Incense translate Turkish
451 parallel translation
What a strange incense.
Ne tuhaf bir tütsü.
But tell him none of that incense and holy-water stuff, will you?
Tütsü, kutsal su filan yok ama, tamam mı?
Shall I use the fire God gave me to burn incense all day long?
Tanrının verdiği ateşi tütsü yakmakta mı kullanmalı?
She even burned incense!
Tütsü bile yakıyor!
Pious worship, sweet incense... and generous offerings approach their end.
Huşû içinde tapınmanın, güzel kokulu tütsülerin... ve eli açık adakların sonu geliyordu.
The residents of Kuroe are here asking to burn incense for the deceased.
Kuroe sakinleri merhum için burada tütsü yakmak istiyorlar.
And he really wants to light incense for the deceased.
Bir de merhum için tütsü yakmak istiyormuş.
Light a little incense for your brother.
Kardeşin için tütsü yak.
It's time we started offering incense.
Tören için, tütsüyü yakmamızın vakti geldi.
By God who raised me to this careful height... from that contented hap which I enjoyed... I never did incense his majesty against the duke of Clarence... but have been an earnest advocate to plead for him.
Kendi hâlimde, dertsiz yaşarken beni alıp bu çileli mevkiye getiren Tanrı adına yemin ederim, Majestelerini, Clarence Dükü'ne karşı asla kışkırtmadım.
To fly the boar before the boar pursues... were to incense the boar to follow us... and make pursuit where he did mean no chase.
Yaban domuzu henüz bizi kovalamıyor. O kovalamadan kaçmaya başlamak, dikkatini çekip onu peşimize düşürebilir.
I haven't smelt incense when Macario passes by.
Macario yanımdan geçerken herhangi bir koku almadım ama.
I can still smell the incense from Yuri's funeral.
Hala Yuri'nin cenazesindeki tütsü kokusunu duyuyorum.
of the obscure incense like a gas being scattered under the wind, of a spirit of pure sentiments.
karanlık tütsüden rüzgar altında kaybolan bir gaz gibi saf duygulu bir cin gibi.
Kilowatt is his name And we did burn incense to his power
Kilovattı onun adı Gücüne tütsüler yakılırdı
I'm sorry, it's the incense. Focus.
Affedersiniz, tütsünün dumanı...
Your spirit must burn up like this incense, go up in smoke, on the altar of your loving body.
Senin ruhun da aşk içindeki vücudunun mihrabında tıpkı bu tütsü gibi yanmalıdır.
How about some Edo incense?
Edo tütsüsü ister misiniz?
My, my, it's kind of you to come to offer incense so often.
Olur şey değil, ne kadar naziksin, sık sık gelip tütsü sunuyorsun.
It's my duty to offer incense to my father-in-law.
Kayınpederime tütsü sunmak benim görevim.
Please sell me some incense!
Bana lütfen biraz tütsü satın!
No incense!
Tütsü yok!
Let's at least offer incense to Buddha.
O zaman en azından Buda'ya bir tütsü yakalım.
We'll offer Bunnojo incense in apology.
Tütsüyle Bunnojo'dan özür dileyeceğiz.
Still stinks of incense...
hala iğrenç tütsü kokuyor...
At least a priest smells of incense.
Hiç olmazsa rahip tütsü gibi kokar.
Here is just a little, maybe you could buy incense...
- İşte küçük bir şey ama, belki soğuktan korunmak için..
- They've got the incense filter.
- Esans filtreli.
I've got a gypsy band up here... incense is burning, the booze is flowing! Miss Piggott and I are playing frogleap bare-assed! Is that any better?
Odada çingene çalgıcılar var, tütsü yanıyor, içkiler su gibi akıyor ve Bayan Piggott'la "birbirdir" oynuyoruz.
I'd like to light an incense for the Old Boss.
Eski patron için bir tütsü yakmak isterim.
The burning of the incense.
Tütsü yakalım.
The incense monks and priests burn when they pray is called goma.
Rahip ve keşişlerin dua ederken yaktıkları tütsüye goma denir.
The victim smelled of this incense.
Maktülde bu tütsüden kokuyordu.
The incense of sage.
Adaçayının kokusunu.
Creature of fire and smoke incense and perfume cast away any phantoms of evil intent.
Ateş ve dumanın buhurun ve parfümün hizmetkârı kötü niyetli tüm hayaletleri kov.
Then burn incense in front of it, McLeod.
O zaman tütsüyü yak, McLeod.
The incense container was the catalyst of your dream.
Buhurdanlık rüyanı başlatmış.
Give me apples from Syria, peaches from Amman, jasmine from Aleppo, lemons from Egypt, sultanas, myrtle, camomile, pomegranates, white roses, little pastries, nutmeg ring cakes, sweets, short pastry, puff pastry, sugar and incense, amber, musk and candle wax.
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
Tabacco smoke is like incense...
Tütün dumanı tütsü gibi...
Incense, mother.
Tütsü, anne.
Incense.
Tütsü.
If you let me out right away... I'll buy $ 5.00 worth of incense from you.
Eğer beni hemen dışarı çıkarırsan... senden 5000 dolarlık tütsü alırım.
The incense will make you lose your sense
Zehir sağduyunu da zayıflatıyor
Light the incense Yes The drug's in the form of a coil of incense
Tütsüyü yakın peki ilaç tütsü formunda yanıp tükendiğinde, etkisi geçer
The incense has almost burnt out
Tütsü neredeyse bitti
Incense, sacred incense and wisdom, bring into my house the Provisions.
Tütsü, kutsal tütsü ve bilgelik,.. ... evime bereket getirsin.
Withthe numbing incense ofthe Palace, unless you don'thave anose, you'll be in comafor2 days.
Su kapısında kilitli. burnu olmadıkça 2 gün komada olacaktır
I meditate every morning with chanting and burning incense so if you must walk around I'd appreciate tiptoeing.
Her sabah meditasyon yapar, tütsü yakar, şarkı söylerim. Bu yüzden etrafta parmak ucunda dolaşırsan sevinirim.
- Perhaps even incense burning.
- Tütsü çok güzeldir.
- Oh, incense is beautiful.
Bunlar çok önemli.
all dressed in gold and incense.
Tamamen altın ve tütsü ile kuşanmış, yüce Kutsal Meryem'e.