English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inconvenienced

Inconvenienced translate Turkish

137 parallel translation
So sorry to have inconvenienced you in this way.
Sizi bu şekilde rahatsız ettiğimiz için üzgünüz.
I should be very sorry if I had inconvenienced you.
Rahatsızlık verdiysem çok üzülürüm.
By the middle of February I was seriously inconvenienced by you and at the end of March.
Şubat'ın ortalarına doğru sizin yüzünüzden ciddi bir şekilde zor durumda kalmıştım ve
On the contrary, it's you who have been inconvenienced.
Tersine. Rahatsız olan sizsiniz.
- Well, I'm sorry, but- l hope we haven't inconvenienced you.
- Özür dilerim fakat... - Umarım sizi işinizden alıkoymadık.
I hope I haven't inconvenienced you.
Umarım seni zor durumda bırakmamışımdır.
Don't be inconvenienced by us.
Sizi bölmeyeyim.
- Because it inconvenienced you.
- Çünkü seni rahatsız etti.
Have you been inconvenienced, Mr Keith?
Yoksa geç mi kaldınız bay Keith?
I hope we haven't inconvenienced you too greatly, sir.
Umarım size fazla rahatsızlık vermedik, efendim.
It must have inconvenienced you
Size de zahmet oldu.
My apologies if my last-minute arrival has inconvenienced the court.
Eğer son dakikada gelmem heyetinizi zor durumda bıraktıysa özür dilerim, efendim.
I'm sorry if I inconvenienced you.
Sıkıntıya soktuysam özür dilerim.
As miserable a hovel as this is, your landlord will be inconvenienced if you do not return.
Ne kadar harap bir baraka olsa da eğer dönmezsen ev sahibin rahatsız olacaktır.
I promise that you and Madame Ballon will be inconvenienced as little as possible and that the Ballon name will not suffer the sensationalism of the press.
- Ah, anlıyorum. Size söz veriyorum ki, siz ve Madam Ballon mümkün olduğunca az rahatsız edileceksiniz Ballon adı da basının sansasyon merakı yüzünden itibar kaybetmeyecek.
You will not be inconvenienced for long, Monsieur Ballon.
Rahatsızlığınız uzun sürmeyecek, Mösyö Ballon.
I hope we haven't inconvenienced you.
Umarım sizi zor durumda bırakmadık.
Inconvenienced once again, he demands her return.
Başka bir sorun çıkınca, geri dönmesini istiyor.
You inconvenienced this lady, and made a fool of yourself... and this railroad in the bargain.
Bu hanımı rahatsız ettin, kendini ve demiryolunu aptal yerine koydun.
I'm sorry to have inconvenienced you.
Rahatsızlık verdiysem özür dilerim.
Thank you, Lieutenant, I hope I haven't inconvenienced you.
Teşekkürler Teğmen, umarım size zahmet vermedim.
If we inconvenienced you, I guess we owe you an apology.
Seni rahatsız ettik ise, sanırım bir özür borçluyuz.
Has my return inconvenienced you in any way?
Neden? yoksa gelişim seni rahatsız mı etti?
- If we inconvenienced you in any way...
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım. Herhangi bir şekilde sizi rahatsız ettiysek....
I feel fine and I've inconvenienced you enough.
İyiyim ve seni yeterince rahatsız ettim.
Look, Elias, I'm sorry that you're being inconvenienced... but I just don't have the answers right now, okay?
Bak Elias, rahatsız olduğun için üzgünüm... fakat şu an sorulara verecek cevabım yok, anlaşıldı mı?
By the middle of February I was seriously inconvenienced by you and at the end of March
Şubat'ın ortalarına doğru sizin yüzünüzden ciddi bir şekilde zor durumda kalmıştım ve
And I find myself extremely inconvenienced.
Ve bundan müthiş derecede rahatsızlık duyuyorum.
I certainly hate to see our customers inconvenienced.
Oh evet! Müşterilerimizin zor duruma düştüklerini görmekten hiç hoşlanmam.
You have been inconvenienced, and I'm prepared to compensate you.
Rahatsız olduğunuzun farkındayım ve bunun karşılığını vermeye hazırım.
DON'T FEEL AS IF I'M BEING INCONVENIENCED.
Buraya taşınmak bana iyi gelebilir.
Nobodys gonna be hurt or disappointed or even inconvenienced.
Kimse ne üzülecek, ne hayal kırıklığına uğrayacak ne de zahmete girecek.
I rarely if ever find myself inconvenienced by Scotland Yard.
Nadiren Scotland Yard'a karşı zor durumda kalırım.
We're sorry to have inconvenienced you.
Münasebetsizlik ettiğimiz için özür dileriz.
They're worried that some day in the future they might be personally inconvenienced.
Gelecekte bir zamanda kötü duruma düşmekten endişeleniyorlar.
We can't pretend people won't be inconvenienced.
Bunun insanlar için rahatsizlik yaratmayacagini sOyleyemeyiz.
I'm sorry you've been inconvenienced.
Rahatsızlığa uğradığınız için üzgünüm.
I'm sorry if the system blackouts we requested inconvenienced you.
İstediğimiz sistem kesintileri size rahatsızlık verdiyse, özür dilerim.
You seriously inconvenienced me.
Beni gerçekten sıkıntı veriyorsun George.
A group of rowdy people has inconvenienced the travelers... who crowd the station platforms every day.
Gürültülü bir kalabalık yolcuları karşıladı... hergün platformu dolduranlar.
Tell him I'm, uh, sorry if I inconvenienced anything, you know?
Münasebetsizlik ettiysem ona üzgün olduğumu söyle. - Bilirsin?
Tell him I'm, uh, sorry if I inconvenienced anything. - You know?
Münasebetsizlik ettiysem ona üzgün olduğumu söyle.
Just so everyone isn't inconvenienced, I'll tell you that that laboratory is located in our city's lovely riverfront industrial area.
Herkes rahatsızlık duymasın, Söyleyebilirim ki o laboratuar şehrin nehir yakınlarında endüstriyel alanda bulunuyor.
You have inconvenienced me and threatened my position in the Royal Court and weakened our defenses by your constant warfare none of which matters to G'Kar or his associates.
Bana büyük rahatsızlık verdin ve saraydaki itibarımı azalttın. Sürekli yaptığın savaşlarla savunmamızı zayıflattın. Ama bunların hiçbiri G'Kar ve arkadaşlarının umurunda değil.
- Why? He inconvenienced you.
O seni ne kadar rahatsız ettiyse, onu bir o kadar rahatsız edersin.
To be in the Scooby Gang you gotta be inconvenienced now and then.
Scooby çetesinin mensubu olmak istiyorsan arada bir birilerinin canını sıkmasına izin vereceksin.
And if you're listening to your music that loud... they're inconvenienced by that.
Bu kadar yüksek sesle müzik dinlerseniz... bundan rahatsız olurlar.
Nobody wants to be inconvenienced.
Kimse ona yük olmamı istemiyor.
I'm sorry that we've inconvenienced you.
Rahatsızlık verdiğimiz için özür dilerim.
- If I've inconvenienced you -
Kısakuyrukla birlikle "T.C.'ninkiler" ile konuşun.
Sorry we inconvenienced you.
Affedersiniz rahatsız ettik sizi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]