliyor.
These cabbages can be gleaned with absolute impunity by gleaners from Avignon or around.
Bu lahanalar hiçbir cezaya çarptırılmadan Avignon ya da çevresinden gelen toplayıcılar tarafından toplanabilir.
Why, man loses all he could do with impunity.
Neden, insan ceza çekmeden yaşayabildiği halde her şeyi kaybeder.
As we have the most power we may move with impunity.
En büyük güç bizde olduğu sürece ceza almadan yolumuza devam edebiliriz.
But it went against the grain for him to simply hand over his beloved nephew to these people who would kill him with impunity.
Fakat sevgili yeğenini, onu ceza görmeden öldürebilecek olan bu insanlara teslim etmek onun doğasına aykırıydı.
Park with impunity!
Cezasız park!
An invisible spy could operate with impunity.
Görünmez bir ajan kendisine hiçbir şey olmadan işini görebilir.
Not to be opened with impunity.
Bu çok doğru.
So we have a line where we consider some religious belief to be just too kooky to take seriously, and we are rude with impunity... in talking about those.
Demek ki bazı dini inançların ciddiye alınmayacak derecede çılgınca olduğu bir sınırımız var ve bizlerin, sınırı aşan şeyler hakkında konuşması sorun oluşturmaz.
Basically, you have absolute impunity to do whatever you want... nobody can touch you.
Aslında, ne istersen onu yapma gücün var ve kimse sana dokunamaz.
never to guarantee impunity to an informant, or take the place of justice,
bir muhbir asIa dokunuImazIık garanti etmemek, adaIeti kandırmamak,
Impunity
Yüzsüzlük
Why such impunity?
Nasıl olabiliyor bu yüzsüzlük?
The court of impunity
Yüzsüzlüğün divanı
Argentinian society faults the Supreme Court for its role in a mafioso pact of impunity set up in the country in the 1990s.
Arjantin halkı, Yüce Divan'ı, ülkede 90'larda kurulan yüzsüz mafya çetelerinin gelişmesindeki rolü nedeniyle suçlamaktadır.
You got dealers selling with impunity... addicts shooting up on the street... people down here doing outreach, giving out needles and all.
Hiçbir ceza almadan uyuşturucu satanlar var. Bağımlılar sokakta damardan alıyorlar. Buradaki insanlar ileriye gidiyor, iğneleri falan da veriyorlar.
After this day, every elected official and citizen of America will know that America cannot intervene in our lives, in our countries, with impunity.
Bugünden sonra, seçilen her devlet görevlisi ve her vatandaş Amerika'nın hayatımıza ve ülkelerimize karışamayacağını bilecek.
No one touches me with impunity, sunshine.
Kimse bana cezasız dokunamaz.
Do you really think you something can get away with impunity?
Gerçekten bu yaptığının bedelini ödemeyeceğini mi sanıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]