Inbred translate Turkish
185 parallel translation
And I'm the result of the twisted eugenics Of this family of inbred schizophrenics
Ve ben karışık genetiğinin sonucuyum... doğuştan şizofren bu ailenin.
We have one of the oldest bloodlines in Europe and one of the most inbred.
Avrupa'daki en eski soylardan biriyiz. Ve de ünlülerinden biri.
You, descendant of inbred generations of incestuous mental defectives... -... how dare you call anyone barbarian. - Barbarian!
Zihin özürlü ensest ilişkilerle süregelen kuşakların soyundan olan siz, ne cesaretle bana barbar dersiniz.
Someone who will bring a naiveté to our little inbred circle.
Projemize saflık getirecek biri gerek.
Because you're somewhat isolated, you're somewhat inbred. Full-blooded.
Çünkü burası izole edilmiş, kapalı bir topluluksunuz.
Come on, the moment that collection of inbred mutants you call your relatives heard you were sick, they'll have sent you a hamper the size of Westminster Abbey.
- Günaydın köylü. - Günaydın Prens Edmund. - Günaydın köylü.
When I see you, I'll try not to laugh in your inbred face.
Seni görünce, aptal suratına karşı gülmemeye çalışırım.
They're all inbred.
Hepsi onların işi.
Come on, the moment that collection of inbred mutants you call your relatives heard you were sick, they'll have sent you a hamper the size of Westminster Abbey.
Haydi ama,'akrabalarım'dediğin o hayvan dölü mutantlar hasta olduğunu duyar duymaz, Westminster Manastırı büyüklüğünde bir sepet göndermişlerdir.
My family is not inbred!
Benim ailem'hayvan dölü'falan değil!
I wanna look him straight in the eye and tell him what a cheap, lying, no good, rotten, four-flushing low-life, snake-licking, dirt-eating, inbred, overstuffed ignorant, bloodsucking, dog-kissing, brainless, dickless, hopeless heartless, fat-assed, bug-eyed, stiff-legged, spotty-lipped worm-headed sack of monkey shit he is!
Gözlerinin içine bakıp, ona nasıl bir..... cimri, yalancı, bir işe yaramaz, kokuşmuş, düzenbaz..... aşağılık, sinsi, bok yiyen, piç kurusu, şişko..... cahil, kan emici, köpek öpücü, beyinsiz, ödlek, umutsuz, kalpsiz... .. kıçı büyük, patlak gözlü, çarpık bacaklı, yamuk dudaklı..... solucan beyinli bir bok torbası olduğunu söylemek istiyorum!
- Then you get into that whole inbred thing.
- Sonrasında bu akraba evliliği şuna yol açar.
You sit around twisting the facts to suit your... inbred theories.
Burada oturup ; kendi dogmalarınıza.. uyması için gerçekleri saptırıyorsunuz.
Under the heading, "Isn't That Bizarre?" today's story comes from New Mexico where an inbred, insane family, a man with two wives and three sons held up a group of tourists.
Bugünkü tuhaf haberimiz New Mexico'dan geliyor. Bir adam, iki karısı ve üç oğlundan meydana gelen doğuştan deli bir aile turist grubunu soymuş.
The Klan's here, they're inbred, they sleep with their sisters.
Irkçılık, yakın akraba evliliği, kız kardeşiyle yatmak burada.
You rustic, nose-picking, inbred yokels!
Köylü, burun karıştıran, doğuştan kırolar!
You've got that skeevy inbred look.
Sende özürlü cins köpek görünüşü var.
I'm just an inbred washout.
Ben cins bir yüz karasıyım.
Just a sad, pathetic, useless, illiterate piece of inbred shit.
Sedece üzgün, acınacak durumda, gereksiz, cahil ve oluşundan bir bok parçası.
' You're just an ignorant, inbred tumbIeweed hick!
Sen sadece talihsiz, cahil taşralı bir ahmaksın!
What brings you uptown to our little inbred soirée?
Seni böylesine ender bir geceye çeken ne oldu?
Who's the ugliest, most inbred, country son of a bitch here?
Bu böIgenin en pu t, en pis herifi kim?
Bunch of inbred trailer trash?
Cahil, seviyesiz bir grup salak mı?
Hobnail truck-driving Old-fashioned hayseed inbred
Kamyonların olduğu eski moda köylü dolu
Fuckin'inbred oaf.
Odun oğlu odun.
At least they're not friggin inbred like them monstrosities.
Benim oğullarım melez olabilirler ama en azından senin kızların gibi yaratık kırması değiller!
Pedigree dogs are all inbred, you take their grandmother and nephew...
Cins köpekler aynı soyun dölünden gelir, büyük annesini ve yeğenini alırsınız...
That's rich. He's so inbred, he can barely stand up.
Akraba nesilden olduğu için ayakta bile duramıyor.
Why didn't I listen to those inbred hicks?
Şu doğuştan köylülere niye kulak vermediysem?
You inbred retard.
İşleri geciktiriyorsun.
Manna from inbred heaven.
Akraba evliliği cennetinden bir meyva.
As for the people in this country, too many redneck, inbred idiots.
Bu ülkenin insanları arasında çok fazla cahil, doğuştan aptal var.
They were inbred for so long, they're untrainable.
Uzun zamandır kendi içlerinde çiftleşiyorlar, eğitilemezler.
- Inbred baboon.
Ronnie Dobbs
He will use you up and marry some inbred Darien Frau who will beget him all the towheaded brats he can afford.
Seni kullanacak ve çoktan karar verilmiş Darien Frau'yla evlenip bakabildiği kadar p * ç kurusu yapacak.
Bet you think this shit is funny, Billy Bob. Inbred motherfucker.
Eminim bunun komik olduğunu düşünüyorsundur Billy Bob.
The independents were a bunch of cowardly, inbred piss pots.
Bağımsızlar bir avuç korkaktı, doğuştan kendi kaplarına işerler.
By accident, you inbred dung head He tossed me out first
Kazayla oldu seni salak, önce beni attı.
The independents were a bunch of cowardly, inbred piss pots.
Bağımsızlar bir alay aynı soydan gelen korkak aşağılıktı.
God damn inbred mother fuckers.
Lanet olası akraba evliliğinden olma orospu çocukları.
That inbred antiquated old cow
Yakın akraba evliliğinden doğan o yaşlı antika inek mi?
Come here with all of the natural, inbred lust in you.
Gel buraya... içindeki tüm doğal, ensest şehvetinle gel
I mean, all the relationships are inbred.
Yani, tüm ilişkiler doğuştandır.
Either one of you inbred country fucks... knows where my woman is... better tell me now.
Siz iki köylü pislikten biri kadınımın nerede olduğunu biliyorsa bana söylese iyi olur.
You inbred! Inbred!
Seni pislik!
Someplace I've heard of or one of those inbred state schools no one's heard of?
Duyduğum bir yer mi? Yoksa hiç duyulmamış bir devlet okulu mu?
It's such an inbred family. It's...
Akrabalar arası evlilik yapan bir aile...
Some guy. Some inbred sucker walks around all day, just...
- Bütün bir gün boyunca gezinip tıkınanlar...
You know Meredith is inbred?
Meredith aile mesleğini yapıyor.
My family is not inbred!
- Günaydın Prens Edmund. - Günaydın köylü.
- You're an inbred throwback...
Evet, sen nesin?