English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Incalculable

Incalculable translate Turkish

67 parallel translation
Like I've always said, love is strange and incalculable thing.
Her zaman dediğim gibi ; aşk, tuhaftır ve sürprizlerle doludur.
The Secretary of State as well as all other Ministers opine that this amnesty would pose new and incalculable danger for Austria.
Savunma Bakanıyla birlikte tüm diğer Bakanlar böyle bir af ilânının Avusturya için yeni bir tehlike yaratacağı düşüncesindeler.
General, I'm convinced that these tours of yours... have an incalculable effect upon the morale of these men.
General, bu gezilerinizin adamların morali... üzerinde çok olumlu bir etkisi var.
The pantologic value here is incalculable.
Tüm bilimler için değeri hesaplanamaz.
So many ifs it's incalculable. But possible.
Sayısız "eğer" var.
but as an example to the whole public service incalculable.
Ama tüm kamuya örnek olacağınız düşünülürse, toplamda çok tasarruf edilmiş olur.
The loss was incalculable.
Kayıp hesaplanamaz boyuttaydı..
In spite of the fact, that you have insulted Her Excellence very much and your behavior has caused incalculable losses to our power lines, we want to give you the last chance.
Ekselanslarına çok büyük hakaret etmiş olmanıza, ve elektrik sistemimize büyük zararlar vermiş olmanıza rağmen Size son bir şans daha vermek istiyoruz.
I have to warn the Soviets in the clearest possible terms that they risk taking us to the brink of an armed confrontation with incalculable consequences for all mankind.
Sovyetleri en açık haliyle uyarmalıyım ki, bizi... sonuçları tüm insanlık için tahmin edilemez olan... silahlı bir çatışmanın eşiğine getirme riskine giriyorlar.
The benefits of relations with the Legarans are incalculable.
Legaranlılarla ilişki kurmanın faydaları hesaplanamaz bile.
Failure to do so would represent an incalculable scientific loss.
Başarısız olmak, ölçülemez bilimsel kayıplara yol açacaktır.
"... for the incalculable effect he had making motion picture... "... the art form of this century. "
"Bu yüzyılın sanat biçimi sinemaya yaptığı değer biçilemez etkiler için."
We've all lived an incalculable number of lives.
Hepimiz, haddi hesabı olmayan sayıda hayatlar sürdük.
"The houses demolished under frequent fires... " are incalculable.
"Ateş altında yıkılan sayısızca ev var."
The destruction will be incalculable.
Görülmemiş boyutta bir yıkım yaratacak.
The damage could be incalculable.
Zarar ölçülemez derecede büyük olur.
Whatever the consequences to that end, they are incalculable to the preservation of the larger plan.
Sonuçları ne olursa olsun, asıl planı korumak için hesapsız davranacaklardır.
It's incalculable.
Hesaplanamaz.
Bacteria and viruses destroy crops, animals, people, at... at incalculable rates.
Bakteriler ve virüsler tarım ürünlerini, hayvanları, insanları, çok... çok büyük miktarlarda yok ediyor.
The enemy has employed a new, cruel bomb which has taken a toll of many innocent lives and has an incalculable destructive power
Düşman, birçok masum insanın hayatına malolan... yeni, zalim ve ölçülemeyecek derecede... yıkıcı güce sahip bir bombayı devreye soktu.
Any excuse could be used at this point to disrupt the balance and unchain violence of incalculable consequences.
Bu aşamada yapılabilecek bir hata dengeyi bozabilir ve tarifi zor sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
The size of the world-wide population of rats is incalculable.
Tüm dünyadaki fare sayısını hesaplamak mümkün değildir.
... it is contained within an isolated area, it threatens to cause incalculable damage to itself and our facilities, jeopardizing hundreds of millions of dollars...
- Tamam! Bu robot kendisine ve tesislerimize zarar verme, milyonlarca dolarlık donanımı tehlikeye atma tehdidinde bulunuyor.
The loss to science has been incalculable.
Bunun bilimde yarattığı kayıp ölçülemez boyuttadır.
The number of lives ended at the hands of those... living and breathing in this room is incalculable.
Bu odada hâlâ yaşayan ve nefes alan insanların elinde son bulan hayatların sayısı aklın alamayacağı kadar fazla.
In the shadow of this incalculable devastation... we find ourselves facing a colossal challenge.
