In march translate Turkish
1,350 parallel translation
In March 1949,
1949 yılının Mart ayında
In March 1953, the communist world mourned the death of Stalin.
1953 yılının mart ayında, komünist dünyası stalin'in ölümünün yasını tuttu.
In March, Marshall met Soviet Foreign Minister Molotov at a meeting in Moscow.
Mart ayında, Marshall moskova toplantısında dışişleri bakanı Sovyet Molotov ile görüştü.
In March, we identified the man we believed responsible for bombing the army barracks last year.
Mart ayında, geçen yılki ordu barakalarının bombalanmasından sorumlu olan adamı bulduğumuza inanıyorduk.
Iwas eight years old, living in Lahore in March of 1947, when the British Empire in India started to collapse.
Hindistan'daki İngiliz İmparatorluğu'nun çökmeye başladığı Mart 1947'de sekiz yaşındaydım ve Lahore'da yaşıyordum.
Town Meeting's in March, this is February... now get the hell out!
Meclis toplantısı Mart'ta, şu an Şubat'tayız. Şimdi defol git buradan!
Brady practically killed himself with a bunch of fireworks in March.
Brady Mart ayında, maytaplarla az kalsın kendini öldürüyordu.
But in March of 1995 he would leave baseball and return to Chicago.
Ancak 1995 martında, beysbolu bırakacak... ve Chicago'ya dönecekti.
That was in March? Yes.
- Aylardan, marttı.
- How can it be this cold in March? - Yeah.
- Mart'ta nasıl bu kadar soğuk olabilir?
I was in eighth grade, it was in March and I came home and I put my sneakers on and I had a fluffanutter.
8. sınıftaydım. Marttı, eve geldim,.. ... terlik giydim.
In March of 1945, Hitler intended, deliberately to destroy the means of life for his own people if the war were lost.
Tam tersi. Bana sağladığı her işçi için Sauckel'e minnettarım. İşçi sıkıntısı yüzünden, üretim kotamızı dolduramadığımızda, hep Sauckel'i suçlamışımdır.
In March, 1938 German troops entered Austria and without firing a single shot annexed the country to the Reich.
1938'in mart ayında Alman birlikleri Avusturya'ya girdi ve bir tek kurşun bile sıkmadan ülkeyi Reich'a ilhak ettiler.
" My soul is like a willow in March
" Ruhum, Mart ayındaki bir söğüt gibi
To celebrate the 35th Anniversary of the People's Republic of China the armed forces will salute Deng Xiaoping in march-past...
Çin Halk Cumhuriyeti'nin 35. kuruluş yıldönümünü kutlamak için ordu güçleri geçit töreninde Deng Şiaoping'e * selam duracak...
Soon after, President Ronald Reagan announced the Strategic Defense Initiative in March 1983.
Kısa süre sonra, 1983 yılının Mart ayında, Başkan Ronald Reagan Stratejik Savunma Girişimi'nin başlatıldığını duyurdu.
Entered the Phakic Lens trial in March.
Kalıcı lens ameliyatına Mart'ta girmiş.
28th of March, you and your group spent the night in this deserted exhibition hall
Mart 28'de, sen ve timin
Join community and religious leaders in a march to protest...
Dini liderler ve topluluklar bir araya gelsin. Protesto yürüyüşü yapalım.
" The night of the dead the dead march in.
" Ölüler gecesinde, ölüler yürüyecek.
I have tried to march in the slayer pride parade, but... I don't want you to die.
Avcı annesi olmakla gururlanmaya çalıştım ama ölmeni istemiyorum.
Convicted March 1 0,'88, sexual abuse in the second degree.
Mahkûmiyet Tarihi, 10 Mart'88, ikinci dereceden cinsel taciz.
You will now all march in an orderly fashion into this trailer.
Şimdi hepiniz düzenli bir şekilde bu tırın içine yürüyün.
By orders of the cease-fire signed in Safwan, March 3rd the United States military hereby confiscates all materials stolen by Iraq from the state of lKuwait.
3 Mart günü Safvan'da imzalanan ateşkes uyarınca Birleşik Devletler Ordusu Irak'ın Kuveyt'ten çaldığı herşeye el koyuyor.
And they march in the, you know, parade.
Sonra yürüyüşlere de katılıyorlar.
You think if you have no loats we won't do drag cos we can't march in heels.
Geçit arabası olmazsa kostümlerimizi giymeyeceğimizi düşünüyorsunuz.
We can march to Lake Titicaca and back in stilettos. So don't.
Biz stilettolarla Titicaca Gölü'ne kadar gidip geri döneriz.
Seventeen-year-old Sydney Barringer... in the city of Los Angeles on March 23, 1958.
