In front of all these people translate Turkish
137 parallel translation
Not in front of all these people!
Hayır, yapma. Bu kadar insanın önünde olmaz.
Dora, not in front of all these people!
Dora, bütün bu insanların önünde olmaz.
Uh, um, not in front of all these people. People?
- Bu kadar insan önünde hayır.
Don't make trouble in front of all these people.
İnsanların önünde olay çıkarmayın.
Not in front of all these people, dear.
İnsanların önünde olmaz, canım.
Loretta Castorini Clark... on my knees, in front of all these people... will you marry me?
Loretta Castorini Clark dizlerimin üstünde, tüm bu insanların önünde benimle evlenir misin?
In front of all these people, I'll marry you.
Bütün bu insanların önünde, seninle evlenirim.
In front of all these people?
Herkesin önünde mi?
You're making a scene in front of all these people.
Bu kadar insanın önünde rezalet çıkarıyorsun.
No, not in front of all these people, your honor.
Yo, yo, bu kadar insanın önünde olmaz, sayın yargıç. Hemen.
- You would, right here in front of all these people.
- Yaparsın, hem de tüm bu insanların hemen önünde.
In front of all these people?
Bunca insanın önünde mi?
How can you just walk around like that in front of all these people?
Tüm bu insanların önünde nasıl böyle dolaşabiliyorsun?
What's he gonna do to me in front of all these people?
Bu kadar insanın gözü önünde bana ne yapacak?
- Yeah, you're gonna beat me up in front of all these people?
- Evet, beni bu kadar insanın önünde dövecek misin?
I'II get down on my knees. I'II beg you in front of all these people.
Diz çöktüm ve insanların önünde, sana yalvarıyorum.
- Not in front of all these people. - Come on, come on.
- Bu kadar insanın içinde olmaz.
In front of all these people, I had a solo.
Tüm bu insanların önünde, solo yaptım.
I'll thrash you soundly in front of all these people and make you an example.
Seni insanların içinde dövüp... herkese ibret edeceğim.
embarrass me horribly in front of all these people?
tüm bu insanların önünde çok kötü utandırmayı isteyip istemediğini?
Mom, you're embarrassing me. In front of all these people? Don't you know I'm a big kid now?
Anne, beni utandırıyorsun İnsanların önünde böyle yapılır mı?
Take out your gun in front of all these people here. Put one right between my eyes.
Çıkar silahını ve bütün bu insanların gözünün önünde çekip alnımın tam ortasından vur beni.
It's just the idea of being naked in front of all these people.
Tek sorun bu kadar insanın önünde çıplak olma fikri.
Even though you're alone in front of all these people.
Bütün bu insanların önünde yanlız olmana rağmen..
Why do you embarrass me in front of all these people?
Neden beni bu insanların önünde utandırıyorsun?
At least in front of all these people, who don't deserve this one bit.
En azından bunu hak etmeyen bunca insanın önünde yapma.
But you don't want to use your powers in front of all these people, do you?
Ama bütün bu insanların önünde güçlerini kullanmak istemezsin, değil mi?
Listen, I don't think Malek's gonna attack in front of all these people.
Dinle, Malek'in bu kadar insan önünde saldıracağını sanmıyorum.
You have to kiss me in front of all these people!
Herkesin önünde beni öpmelisin.
You're gonna get up onstage in front of all these people?
Tüm bu insanların önünde sahnede mi olacaksın?
Who would risk a murder like this... in front of all these people in broad daylight?
Kim bunca insanın önünde güpegündüz cinayet işlemeye cesaret edebilir ki?
I can't sing in front of all these people.
Tüm bu insanların önünde söyleyemem.
In front of all these people?
Tüm bu insanların önünde mi?
I have to stand up in front of all these people.
Tüm o insanların karşısında durmam gerekiyor.
Just don't go cryin'to mama when I spank you in front of all these people.
Bu insanların önünde seni tokatladığımda annene ağlama.
Right here, in front of all these people
Şu anda, bütün bu insanların önünde.
Don't make me tell you in front of all these people.
İnsanların içinde söyletme beni.
No, you don't understand, I can't sing in front of all these people.
Hayır, anlamıyorsun, Bütün bu insanların önünde şarkı söyleyemem.
In front of all these people...
İnsanların önünde...
She wouldn't dare. Not in front of all these people.
O değil, bu insanların önünde cesaret olmaz.
Oh George, I'm so sorry he humiliated you in front of all these people.
Oh George, çok üzgünüm, seni o kadar insan içinde rezil etti.
- In front of all these people?
- Bu kadar insanın önünde mi?
I've embarrassed myself in front of all these people.
Bu kadar insanın önünde kendimi rezil ettim.
So I think you ought to walk out of here before you embarrass yourself in front of all these people.
Bu yüzden, bu insanların karşısında kendini utandırmak istemiyorsan, çık git.
Going to shoot me in front of all these people?
Bu insanların önünde beni vuracak mısın?
48 stone in front of all these people, Donna.
Tüm bu insanların karşısında tam 300 kilo, Donna!
Don't make me smack you in front of all these people.
Bunca insanın önünde dayak yeme benden.
Don't light a cigarette in front of all these church people!
Kilisedeki insanların karşısında sigara içme.
And so we were very optimistic about his chances... until we walked into the courtroom... and here were all these people standing in front of the bench.
Bu yüzden oldukça iyimserdik ta ki mahkeme salonuna girip kürsünün önünde dikilen o 3 kişiyi görene dek.
If you could go in front of these people and do your miracles, they'll all see that David Blaine isn't so special.
Eğer bu insanların karşısına çıkıp mucizlerinizi gösterirseniz herkes David Blaine'in özel olmadığını anlayacaktır.
How about instead of your shoes, I give you a standard - issue beat-down in front of all these nice people, huh?
Ayakkabılarının yerine, bu güzel insanların önünde sana seri üretilmiş bir dayak atsam nasıl olur?