In poland translate Turkish
608 parallel translation
At 20, he was decorated in Poland for conspicuous gallantry in action.
20 yaşında Polonya'da dikkat çekici cesaretinden dolayı ödüllendirildi.
If you stay on in Poland you can't possibly go on with your studies.
Polonya'da kalırsan çalışmalarına devam etmen mümkün olmaz.
What do you do in Poland, anyway?
Polonyo'da ne yapıyordun?
Oct. 3, 1906, detained in Poland Feb. 4, 1928.
Turin doğumlu. 3 Ekim 1906. 4 Şubat 1928'de Polonya'da tutuklandı.
I understand you are now protecting my estates and all of my possessions in Poland.
Şu an Polonya'da bulunan arazilerimi ve mülkümü koruyorsunuz anladığım kadarıyla.
- Warsaw is a city in Poland.
- Varşova Polonya'da bir şehir.
She was, in those years, the most important criminal in Poland.
O yıllarda Polonya'nın en büyük suçlusuydu.
Where? In Poland.
- Nerede?
You see, the Colonel and I come from the same village in Poland, you know.
Albay ve ben Polonya'da aynı köydeniz.
In Poland, no.
Polonya'da değil.
When Colonel escape from prison camp in Poland,
Albay, Polonya'daki kamptan kaçtığında,
Where in Poland?
Polonya'nın neresinden?
.. what awaits us in poland.
.. Polonyada bizi ne bekliyor.
A village in poland
Polonyada bir köy
My colleague says... in Poland they have prison camps for people who won't work.
Meslektaşım diyor ki.. .. Polonya'da, iş yapmayanlar için bir esir kampı var.
If you were to disobey, you would be severely punished and sent to a fortress in Poland.
En ağır cezaya çarptırılacaktır... Polonya'da, toplama kamplarına gönderilecektir.
You know what they have in Poland besides Poles?
Polonyada, Polonyalılardan başka neler vardır biliyormusun?
I was by your side in Poland, France, Crimea.
Polonya, Fransa, Kırım'da yanınızdaydım.
He builds factories in Romania, in Poland, while destroying the factories in Hanoi.
Romanya ve Polonya'da fabrikalar kuruyor. İmdat! Halbuki Hanoy'daki fabrikaları bombalayıp yıkıyor.
I was given this watch in Poland.
Bana bu saat Polonya'da verildi.
Explain to me how a man in Poland had a watch showing English time... when there's one hour's difference!
Bana açıklar mısın, arada bir saat fark varken, nasıl olur da Polonya'daki... bir adamın İngiltere saatine göre ayarlanmış bir saati olur!
Once in Italy with a Swedish girl, once in Poland with an English girl.
İtalya'da İsveçli bir kızla. Polonya'da İngiliz bir kızla.
It took two weeks in Poland.
Polonya'da iki hafta sürdü.
I travelled often to the Popular Democracies and had contacts with Domoulka in Poland and in Yugoslavia with Tito and his fascists.
Halk demokrasisiyle yönetilen yerlere sık sık gidiyordum. Polonya'da Domoulka'yla Yugoslavya'da Tito ve faşistleriyle Macaristan'da Rajk'la ve Bulgaristan'da Kosto'yla temaslarım oluyordu.
in Poland.
Polonya'da.
Whether abroad or in poland, my only thought was that I was defending poland,
Polonya içinde veya dışında, aklımda bulunan tek şey "Polonya'yı savunuyorum." olurdu.
The Tsar is at the hunting lodge in Poland.
Çar Polonya'da av köşkünde...
But if I were certain that Poland would be revived in the form of a medieval state,
Ancak, eğer Polonya yeniden bir ortaçağ devleti olarak canlanacaksa,
Any day now, Poland may provoke us into invading her in self-defense.
Savunmasına müdahale etmemiz için Polonya her an bizi tahrik edebilir.
We shall take Poland, and no nation in Europe will dare to raise a hand.
Polonya'yı alırız ve Avrupa'daki hiç bir ulus elini kıpırdatamaz.
We're in Warsaw, the capital of Poland.
Varşova'da, Polonya'nın başkentindeyiz.
My people are fortunately out of Poland... but there is someone in Warsaw.
- Evet. Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
The British ambassador in Berlin handed to the German government a final note stating that unless we heard that they were preparing at once to withdraw their troops from poland, a state of war would exist between us.
