In the eyes of the law translate Turkish
102 parallel translation
I need not remind you that in the eyes of the law, men and women are equal.
Hatırlatmama gerek yok. Yasaların gözünde kadınlar ve erkekler eşittir.
Needless to say, in the eyes of the law, men and women are equal.
Söylemeye gerek yok ama, kanun nazarında kadın erkek eşittir.
He did all that in the eyes of the law.
Kanunların nazarında bunların hepsini yaptı.
In the eyes of the law, she's a dangerous woman.
Kanunun gözünde, o tehlikeli bir kadın.
In the eyes of the law, he is a man.
Yasanın gözünde, o bir yetişkin.
If Anthony Aposto did not know what he was doing, then he'd be innocent in the eyes of the law, wouldn't he?
Anthony Aposto ne yaptığını bilmiyor olsaydı o zaman yasalar önünde masum olurdu, değil mi?
Five seconds in the eyes of the law.
Hukukun nazarında beş saniye geçmiştir.
My dear boys, we'll have to determine your standing in the eyes of the law.
Sevgili evlatlarım, sizin kanun önündeki durumunuzu tespit etmemiz lâzım.
In the eyes of the law, a man is innocent until proven guilty and all that.
Bir insan suçu kanıtlanana kadar kanunun gözünde masumdur, o kadar.
No excuse. In the eyes of the law you are the more guilty of the two.
Yasalara göre suç asıl sizde.
If management is a majority owner, the codirector, even if he owns a small minority of stock, is a majority owner in the eyes of the law.
Yönetim, hisselerin çoğunluğunu elinde bulunduruyor diyelim. Yönetici Yardımcısı, elinde ufak bir hissesi olsa dahi kanunlar önünde maliklerden biri oluyor.
Well as in the eyes of the law it was plain homicide.
- Kanunlara göre bu kasten adam öldürmektir!
Well as in the eyes of the law it was plain homicide.
Kanunlara göre bu kasten adam öldürmektir!
- I've told him he no longer has anyone to fear. In the eyes of the law, Michael Long is legally dead, and we haven't done anything wrong.
Resmi olarak Michael Long ölü olduğundan artık korkacağı kimse olmadığını.
And if a rib was broken then in the eyes of the law
Kırık çıkık raporu da işe yarayacaktır.
They all want equal treatment in the eyes of the law.
Mahkemelerde eşitlik istiyorlar.
I tried to prove blacks could get a fair trial in the South that we are all equal in the eyes of the law.
Güneyde de siyahların adilce yargılanabileceklerini... hepimizin yasanın gözünde eşit olduğunu kanıtlamaya çalıştım.
In the eyes of the law, you are still a convicted felon.
Yasalar çerçevesinde hala suçu onanmış bir hükümlüsün.
* It's right in the eyes of the law *
* Yanlış değil kanunlar karşısında *
We're still criminals in the eyes of the law.
Biz hala kanunun gözünde suçluyuz.
Five seconds in the eyes of the law.
Kanunun gözünde beş saniye oldu.
But in the eyes of the law, Joe is responsible for his own actions... and this time, he's gonna have to stand on his own two feet.
Memur Garvey geldi ama gitmesi gerekti. Zaten pek eğlenceli biri değildi.
Look, I know that in the eyes of the law he's a... A...
Bak, adamın kanuna göre bir...
Not in the eyes of the law.
- Adaletin gözünde değilim.
You're telling me that in the eyes of the law, Jaz Hoyt's life is worth preserving and my brother's isn't?
Bana, yasanın gözünde Jaz Hoyt'un hayatının kardeşiminkinden daha değerli olduğunu mu söylüyorsun?
I know, it's unbelievable, but in the eyes of the law he is Cyril's guardian.
Biliyorum, inanılmaz, ama kanuna göre Cyril'ın koruyucusu.
He's already dead in the eyes of the law.
Kanunen zaten ölü biri.
So in the eyes of the law, you have no legal anything to do with my grandchildren who are on the way. Right.
Bu yüzden doğacak torunlarım üzerinde kanunlar önünde hiç bir hukuki hakkın yok.
In the eyes of the law, we cannot judge someone who is insane.
Hukuk açısından, akıl hastası birini yargılayamayız.
murderer and accomplice are equally guilty in the eyes of the law.
Katil ve suç ortağının suçları yargının gözünde eşittir.
Bad news is statutory rape is still rape in the eyes of the law.
Kötü haber, yasal açıdan tecavüzün hukuksal açıdan hala tecavüz olmasıdır.
This is Texas. In the eyes of the law, you might as well have shot them yourself.
Burası Teksas ve senin bu yaptığını insanlar kendilerine yapılmış olarak görüyor.
Ain't got no father in the eyes of the law. Neither did you have no mother.
Kanun önünde ne bir baban ne de bir annen var.
In the eyes of the law, I'm an innocent man.
Kanuna göre ben masum bir adamım.
So, in the eyes of the law, he's never killed anyone.
Bu yüzden yasalar önünde, asla kimseyi öldürmedi.
Makes no difference in the eyes of the law.
- Kanun önünde bir önemi yok.
In the eyes of the law, you will be free of him.
Yasaların indinde, ondan kurtulmuş olursun.
Our love has been legitimized in the eyes of the law, but we can't transform society.
Aşkımız hukuk önünde onaylandı ama toplumu değiştiremeyiz.
In the eyes of the law that is child abuse.
Kanunlara göre bu çocuk istismarıdır.
In the eyes of the law, you have to give your properties to the parents of that child.
Kanunlara göre mallarını çocuğun ailesine vermek zorunda kalırdın.
Can you believe it? He told my lawyer that the guard got shot, and therefore, in the eyes of the law, I was just as responsible as the guy who shot him.
Avukatıma, korumanın vurulduğunu bu nedenle kanunlar çerçevesinde onu vuran kadar suçlu olduğumu söyleyişine inanabiliyor musunuz?
In the eyes of the law, there's nothing worse than a cop killer.
Kanunun gözünde polis katilinden daha berbat bir şey yoktur.
- not me. - Not in the eyes of the law.
- Avukatların gözünde öyle değil.
But in the eyes of the law... The Radcliffs are Emily's parents.
Ama kanunun gözünde Emily'nin ailesi Radcliff'ler...
But in the eyes of the law right now, you're still an innocent man.
Ancak şunu belirtmek isterim ki, kanunlar hala senden yana. Hala masum biri sayılırsın.
Having identical privileges, rights and status in the eyes of society and the law.
Aynı ayrıcalıklara sahip olmak, toplum ve yasalar açısından aynı hak ve durama sahip olmak.
The very things that other people take for granted are given to them under the law, all men and women were created equal in the eyes of my God.
icin bugun burda toplandik... yasalar kadin ve erkek vardir diyor tanri beni sizlerle esit yaratti.
She looked me directly in the eye... the way I've looked in the eyes of a thousand customs officials... government bureaucrats and law enforcement agents.
Tıpkı benim binlerce gümrük memurunun, hükûmet bürokratlarının ve kanun koruyucuların, gözlerine bakışım gibi doğruca gözlerimin içine baktı.
they say everyone is born equal in the eyes of law.
Kanunlara göre herkesin eşit olarak dünyaya geldiği söylenir.
In the eyes of God and the law.
Tanrı'nın ve kanunların huzurunda.
All illegals are equal in the eyes of the law.
Kanunun gözünde tüm şuçlular eşittir.