English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Incitement

Incitement translate Turkish

50 parallel translation
1945 : sentenced to 6 months for incitement of minors to vice.
1945.. Gençleri ahlaksızlığa teşvikten 6 ay mahkumiyet.
However, incitement to disaffection is criminal.
Ancak isteksizliğe teşvik bir suçtur.
For incitement of treason conspiracy to commit sabotage responsibility for armed incursions with intent to commit murder.
İhanete teşvik sabotaj amaçlı örgüt kurma silahlı terör örgütü yöneticiliği ve cinayete teşebbüs sebepleriyle.
Incitement to riot.
- İsyana teşvik.
They said it was strange a woman... would want to publish a defense of D.H. Lawrence... and that his words are considered an incitement to sex.
Kelimelerinin sekse çağrı olduğuna dayanarak... hemde bir kadın tarafından yapılması ilginç bir durumdu.
He said it was strange that a woman... would want to publish a defense of D.H. Lawrence... and that his words are considered an incitement to sex.
Bir kadının D.H. Lawrence üzerine bir savunma yazısı yayınlamak istemesini ilginç bulduğunu ve sözlerinin cinsel açıdan kışkırtıcı olduğunu, söylemişti.
They should be prosecuted for incitement.
Milleti teşvik ediyor bunlar galiba..
They should be prosecuted for incitement.
.. Milleti teşvik ediyor bunlar galiba..
They should be prosecuted for incitement.
- Milleti teşvik ediyor bunlar..
No bars, no burglar alarms. They should be prosecuted for incitement.
- Pencerede demir yok, hırsız alarmı yok, teşvik ediyor bunlar..
The Governor assures me that if you let the hostages go, he'll reduce the charges against you to incitement to riot.
Vali, rehineleri bırakırsanız, size karşı yapılan isyana kışkırtma suçlamalarının azaltılması konusunda bana güvence verdi.
I'm going to have you arraigned on charges of incitement to murder.
Seni cinayete kışkırtmadan suçlayacağım.
Mr. Mamiya... incitement to murder can carry the death penalty.
Bay. Mamiya... cinayete teşvik, idamla sonuçlanabilir.
You're facing some serious charges here, Quark... incitement to riot, endangering the public safety disregard...
Hakkında büyük suçlamalar var, Quark. İsyana teşvik etme, halk güvenliğini tehlikeye atma,
You've read it as well but... to me, it sounds like an incitement to civil war.
Muhafızlar içinde Araplar bile varmış diyorlar? Evet öyle, Ulusal Muhafızlar içinde Araplar da var.
That's incitement to alcoholism.
Alkolizme teşvik böyle oluyor.
Nobody likes this... but Mr. Hutchen's presence is an incitement to violence... and he will be kept in there until such time... as we can make arrangements for his travel to another facility.
Bu kimsenin hoşuna gitmiyor. Ancak başka bir hapisaneye, gönderilinceye kadar burada tek başına kalacak.
Rumsfeld called this incitement.
Rumsfeld bunu tahrik diye adlandırdı.
No incitement to war.
Savaş teşvikçisi değil.
- This is incitement, you son of a bitch.
- Bu kışkırtma, seni orospu çocuğu.
- No, that's incitement.
- Bunlar bahane.
I would imagine it's incitement to gross bodily harm.
İnsanlara zarar verecek şekilde olayları büyüttüğünüzü düşünüyorum.
Your assertion is little more than veiled incitement for your supporters to come kill us.
İddianız destekçilerinizin bizi öldürmeleri için üstü kapalı bir kışkırtma.
"And yet this criminal incitement to vigilante justice."
Bununla beraber huzur bozucu tahrik öğeleri içeriyor. "
But as for Robin Longstride, that mason's son, for the crimes of theft and incitement to cause unrest, who pretended to be a knight of the realm, a crime punishable by death, I declare him, from this day forth, to be an outlaw!
Fakat Robin Longstride'a gelince, o duvar ustasının oğlu hırsızlık ve huzursuzluğa tahrik cezası ölüm olan bir suç olan kraliyet şövalyesi gibi davranmaktan dolayı bugünden itibaren onu kanun kaçağı ilan ediyorum!