Berlin'deki İngiliz büyük elçisinin Alman hükümetine verdiği son notada Polonya'daki birliklerini derhal çekmeye hazırlandıklarını duymadığımız takdirde, aramızda bir savaş durumu doğacağı belirtiliyor.
David said they'd been in Czechoslovakia, Denmark, Poland, France and Switzerland.
David onların Çekoslovakya, Danimarka, Polonya, Fransa ve İsviçre'de bulunduklarını söyledi.
You know how I gathered and destroyed every single item in Germany and Poland that might have served as a clue to my identity.
Almanya'da ve Polonya'da kimliğimi ele verebilecek herşeyi yok etmeyi başardım.
That's what they learned in Spain and Poland, what we're learning now.
İspanya ve Polonya'dakilerin öğrendiklerini öğrenme sırası bize geldi şimdi.
God in his wisdom decreed that Lithuania, Poland and the Baltic States should serve as the outposts of Europe, in order that the civilized nations of the West might be protected from the Muscovite barbarians.
Litvanya, Polonya ve Livonya'nın ; barbar Moskovalıların, modern Avrupalı ailelerin içine sızmasını engellemek gibi kutsal bir görevi var. Orası Avrupa'nın sınır karakoludur.
The aforementioned boyars having been in communication with the king of Poland, with the aim of submitting to foreign domination.
Söz konusu bu boyarlar, Rus topraklarını yabancıların buruğuna teslim etmek için, Polonya kralı ile görüşerek anlaşmışlardır.
Poland, shots, screams in the night.
Polonya, silah sesleri, gecenin içindeki çığlıklar.
Lieutenant, you must be aware that the only option left to you in a Poland such as this is to fight.
Teğmen, şunu anlamalısın ki böyle bir Polonya'da... sana kalan tek seçenek mücadele etmektir.
Poland has blown up in our faces.
Polonya elimizde patladı.
In September, we were shipped to Poland.
Eylül ayında Polonya'ya gönderildik.
It was my wish, my fair Olinska... to present to thee my homage, but ancient custom does not permit... a Palatine of Poland to offer his vows in person... till after a solemn ceremony.
Dileğim, güzel Olinska... size biatimi sunmaktı, ama kadim gelenekler... bir Polonya hükümdarının dini tören yapılmadan... evlilik yemini yapmasına izin vermiyor.
Four years ago, my panzers overran Poland in one week.
Dört yıl önce, panzerlerim bir haftada Polonya'yı yerle bir etti.
This certainly is not the German army that conquered Poland, Norway and France in under one year of war.
Bir yıldan daha kısa sürede Polonya'yı Norveç'i, Fransa'yı alan Alman ordusu sanki bu değil.
This is Wehrmacht's radio unit assigned to the Reich's general government of Poland.
Burası Reich'in merk ezi hükümetine bağlı Wehrmacht radyo birimi.
It is in any case wonderful that one should expect German musicians to be capable of performing all kinds of music, from Italy or France, England or Poland, just as the virtuosi for whom it is written,
Bu eserler, onları yazanlar ve onlara çalışmış kişilerce neredeyse ezbere bilinip, Alman müzisyenlerin her türlü müziği yapmaya yetenekli olduğunun
In Geneva, officials of the central clearing banks met with Herr Voleschtadt of Poland to discuss non-returnable loans on a 12-year trust basis for the construction of a new zinc-treating works in the Omsk area of Krakow, near the Gulistan border.
Cenevre'de, merkez bankası görevlileri Polonya'dan Herr Voleschtadt ile Krakov'un Omsk bölgesinde, Gülistan sınırında yeni bir çinko işleme tesisi için 12 yıl vadeli iadesiz kredi konusunu görüştü.
Its capital punishment represents of thousand of others in the Poland, in Russia, the Birmânia, China. . in a world in war.
Bu kasabada ölenler, Polonya'da, Rusya'da Burma'da, Çin'de yani savaşta ölen milyonları temsil ediyorlar.
In August, Great-Britain promised to fight if the Poland was attacked.
Ağustos ayında, İngiltere herhangi bir çatışma anında Polonya yanında yer alacağını deklare etti.
The plan of Hitler was to make to disappear the Poland of the map.
Hitler'in planı, Polonya'yı haritadan silmekti.