Başkan Dr. John Harper'ın anlattığı hikaye... basit bir intihar girişimiyle başlıyordu... 23 Mart 1958'de Los Angeles'da... 17 yaşındaki Sydney Barringer...
David Silberstein, son of Jakub Silberstein... and Sosha, daughter of Mr. Klein... were married on March 10, 1939.
David Silberstein, Jakub Silberstein oğlu... ve Sosha, Bay Klein'in kızı... 10 Mart 1939 günü evlendiler.
You expect to march in whenever and have me service your knee pit? Yes.
Ling, istediğin zafflah içeri girip, sana diz servisi yapmamı mı bekliyorsun?
We both know that I could march in an army of attorneys.
Buraya bir avukat... -... ordusu da gönderebilirdim.
- You will march into Mr Daniels'office and tell him that he will be held personally responsible should anything go wrong during this operation.
- Bay Daniels'in ofisine gideceksin ve ameliyat sırasında ters gidebilecek şeylerden onun sorumlu tutulabileceğini söyleyeceksin.
They'd be better off letting the British march through.
İngilizler'in ilerlemesine izin verseler daha iyi.
Carver will strictly be cheering in Special Olympics until March. Nationals are February 10th.
Mart ayına kadar tedavi görecek.
Herr Sauckel, from March, 1942, you were in charge of procuring labor for the war effort. ls that right? Ja.
Yahudi tüccarların özgür mason locası sürekli olarak Alman ekonomisini ve anayurdun milli yapısını alttan mayınlamıştır.
OK. We untie him, we clean him up and we march him out of here with a gun in his back.
Tamam, onu çözeriz, yüzünü temizleriz, sırtına silah dayayarak dışarı çıkartırız.
In the... fall, I think. March of last year.
Geçen yıl mart ayında gelmişsin.
This march took place in Century City, Los Angeles, in 1990.
Bu gösteri yürüyüşü 1990'da Los Angeles'ta yapılmıştı.
But she is with us in spirit, because Sicilian women... with their hardships, with their sacrifices, march shoulder to shoulder with Fighting men!
Ancak ruhu bizimle zira Sicilya kadınları.. dayanıklıIıkları, fedakarlıkları ile savaşan erkeklerle omuz omuza yürürler.
- Shut up, bitch, and march in the car.
- Kes sesini sürtük, bin arabaya.
All we gotta do is grab two screws... knives to their throats, take their keys, march them up to the scullery... lock them in the scullery.
Iki nobetciyi etkisiz hale getirmek gerek, Bicakla tehdit etmek, anahtarlari almak ve onlari arka mutfaga kapatmak lazim.
"March 27," "Pere Duchene" "writes :" " " "... a recipe against returning traitors, " " " "... in use at the time...
Bu da başka bir hikâye diyorum, çünkü beni asıl etkileyen şey Komün'ün başarısız olduğu konular üzerinden yepyeni yollar açıp fikirler üretmesi.
April 3, very early in the morning, the Guard are preparing to march on Versailles.
Bilmiyorum kısacası... Aynı zamanda merkezi iktidarda da yeri var mıdır, yok mudur.
On March 1 8, 1 996, "350" "illegal aliens" "from a Montreuil hostel" occupy St.
Paris'in özgürlük mücadelesinde asli rol oynadığını Tarih yazacaktır.
However, in lamenting these painful losses, I consider the sublime future of our children, and even if we do not reap what we have sown... I will still salute with enthusiasm the revolution of March 1 8... which brought to France and Europe
Onların çocuklarıyla karşı karşıya gelmek durumunda kalacaklardı. "Francinet bir başına kaldığında," ... her şeyi enine boyuna düşündü, "
March 25, 1998, the cafe called'Morning'located in Youido.
25 Mart 1998'de, Youido'da, "Morning" adındaki bir kafede.
Convicted March 15th, 2000 ; Illegal possession and sale of firearms, murder in the first degree.
Mahkûmiyet Tarihi 15 Mart 2000, yasadışı silah bulundurmak ve satmak, birinci dereceden cinayet.
Convicted March 22nd, 2000 ; murder in the second degree.
Mahkûmiyet Tarihi 22 Mart 2000, ikinci dereceden cinayet.
Patrick Keenan ; convicted March 25, 2000 ; assault in the first degree, rape.
Patrick Keenan, Mahkûmiyet Tarihi 25 Mart 2000, birinci dereceden saldırı, tecavüz.
These men were killed in January, March and May of'98.
Üçünün ölüm tarihleri Ocak, Mart ve Mayıs 98.
In fact, the Red Forman I know would march right down there and fight for it.
Ve benim bildiğim Red Forman, oraya gider ve o iş için savaşır.