In case you haven't heard translate Turkish
53 parallel translation
In case you haven't heard, I lost all my money and it was plenty.
Belki duymamışsınızdır. Bütün paramı kaybettim. Hem de bayağı.
That's real smart. Population control, Vic, in case you haven't heard of it.
Nüfus kontrolü, Vic, muhtemelen senin hiç duymadığın bir şey.
You know, the power's off on the mainland now, in case you haven't heard.
Belki haberiniz yoktur, ana kıtada artık elektirik yok...
Well, in case you haven't heard, Drac face, we legally annexed this star system.
Eğer duymadıysan Drac-surat, bu yıldız sistemini yasal olarak ele geçirdik.
In case you haven't heard, the yuppies are breeding like guppies in these parts.
Belki duymamışsındır bu çıvarda gençler balık gibi yürüyor.
In case you haven't heard, the Federation and the Klingon empire are allies.
Bak arkadaşım, belki duymamışsındır, Federasyon ile Klingon İmparatorluğu artık müttefikler.
In case you haven't heard, the war's over.
Belki haberin yok ama savaş bitti.
Clyde happens to be married, in case you haven't heard.
Clyde, evliliğe bir adım atmış, durumda, sen bilmiyorsun.
In case you haven't heard, my sister's a particularly hideous breed of loser.
Duymadıysan eğer, ablam tam bir süzme salak mendeburdur.
In case you haven't heard, the players'strike became official at 4 p.m. Eastern time.
Duymamış olanlar için söylüyorum. Oyuncuların grevi resmileşti doğu saatiyle saat 16 : 00'da.
In case you haven't heard, the latest disaster for the rest of the universe is that the United States is going to go to Mars.
duymamış olanlarınız için, Evren için en son facia şu ; Birleşik Devletler, Mars'a gidiyor.
In case you haven't heard, we're short on qualified teachers, money and supplies, which just causes us to lower our standards.
Belki bilmiyorsunuzdur. İyi öğretmen bulmak zordur. Bu da standartları düşürmemize neden oluyor.
In case you haven't heard, I'm the front-runner.
Eğer duymadıysan, en çok oy benim.
In case you haven't heard, there's a war on.
Bir ihtimal duymadıysanız, savaştayız.
In case you haven't heard, there's a war on.
Belki duymadınız ama şu anda savaştayız.
And in case you haven't heard, stress can give you a heart attack.
Duymamış olabilirsiniz ama stres kalp krizine yol açabilir.
Shua's been dead for years in case you haven't heard
Shua zaten yıllardır ölüydü
In case you haven't heard,
Duymamış olanlarınız için ;
You know, in case you haven't heard, he's kind of going through a hard time right about now.
Biliyor musun, eğer duymadım, haklı ya şimdi zor zamanlar geçiyor tür!
I am your mom, and we are very close, in case you haven't heard.
Ben annenim. Duymamış olabilirsin ama biz çok yakınız.
In case you haven't heard, the town has gone "Night of the Living Dead."
Henüz duymadın herhalde, kasaba yaşayan ölülerle dolu.
In case you haven't heard, my singing career is in the gutter.
Duydunuz mu bilmem ama, solistlik kariyerim sallantıda.
In case you haven't heard, you will soon enough, but the Wraiths are under attack.
Duymamış olabilirsiniz,.. ... eninde sonunda duyacaksınız, ama Wraith saldırı altında.
In case you haven't heard.
eğer duymadıysan...
Tell me about javier. Okay, in case you haven't heard, He's dead.
- Duymamış olabilirsin diye söylüyorum o herif öldü.
In case you haven't heard...
Duymama ihtimaline karşı...
In case you haven't heard picnics they usually take place outdoors.
Piknik dediğin genellikle dışarıda yapılır.
Um, in case you haven't heard, um, Miss Montenegro, I have, uh, work to do.
Duymamış olabilirsiniz Bayan Montenegro ama yapacak işlerim var.