Including the incitement test.
Kışkırtma testi dahil.
Suddenly, I'm accessory two, incitement to violence, pension gone!
Aniden, ikinci suç ortağı oluyorum, şiddete teşvik eden, emekli maaşı giden.
Parajanov, who's directing on set here like he's conducting an orchestra, was imprisoned on charges of incitement to suicide and homosexuality.
Paradyanov, bir orkestra şefi gibi yönetir. İntihara özendirmek ve homoseksüellikle suçlanır, hapse atılır.
But each time Sin is accused of incitement to murder he's acquitted.
Ancak Sin, cinayete teşvik suçlamalarından her seferinde beraat etti.
The incitement was focused on him.
Tahrikler onun üzerinde yoğunlaşmıştı.
We spoke about incitement and insurrection.
Kışkırtmalar ve isyandan bahsettik.
Any resistance to German orders will be considered sabotage, comparable to incitement to riot.
Alman sınırına yapılacak herhangi bir direniş sabotaj olarak dikkate alınacak ve isyana teşvik olarak değerlendirilecektir.
I support copyright, but only if it encourages creativity or economic incitement or is an incentive to create.
Ben de telif hakkından yanayım, ancak sadece yaratıcılığı veya ekonomik teşviği körüklediği yahut yaratan bir insiyatif olduğu sürece.
The incitement of your kinsman, Richard Welles, in the uprising was a grave mistake...
İsyanı kardeşiniz Richard Welles'in kışkırtması ciddi bir hataydı...
Incitement of hatred, Fräulein Müller.
Yaptığınız şey nefret konuşması, Bayan Müller.
Some say that it is illegal but conspiracy or incitement must contain some form of call to action.
Kimisi yasadışı diyor ama kumpas ya da kışkırtma, biraz icraat içermeli.
He takes responsibility for the incitement to murder.
Cinayete teşvik suçunu işlemiş bulunmakta.
Incitement to riot.
İsyana teşvik.
Incitement.
Kışkırtma.
It was incitement.
O bir kışkırtmaydı.
Mr. Gates, if you walk through that door with the intent of subverting my plans, I will have no alternative but to interpret that as an incitement of mutiny.
Bay Gates, eğer o kapıdan planımı bozma niyetiyle çıkacak olursan yaptığın şeyin, isyanı kışkırtma olduğunu düşünmekten başka şansım kalmayacak.
You shall face charges of disorderly, riotous mischief and incitement to mayhem.
Asayişi ihlâl etmekten,... halkı galeyana getirmekle ve isyana teşvik etmekle suçlanıyorsunuz.
And if they do believe us, we'd be an incitement to kidnapping.
Ve ayrıca gerçekte kim olduğumuzu bilirlerse, onlara bizi kaçırmaları için fırsat vermiş oluruz.
England boosted its power through agitation and incitement.
İngiltere, gücünü tahrikle, fitneyle artırmıştır.
Any written incitement to violence, or indeed any other offence against government.
Şiddete azmettirmeye yönelik herhangi bir yazı ya da hükümete karşı başka bir gerçek saldırı olursa.
But incitement of violence, destruction of private property, vandalism, rioting, resisting arrest, and murder?
Ama şiddetin kışkırtılması, özel mülkün imhası, vandalizm, isyan, direniş tutuklama, ve cinayet?
Influence peddling, incitement and so on.
Görev ve yetkisini kötüye kullanma ve rüşvet benzeri suçlarda.
Forbidden and punishable by law is any call for or incitement to war, or use of violence... and national, racial or religious hatred, or any form of intolerance.
Kanunun yasaklamaları ve cezalar savaş için kışkırtmalara ya da şiddet kullanımına, milliyetçiliğe ırkçılığa veya din düşmalığına, ya da her türlü tahammülsüzlüğe sebep olur.
Any call for or incitement to war or use of violence, to national, racial or religious hatred, or any form of intolerance shall be prohibited and punishable by law.
Savaşa tahrik veya şiddet kullanımı milliyetçi, ırkçı, dinci nefret... ya da her türlü tahammülsüzlük, kanunlar tarafından yasaklanır ve cezalandırılır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]