English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Incipient

Incipient translate Turkish

25 parallel translation
By dawn, many minor wrongdoings had been uncovered... and a few incipient felonies.
Sabaha karşı, cinayete teşebbüs eden delikanlılar yakalandı.
The point is that whoever dumped him there may very well be walking around with incipient plague at this moment.
Konu şu ki ; onu oraya atan her kimse yeni başlamış bir veba ile etrafta geziniyor.
the incipient intimations of proximate dawn.
yaklaşan şafağın henüz başlayan belirtileri.
Small pieces of dust and ice would be blown behind me by the solar wind forming an incipient cometary tail.
Küçük toz ve buz parçaları güneş rüzgarıyla arkaya savrulurken başlangıç aşamasındaki kuyruğuma şekil verirdi.
"Incipient tuberculosis."
"Tüberküloz başlangıcı."
At first I thought incipient arthritis, and then I remembered that tick.
Önce artrit sandım. -... ve sonra o tiki hatırladım.
And when that first frog shimmied out of the water and employed its vocal cords... in order to attract a mate or to retard a predator... do you think that that frog ever imagined that that incipient croak... would evolve into all the languages of the world, into all the literature of the world?
Ve ilk kurbağa kendini sudan dışarı atıp, bir eş bulmak ya da... bir yırtıcıyı duraksatmak için ses tellerini görevlendirdiğinde... o ilk vıraklamasının dünyadaki bütün lisanlara ve edebiyata... doğru evrimleşeceğini hiç hayal etmiş midir sence?
The liver shows some nodular hardening, consistent with incipient alcoholism.
Ciğerde sertleşme görülüyor. Bu, alkolizm vakalarında görülür.
I'm afraid you have incipient metremia.
Korkarım yeni başlamış metremia olmuşsunuz.
We're looking at a completely incipient creature.
Tamamen yeni bir yaratıkla karşı karşıyayız.
It's a classic adolescent response to the pressures of incipient adulthood.
Yetişkinliğe geçiş baskılarına klasik ergen tepkisi.
It's got an incipient lam crack... but it plays decent as I recall.
Yeni başlamış bir çizik var ancak bana göre oldukça iyi çalıyor.
He called it incipient communism, you know, and of course, that's when he had his stroke.
Dedemse buna Komünizm başlangıcı dedi. Sonra da inme geçirdi.
Even now... from the mirror-bright halls of heaven... across the cold and lifeless... infinity of space... the Messenger comes... trailing orbs of light... fabulous, incipient.
Şu anda cennetin ayna gibi salonlarından çıkıp soğuk ve cansız uzayın sonsuzluğundan geçerek Elçi geliyor ışık kürelerini peşinde sürükleyerek muhteşem, başlamaya hazır.
No incipient rigor.
Sertlik başlangıcı yok.
But we can do something about the incipient crow's feet.
Ancak yeni oluşmaya başlayan ve "karga ayakları" na benzettiğimiz göz kenarındaki kırışıklıklar için bir şeyler yapabiliriz.
What comes after incipient?
Pekala, başlamakta olandan sonra ne geliyor?
There's an incipient happiness, but also a lot of anguish.
Yeni başlamış bir mutluluk var ama bir yandan da elem dolu.
- You're an incipient alcoholic.
Alkolik olma yolunda ilerliyorsun.
Well, the autopsy revealed nothing out of the ordinary beyond signs of malnutrition and incipient anaemia.
Otopside yetersiz beslenme ve anemi başlangıcı belirtileri dışında olağan dışı bir şeye rastlamadım.
incipient diabetes?
Yeni filizlenmiş şeker hastalığı.
Teeth are decaying, indications of incipient scurvy.
Dişleri çürümüş. Skorbüt hastalığı başlangıcının belirtileri var.
Dr. Jekyll's serum has proven remarkably effective... at curing your mania, and incipient aggression.
Doktor Jekyll'ın serumu, cinnet hâlini ve yeni başlayan saldırgan tutumunu tedavi etmede son derece tesirli olduğunu kanıtladı.
- Incipient?
- Hah süper.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]