In case you haven't heard, Lefty's erect member takes a sudden and dramatic turn to the east about midway up.
Bilmiyorsunuzdur diye söylüyorum, Lefty'nin penisi yarıya kadar kalktı mı aniden doğuya doğru dramatik bir dönüş yapıyor.
In case you haven't heard, the Coast Guard called off the search.
Duymadıysan tekrar edeyim, Sahil Güvenlik aramayı iptal etti.
Your future husband has quite a past, just in case you haven't heard.
Müstakbel kocanın hesabı kabarıktır. Duymadıysan haberin olsun.
There's a recession going on, in case you haven't heard.
Duymadın herhâlde ama şu sıralar piyasada duygunluk var.
I nearly got killed, Delko, in case you haven't heard.
Neredeyse öldürüyordum Delko. Demek bunu duymadın.
Case confidentiality is CIA policy, or haven't you heard?
Personel geçmişinin gizliliği CIA'in prensibidir yoksa hiç duymadın mı?
And, no, I haven't heard from my audition, in case you were wondering.
Ve hayır, seçmelerle ilgili hiçbir haber almadım merak ediyorsanız diye söylüyorum.
You betrayed me, and in case you haven't heard, I like to play dirty.
Siz bana ihanet ettiniz, ve duymamış olacaksınız, kirli oynamaktan hoşlanırım.
I'm never gonna get this job. In case you haven't heard, I'm a loser.
Duymadın mı, ben bir kaybedenim.
Are you nuts? In case you haven't heard, our friend across the street, Betty Young, just blew her brains out.
Duymamışsınızdır diye söyleyeyim, caddenin karşısındaki arkadaşımız, Betty Young, daha yeni beynini uçurdu.
And, anyway, the world will end soon enough, in case you haven't heard.
Zaten dünyanın sonuna yakında gelecek, eğer ki duymadıysan.
'Cause in case you haven't heard, I am not so good at turning the other cheek.
Çünkü duymadıysanız söyleyeyim, diğer yanağımı çevirme konusunda çok iyi değilimdir.
In case you haven't heard, this undertaking is being subsidized by the enormous teat of the federal government.
Hani duymadıysan diye söylüyorum bu işin içinde devasa miktarda kamu sübvansiyonu var.
In case you haven't heard, internal Affairs is investigating you.
Haberiniz var mı bilmiyorum ama İçişleri sizi soruşturuyor.
I'm here because my daughter Samantha's book is being published in case you haven't heard.
Belki bilmiyorsunuzdur ama burada olmamın sebebi kızım Samantha'nın kitabının basılmasıdır.
Just in case you haven't heard, Lady Lara Moneybags has been kidnapped after all.
Duruma bakılırsa henüz duymamışsın ama Bayan Lara "Para Çantası" kaçırıldı.
Stupid ice maker, in case you haven't heard, I hate the cold!
Aptal buz yapıcısı, şayet duymadıysan yine söylüyorum, soğuktan nefret ederim
In case you haven't heard, the man is...
- Durmadıysan diye, adam...
Oh, yeah? In case you haven't heard, couple weeks ago, the groundhog saw its shadow.
Eğer duymamış Ind durumda, Birkaç hafta önce, sıçanı gölgesini gördüm.
Now, in case you haven't heard, there's a pier being dedicated to us, the Rayburn family here, in a few days off the coast highway.
Şimdi, duymayanlar için söylüyoruz, bize ithaf edilmiş bir iskele var, buradaki Rayburn ailesine ithaf edilmiş. Bir kaç gün sonra açılacak sahil yolunda.
People of the cafeteria, in case you haven't heard, I didn't cook it.
Kafeterya halkı, duymadıysanız yemeği ben pişirmedim.
In case you haven't heard, Don Falcone ain't running things, baby.
Duymama ihtimaline karşı söylüyorum Don Falcone yönetmiyor işleri, bebeğim.
In case you haven't heard, the deal with PolyGram is off.
Henüz duymamış olanlarınız için, PolyGram anlaşması iptal oldu.