Bu hesaplanamaz yıkımın gölgesinde... kendimizi muazzam bir meydan okumayla karşı karşıya bulabiliriz.
It would take an almost incalculable amount of energy to release energy even from even a single molecule.
Tek bir molekülden bile enerjiyi ortaya çıkarmak neredeyse çok yüksek miktarda bir enerji gerektirecekti.
Men are incalculable.
Erkekleri önceden anlamak çok zor.
They've told us that his lQ is so high it's incalculable.
IQ`sunu tartıştılar ölçülemeyecek kadar yüksekmiş.
You are casting a black cloud over a young man who's faced stupendous odds, a young man whose promise at such a young age, it's incalculable.
Genç bir adamın üzerinde, kara bir bulut dolaştırıyorsunuz. Muazzam ihtimallerle kim yüzleşir, genç adam, genç yaşta sözler veriyor, hesaplanamaz.
Their loss is incalculable.
Yerleri doldurulamaz.
Incalculable.
- Hesaplanamaz.
Listen, the amount of damage it would do national security if it fell into the wrong hands is incalculable.
Bak, yanlış ellere geçerse milli güvenliğe çok büyük hasar verir.
It's just incalculable.
Sınırsız bir şeref.
If the Federalist conspirators are allowed to defeat this election... there will be resistance by force, and the consequences could be incalculable.
Eğer federalist komplocuların bu seçimden galip çıkmalarına izin verilirse gücün kullanıldığı bir direniş olacaktır, ve bunun çok büyük sonuçları olabilir.
Fear of patriarch in groups of primitive men, which was then replaced by fear of God in larger communities resulted in incalculable prohibitions in men's minds and activities.
İlkel insan kümelerinde Ata korkusu ve büyük kabilelerde onun yerine geçen Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız yasaklar yaratmıştır.
An opportunity in which, were you to succeed you could secure for yourself and for this family incalculable wealth and position.
Öyle bir fırsat ki, başarırsan... kendini ve aileni ölçülemeyecek derecede zengin ve nüfuzlu yapacaksın.
The loss of life out here is incalculable and...
Buradaki kayıplar sayılamaz bir halde ve...
I have invested over $ 50 million in this project and the returns could be incalculable.
Bu projeye 50 milyon dolar yatırdım ve karşılığı paha biçilmez olabilir.
- You know the most enduring myth about the Templars is that they hid jewels and gold of incalculable wealth.
Templar'lar ile ilgili bilinen en güçlü efsane mücevherler ve altınlardan oluşan büyük bir hazineydi.
I mean, incalculable.
Yani hesaplanamayacak kadar çok.
Besides, the organs of the somatic body have incalculable reserves, but can't endure year after year of mistreatment.
Bir yanda organların Somatik bedenleri var. Rezervleri hesaplanamaz! ama tahammül edilemez yıllar, yıllar sonra kötü muameleler
Ah, I'd say life is incalculable.
Hayatın tahmin eldilemez olduğunu söyleyebilirim.
Many quantum physicists believe there is an incalculable number of parallel universes, and these parallel universes are all around us.
Birçok kuantum fizikçisinin inandığına göre hesaplanamayacak kadar çok paralel evrenler olabilir. ve bu paralel evrenler etrafımızda olabilir.
The loss to science is incalculable.
Bilimin kaybı hesapsızdır.
We owe an incalculable debt to those That have gone before us
Bizden öncekilere hesaplanamayacak kadar büyük borcumuz var.
The power at your disposal will be incalculable.
Kontrolündeki güç hesaplanmaz olacak.
Later, I'll cross incalculable gulfs of space, bending time to allow for temporal journeys.
Daha sonra uzayın hesaplanamaz uçurumlarını aşıp, zamanı bükerek içinde yolculuk edeceğim.
By our estimates, as many as 30,000 people might attend the festival, and the monetary value of that kind of direct customer-to-business exposure is, frankly, incalculable.
Tahminlerimize göre festivale yaklaşık 30000 kişi katılabilir ve açıkçası böyle bir doğrudan satıcı-müşteri ilişkisinin parasal değeri hesaplanamaz.
The loss to the Vulcan people is incalculable.
Vulcan halkının kayıpları çok fazla.
"with their incalculable interconnections, " beget this obsessive ideal. "
" Bu inatçı ideal içlerinde sayısız ilişki barındıran dev şehirlerin artması sayesinde doğmuştur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]