English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inching

Inching translate Turkish

34 parallel translation
Despite this, the invaders were little more than inching forward.
Buna rağmen müttefikler, çok kısa bir mesafe katedebilmişti.
But she learned how to muffle the bell, by stuffing a sock into it. And inching her way out of the bed...
Ama kadın içine çorap tıkıştırarak çıngırağı susturmayı öğrendi, ve yataktan yavaşça çıkarak geceye karışıyordu.
[Willie] i beg to differ. You are inching towards the door.
Ben kapıdan ayrılmanı, rica ediyorum.
Eech! See, now i'm inching away from the door.
Gördünüz mü, şimdi kapıdan yavaşça uzaklaşıyorum.
To those dead souls inching along the freeways in their metal coffins we show them that the human spirit is still alive.
metal tabutlarda gezen ölü ruhlar için,..... onlara insan ruhunun halan yaşadığını gösteriyoruz.
The present century is a tiny spotlight inching its way along a gigantic ruler of time.
İçerisinde bulunulan çağı gösteren bu ışık devasa zaman cetveli üzerinde yol alıyor.
And you notice that round here is a gradual, sloping path, steadily inching its way up the mountain.
Ve burada gördüğünüz gibi burada kademeli ve eğimli bir yol var. Kesintisiz bir şekilde dağın zirvesine doğru gidiyor.
Beads of condensation are inching closer to the wood....
Bardaktaki su damlacıkları yavaştan masaya doğru düşüyor.
We're inching towards it.
Amacımıza yavaş yavaş ulaşacağız!
Stop inching.
Yavaş yavaş yürümeyi kes.
You were inching.
Uzaklaşıyorsun.
You're having a bath if you think you're half-inching that.
Onu yürütebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun.
And there's Richardson inching off second.
Richardson 2. kalenen hemen önünde.
Inching into the other side of the sister's life.
Kız kardeşimin hayatının diğer bölümüne yavaş yavaş kayıyorum.
The females hunt together as a pack, inching forward to set the trap.
Dişiler birlikte avlanarak avlarını, ileri doğru paket halinde tuzağa çeker.
My hunches were hitting bull's eye... and I was inching closer to them with every passing day
Sıradaki olayları ne olacak? Hislerim, tam isabetli noktayı arıyordu. ... ve her geçen gün onlara daha çok yaklaşlıyordum.
Darwin's great insight was that life evolved steadily and slowly, inching its way gradually over four billion years.
Hayatın istikrarlı ve çok yavaşça evrildiği fikri Darwin'in olağanüstü görüşüydü, 4 milyar yıldan fazladır santim santim ilerleyen bir evrilme sürecidir bu.
No, respect is the slow, steady inching, waiting for me to swat your hand away.
Hayır, saygılı olmak, elini yavaşça yaklaştırıp benim elini uzaklaştırmamı beklemendir.
Are you inching away from me?
Benden uzaklaşıyor musun?
And the Scouts, they go for another one, inching even closer to a slot in the championship.
Ve Öncüler başka bir sayı için harekete geçtiler şampiyonluk maçına adım adım yaklaşıyorlar.
The Serbs have a problem with their southern neighbors, who are inching northward.
Kuzeye doğru ilerleyen Sırpların güney komşularıyla sorunları var.
Families inching along the coast would often have found the way blocked where the ice still reached right down to the sea.
Sahil boyunca yavaş yavaş hareket eden aileler buzulların hala denize doğru uzandığı yerlerde genellikle yolu bloke edilmiş bulacaktı.
They've been inching in on omar's neighborhood.
Omar'ın çevresinde yavaş yavaş hareket ediyorlar. - O dikkatli.
Here on the streets of Manhattan, some citizens have begun stocking up on food, water, and medical supplies, dreading that we may be inching closer to disaster.
Manhattan sokaklarında insanlar bir felaketin eşiğinde olmamızdan korktuklarından yiyecek, su ve ilaç toplamaya başladılar.
Must be the first time you've been down here without half-inching something.
Bir şeyler araklamaya gelmek dışında burada ilk kez bulunuyor olmalısın.
Hours of inching through mud with no discernible purpose.
Belli bir amacımız olmadan saatlerce çamurun içinde ilerlerdik.
Each time, more council members change their votes, inching them closer and closer to the majority needed to have landmark status revoked.
Her seferde binanın statüsünün kaldırılması için oy veren kurul üyesi sayısı artmış.
Okay, so then, we see this guy, and he's, like, inching towards this super sweet, elegant, elderly-looking lady, who'd obviously, like, had a little bit of work done,
Her neyse, bu adam, Karşısındaki çok tatlı, Zarif, orta yaşlı hanımı kesiyordu ki kesinlikle estetik yaptırmış,
I'm dying to know what's in that case you keep inching towards.
Eğer doğru inching tutmak bu durumda ne olduğunu bilmek için can edişinin.
Well, his heart rate is inching up.
- Kalp hızı yükseliyor.
You're inching up to Alaric on the smarty-pants scale.
Zekilik ölçeğinde Alaric'e doğru çıkıyorsun.
Why are you inching towards the door?
Hayır, hareket etmiyorum.
I'm not inching towards the door.
Kapıya doğru yavaşça hareket ediyorsun.
slowly inching forward, he finds himself cast out into the cold.
İlkbaharda hava nihayet ısınıyor ve buz tutmuş nehirler çözülmeye başlıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]